Dilek Akın - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''CHP'nin milli şefleri birbirine karışmış durumda. Biliyorsunuz, 87 yaşında mütekait siyasetçiyi CHP kendine akıl hocası yaptı. Ne diyordu o 87 yaşındaki siyasetçi? 'Onlar ne veriyorsa ben 5 fazlasını veriyorum'. Geçmişte hep öyle derdi. CHP Genel Başkanı ne diyor? 'AK Parti ne veriyorsan ben daha fazlasını veriyorum' diyor'' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisince Kahramanmaraş'ta, Müftülük Meydanı'nda düzenlenen mitingindeki konuşmasında, ana muhalefet partisi CHP ile MHP'yi eleştirdi.
CHP'nin, milli şeflerinin birbirine karışmış durumda olduğunu ifade eden Erdoğan, ''CHP'nin milli şefi kim belli değil. Biliyorsunuz, 87 yaşında mütekait siyasetçiyi CHP kendine akıl hocası yaptı. Biliyorsunuz değil mi?'' diye sordu.
Erdoğan, kendisini dinleyenlerin cevabı üzerine, ''Benim milletim evvel Allah işi yakından takip ediyor'' diyerek, şunları kaydetti:
''Ne diyordu o 87 yaşındaki siyasetçi? 'Onlar ne veriyorsa ben 5 fazlasını veriyorum'. Geçmişte hep öyle derdi. CHP Genel Başkanı ne diyor? 'AK Parti ne veriyorsa ben daha fazlasını veriyorum' diyor. Kahramanmaraşlılar buna ne der biliyor musunuz, güzel bir sözünüz var. 'Ha Ali Yürük, ha Yürük Ali' hatırladınız mı? Al birini vur ötekine, bakın değerli hanımlar, değerli kardeşlerim. Kahramanmaraş'ın şirinli çorbasını, malhuta, tirşik yemeğini, çullamayı bir kapta karıştırırsanız, üzerine biraz da dondurma dökseniz onun üzerine de biraz Maraş biberi serpseniz öyle bir karışımın lezzeti olur mu, mide böyle bir karışımı kabul eder mi? İşte CHP'nin hali bu. Biraz sağdan, biraz soldan, biraz tasfiye edilmiş siyasetçi, Ergenekon'cu, bolca çete... Ya bu insanı ülser eder, ülser.''
Erdoğan, konuşmasının başında olduğu gibi bugünün ''Anneler Günü'' olduğunu tekrar hatırlatarak, ''Bugün Anneler Günü buradan, Kahramanmaraş'tan, tüm annelere bazı mesajlar iletmek istiyorum. Kahramanmaraş'lı Erdem Beyazıt'ı burada rahmetle yad ediyorum, saygı duyduğum sevdiğim bir ağabeyimdi. Onun şu muhteşem dizelerini sizlerle bir kere daha paylaşmak istiyorum. Beraber sakince o dizeleri bir dinleyelim'' diyerek, şiiri dinletti.
Konuşmasını, ''Sevgili kardeşlerim biz bu acıyı çok iyi biliriz'' diye sürdüren Erdoğan, ''Evlat acısını biz çok iyi biliriz. Biz otuz0 yıldır bu ülkede yürekleri yanan annelerin sızısını çok ama çok iyi biliriz. Milli birlik ve kardeşlik projesini başlatırken bu acıları dindirmek, gözyaşlarını durdurmak, bu ülkede bir daha bu acıların yaşanmasını önlemek için, biz silah sussun diye bu süreci başlattık. Biz gencecik fidanlar solmasın diye böyle bir adımı attık. Ama en önemlisi analar ağlamasın diye bu yola çıktık. Bizim kardeşlik projemizden birileri ciddi şekilde rahatsız oldular. Sadece rahatsız olamakla kalmadılar, bu süreci sekteye uğratmak için ellerinden gelen kışkırtmayı, tahrik, provokasyon ne varsa sahnelemeye başladılar'' dedi.
Erdoğan, BDP'yi de eleştirdiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Tıpkı terör örgütü gibi BDP de bu ülkede benim Kürt kardeşlerimin sorunlarının çözülmesini istemiyor. BDP, gençlerin ölümünü, anaların, babaların gözyaşını kendi varlığının teminatı olarak görüyor. Bu, gençlerin kanından beslenmektir. 'Anneler ağlamaya devam etsin ki biz ayakta kalalım' derdindeler.
Buradan, Kahramanmaraş'tan Kürt kökenli vatandaşların tamamına sesleniyorum; Kürt annelerine sesleniyorum; sizin yavrularınızın kanı üzerinden siyaset yapanlarla artık aranıza mesafe koyun. Yedi yaşındaki çocuğun eline taş verip arkasına saklanan, yedi yaşındaki çocukların üzerine havai fişek atan bu korkaklarla aranıza mesafe koyun diyorum. Gençleri alıp dağa götüren, eline silah verip, ölüme gönderen, sonra da cenazelerini teslim karşılığında para isteyen bu canilerle aranıza bir sınır çizin diyorum.''
Erdoğan, BDP ve terör örgütünün, 12 Eylül halk oylamasında Ergenekon terör örgütüyle aynı hizaya geldiğini, bugün de aynı hizada durduğunu, bunların AK Parti karşısında bir kez daha buluştuğunu söyledi.

-''AK PARTİ SORUNLARI ÇÖZDÜKÇE BUNLAR RAHATSIZ OLUYOR''-

''AK Parti sorunları çözdükçe bunlar rahatsız oluyor'' diyen eden Erdoğan, şöyle devam etti.
''AK Parti yolları yaptıkça, okulları yaptıkça, hastaneleri yaptıkça bunlar rahatsız oluyorlar. AK Parti, köylere yol, su, elektrik götürdükçe bunlar rahatsız oluyorlar. AK Parti annelerin gözyaşını dindirdikçe bunlar tahriklerini arttırıyorlar. Bunlar Doğu ve Güneydoğu'yu yokluğa, yoksulluğa, kin, öfke, nefret ve kana mahkum etmek istiyorlar. Bunlar bataklıktan besleniyorlar. Bataklık kurudukça dengelerini, ölçülerini, vicdan ve izanlarını yitiriyorlar.
Biz bu oyunu bugüne kadar bozduk. Bundan sonra da hep birlikte bozacağız. Ben eminim ki milletim bu tezgahı bir kez daha altüst edecektir. Ben eminim ki 75 milyon hem Kandil'e, hem Silivri'ye gereken cevabı otuz beş gün sonra verecektir. Sevgili kardeşlerim, sevgili Kahramanmaraşlılar, biz hizmet üretmeye devam edeceğiz. Biz Türkiye'yi kardeşlik üzerinde büyütmeye devam edeceğiz. Sekiz buçuk yıl bu ülkede hizmet ettik, eser ürettik. Daha fazlasını yapmaya devam edeceğiz.''

-11 İLE MÜJDE-

Erdoğan, bugün Kahramanmaraş'a bir önemli müjde vermek istediğini belirterek, ''Allah, nasip ederse seçimden hemen sonra nüfusu 750 binin üzerinde olan illerimizin büyükşehir olması için bir kanun tasarısını hazırladık. Tasarı bu dönemde Meclise gelemedi. Ama 12 Haziran'dan hemen sonra bu tasarıyı gündeme alacak ve bu illerimizi büyükşehir haline getireceğiz. Kahramanmaraş büyük şehir olmayı fazlasıyla hak ediyor'' dedi.
''Ama büyükşehirin sınırı ne olacak biliyor musunuz?'' diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:
''Kahramanmaraş'ın mülki sınırı, hepsi büyükşehirin kapsamı içinde. Afşin, Elbistan hepsi. Bu sınırları kapsıyor. İstanbul'daki, Kocaeli'deki büyükşehir yapısı neyse Kahramanmaraş'taki de bu olacak. Yani şu anda bizim ulusal planlamamızın içinde bu var. Çılgın proje dedik ya, bu da ulusal planlama projemiz. Böylece Kahramanmaraş'ın imkanları artacağı gibi onunla kalmıyoruz, bütün ilçelerimiz bundan sonra çok daha farklı hale gelecek. Fakat, tabii uygulaması hemen başlamıyor. Uygulaması ne zaman başlayacak? 2014 seçimlerine Kahramanmaraş büyükşehir olarak girecek. Yani yerel seçimler. Şu anda aynı şekilde devam ediyor. 2014 seçimlerinden itibaren burası bir büyükşehir belediyesi olarak seçimlere girecek. Bu arada 2014'e kadar nüfusu 750 bini aşan başka illerimiz olursa onlar da yine büyükşehir olma hakkını kazanacaklar. Şu anda 11 ilimiz bu hakkı kazanmış durumda. Değerli kardeşlerim, şimdiden hayırlı olsun.''
Başbakan Erdoğan, daha çok çalışacaklarını, Kahramanmaraş'ı daha modern bir şehir haline getireceklerini, planlamada, yapılanmada çok daha büyük adımlar atılacağını belirtti.
İmkanların daha büyük olacağını vurgulayan Erdoğan, bugüne kadar hizmet yolunda durmaksızın çalıştıklarını, her alanda ülkeyi büyütecek çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi.

-EĞİTİM-

Erdoğan, Türkiye genelinde 163 bin derslik yaptıklarını anımsatarak, şunları söyledi:
''Kitapları ücretsiz alıyor muyuz? Alıyoruz. Sosyal güvencesi olmayan ailelere ilköğretimde erkeklere 30 lira, kızlara 35 lira veriyor muyuz? Orta öğretimde erkeklere 45 lira, kızlara 55 lira veriyor muyuz? Sevgili kardeşlerim, öğretmen eksiği kalmasın dedik ve 269 bin yeni atama yaptık. Milli bütçede eğitim gerideydi. Savunmayı altıncı sıraya aldık. Milli eğitimi birinci sıraya aldık. En fazla para, en fazla kadro Milli Eğitim Bakanlığında. Üniversitelerde, Sütçü İmam öğrencilerimiz ne alıyordu burs olarak? Gençler ne alıyorduk? Biz geldiğimizde 45 liracık alıyorduk. Şimdi ne alıyoruz? 240 lira. Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarında kalıyorsanız, 150 lira da beslenme yardımı veriyoruz. Geçen yıl, kaç kişiye burs ve kredi verdik biliyor musunuz? 900 bin kişi.''

-''ESKİDEN YOLSUZLUK VARDI''-

Başbakan Erdoğan, tüm bu yatırım, yardım ve desteklerin halkın parasıyla gerçekleştiğini, milletin vergi verdiğini, kendilerinin de sahiplerine geri gönderdiğini ifade etti.
Kendilerinin döneminde yolsuzluk olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Eskiden yolsuzluk vardı. Yolsuzluk olduğu için ne yapıyorlardı. İşçinin, memurun parasından kesiyorlardı. Ne kadar kestiler. Nemaları vardı biliyorsunuz. 13,5 katrilyon. Peki, kim ödedi bu parayı? Biz ödedik, biz. Ne CHP, ne MHP ödedi. Bizden önce MHP iktidar değil miydi? Niye ödemedi bunu. Devlet işçisine, memuruna borçlu olur mu? Ama işte MHP'nin döneminde olur. CHP'nin yavrusu DSP, CHP bunların döneminde olur. Bunların öyle bir derdi yok. 13,5 katrilyon ödedik. Bitmedi. Dediler ki 'sizi konut sahibi yapalım', maaşlarınızdan kestiler. 'KEY hesabı' dediler. Konut edindirme yardımı. Ve bir çok vatandaşım baktı ki bunun arkası yok, makbuzunu, her şeyini kaybetti. Şimdi biz çıkardık, 3 katrilyon da onlar için ödedik, ödemeye devam ediyoruz. Ne yaptı? 16,5 katrilyon. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunları yapabilir mi?
Şimdi yeni bir adım atıyoruz. Artık kara tahta dönemini kaldırıyoruz. Artık okullarda dersliklerde kara tahta yok. Şimdi neye geçiyoruz? Akıllı tahtaya geçiyoruz. Akıllı tahta, bilgisayar donanımlı akıllı tahta. Projeksiyon içinde var. Akıllı tahtamızla birlikte zenginleşiyor.''

-ÖĞRENCİLERE DE SESLENDİ-

Erdoğan, konuşmasında öğrencilere de seslenerek, artık elektronik kitap dağıtılacağını, bundan ücret almayacaklarını, bütün müfredatın bunun içinde olacağını belirtti.
Elindeki elektronik kitabı kalabalığa gösteren Erdoğan, ''Nasıl? Onlar hayali konuşuyor. Biz gerçeği konuşuyoruz. Farkımız bu'' dedi.
''Amerika'da George'un bu tür imkanı olacak da Almanya'da Hans'ın olacak da ya Kahramanmaraş'ta benim Ahmet'in, Hasan'ın, Hüseyin'in, Ayşe'nin, Fatma'nın, Hatice'nin niye olmasın'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
''Biz bunu yapıyoruz. Şu anda ihale hazırlıklarımız olmuş her şeyimiz tamam. Seçimin arkasından ihaleleri yapıyoruz, üretime geçiyoruz. Dört yıl içinde Türkiye'deki bütün okullarımıza akıllı tahtayı yerleştiriyoruz ve elektronik kitapları da dağıtıyoruz. Çünkü biz 'halka hizmet, Hak'ka hizmettir' diyerek bu yola çıktık. Böyle çıktık biz bu yola. Sevgili kardeşlerim, sağlık alanında yaşananları biliyorsunuz. Ah, ah, o hastanelerde SSK'nın kuyruklarında ne beklerdik. Ayşe abla az mı çektik, Fatma abla az mı çektik. Bir zamanlar Kılıçdaroğlu da genel müdürdü orada. 90'lı yıllarda sekiz yıl genel müdürlük yaptı. Ne çileler çektirdi. Benim vatandaşıma ilacını veremiyordu. Çıkmış şimdi diyor ki, 'Sayın Başbakan gel televizyona çıkalım da orada seninle bunları bir konuşalım' diyor. Ya benle ne televizyona çıkacaksın sen daha amatör küme oyuncususun, daha çırak bile olamadın. Amatör küme takımıyla süper lig takımını bir arada oynatırlar mı? Biz çıraklık dönemini geride bıraktık, kalfalık dönemi de geride kaldı. 12 Haziran'la birlikte ustalık dönemi başlıyor.''

(DLK-KUT-NUR)