'' diye soran Erdoğan, Türkiye'nin gözünün İstanbul'da, tüm dünyanın gözünün Türkiye'de, Balkanlar'ın, Ortadoğu'nun gözünün İstanbul ve Türkiye'de olduğunu söyledi.
Yola çıkarken, Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet gibi 4 temel taş üzerinde yükselteceklerini söylediklerini ifade eden Erdoğan, 79 yılda yapılan okulların yarısını 8 yılda yaptıklarını anlattı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bizden öncekilerin aklı neredeydi? Onlar ülkede ilerici diye geçinmediler mi? İlericilik adına ne yaptılar? Bizi 70-100 kişilik sınıflarda okuttular. Biz 'ortalama 30'un altına düşecek' dedik ve şimdi Türkiye genelinde 30'u yakalamak üzereyiz. Bilişim teknolojisi sınıflarını kurduk. Okullara 1 milyona yakın bilgisayar gönderdik. İlköğretim ve ortaöğretimde kitapları ücretsiz olarak verdik. Ey Bahçeli, ey Kılıçdaroğlu siz niye bunları yapmadınız? Ben CHP'ye ve MHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; başımızı iki elimizin arasına alıp düşünelim, niye yapmadılar? Bilgisayar AK Parti ile mi icat oldu? Neden bu sınıfları onlar kurmadı? Bu, vizyon, ufuk meselesi. Bunlarda o ufuk yok.''

-''ÖLÜLER BİLE REHİN KALDI''-

Başbakan Erdoğan, onların döneminde hastaların hastanede rehin kaldığını anlatarak, şöyle devam etti:
''Onlar döneminde ölüler bile bu ülkede rehin kalıyordu. Bunu rehin alıp da ne yapacaksın? Ey Bahçeli nasıl vereceksiniz bunun hesabını? Onun için diyorum, gelin sandığa gömün bunları. Demokratik yoldan gömün. Çünkü bunlara fırsat verdiğiniz sürece, bunların yaptığı iş ne biliyor musunuz? Bunlarda nezaket yok. Şu gördüğünüz Başbakan'ınız sadece Bahçeli'den 3 kez randevu talebinde bulundu. Randevu taleplerine 'evet' diyemedi. Çünkü siyasi nezaket yok. Öyle televizyonda duruşuna filan bakmayın. Televizyondaki duruşları sanaldır, doğal yapısı daha farklı. Kılıçdaroğlu, sanal bir genel başkandır. Önce 'yürüyen yalan' dedim, sonra 'koşan' dedim, en sonunda 'uçan yalan' dedim. Ama size belgeleriyle söyledim. Çünkü yalan üzerine inşa ediyor siyasetini. Diyor ki 'Bizim eski CHP ile alakamız yok, yeni CHP'yiz'.''
CHP'nin Hakkari mitingine de değinen Erdoğan, ''Batıdaki mitinginde Türk bayrağını kullanıyor ama Güneydoğu'da kullanamıyorsan burada hesap var. Bu yürek işi. Orada anlaşmayı öyle yaptın. CHP bayrağına 'evet', Türk bayrağına 'hayır' dediler. Sen de çıktın öyle konuştun. Bu bayrak üzerinden siyaset değil, bayrağımıza sahip çıkmaktır'' diye konuştu.
AK Parti'nin gittiği her yerde ''tek millet'' dediğini, herkesin bir ve beraber olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Tek ortak paydamız var; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı... Onun için 'tek millet' diyoruz. Tek millete bayrak lazım, bayrağımız tek. Bu BDP, belediyelerinde bile Türk bayrağını asıp asmayacağını tartışacak kadar ileri giden bir parti. Bunu tartışma konusu yapan bir parti. Biz ne diyoruz? Bizim bayrağımız tek. Bunun üzerine bir şey düşünmüyoruz ve onun için 'tek bayrak', 'tek vatan' diyoruz. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır' diyoruz. Onun için tek vatan diyoruz. 780 bin kilometrekare ile bizim bayrağımızın rengi şehidimizin kanı. Hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidin simgesi, bu neden rahatsız ediyor sizi? Hesap başka. Bunlar bölücü, ayrılıkçı. Bunların hiçbir zaman birlikten beraberlikten yana derdi yok, bölmekten yana hesapları var, ama biz 780 bin kilometrekarede ameliyat yaptırmayız. Tek devlet. Devlet içinde devlet asla kabul etmiyoruz, buna müsaade etmeyiz. Ayrılıkçı diyorum ya yaptıklarını görüyorsunuz. Kürtçe ezan. Bunların eski, yeni CHP fark etmez, CHP zihniyetinden fark var mı? Ha Türkçe ha Kürtçe ezan. CHP ile BDP bak buluştular aynı yerde. Merhum Menderes aslına döndürdü ve milletin teveccühü ile gümbür gümbür geldi. Şimdi diyorum ki CHP'ye de MHP'ye de yarın sandıkta tarihi bir ders verelim. Bizim ezanımız evrenseldir, lokal değildir, 'Allahuekber' sesini dünyanın neresine gidersiniz gidin böyle duyarsınız. İngilizce, Almanca, şu dilde duymazsınız, aynı sesi duyarsınız. Sünnetin diliyle duyarsınız. Aslı budur. Bunun üzerinde spekülasyon olmaz. İşte biz Kürt milliyetçiliği yapan BDP'ye de Türk milliyetçiliği yapan MHP'ye de aynı gözle bakıyoruz. Bu ülkede etnik milliyetçiliğe karşıyız, 74 milyona aynı mesafedeyiz, ayrım yok.''

-''BİZ BU MİLLETE AŞIĞIZ''-

Başbakan Erdoğan, ''Biz dertliyiz, bu millete aşığız, sevdalıyız'' diyerek, eğitim ve sağlık alanında yaptıkları yatırımlar hakkında bilgi verdi.
Kılıçdaroğlu'nun iktidar olmaya niyeti olmadığını, muhalefete aday olduğunu belirten Erdoğan, ''Diğeri de muhalefete aday. Biz milletin iktidarıyız. Biz milletimize inanıyoruz, güveniyoruz. Halkımın, vatandaşımın yarın sandıklardan bizi 367'nin üzerinde milletvekiliyle çıkarması halinde inşallah yeni demokrasi, yeni anayasayı biz kuracağız. Ama bunu yapalım derken, kimseyi dışlamayacağız. Onlara da sivil toplum kuruluşlarına da 'Gelin beraber yapalım' diyeceğiz. Geldiler geldiler'' diye konuştu.
Onlar yatarken, zevki sefadayken dünyanın dört bir yanını dolaştıklarını anlatan Erdoğan, 3,5 yıl başbakan yardımcılığı yapan Bahçeli'nin gittiği ülkelerin sayısının bir elin parmaklarını geçmeyeceğini söyledi.
Bunların Türkiye'yi de dolaşmadığını ifade eden Erdoğan, ''Bunlar bu ülkeyi kapattılar, biz ülkemizi açtık. Onun için ihracatımız 36 milyar dolardan, 132 milyar dolara kadar çıktı. Krizde düşüş oldu, buna rağmen şu anda 123 milyar dolar. Hedef 2023'de 500 milyar dolar'' dedi.

-''YETTİ BE, İMAM HATİPLERE KAFAYI TAKTINIZ''-

Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne, imam hatiplere karşı olmadığını ifade ettiğini anlatan Erdoğan, ''Biz MHP ile birleşerek imam hatip mezunlarının ya da başörtülerinin üniversitelerde rahatlıkla okuyabilmesinin önünü açan düzenleme yaptık, bunu Anayasa Mahkemesine kim götürdü? Kılıçdaroğlu onun altında senin imzan yok mu?'' diye sordu.
CHP ve MHP'den meslek liseleri üzerinden ellerini çekmelerini isteyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Yetti be, imam hatiplere kafayı taktınız. Bizlere zulmettiniz. Ben bir imam hatip mezunuyum. Bize zulmettiniz, bize 'üniversiteye giremezsiniz' dediniz. İmam hatipten sonra, okuduğumuz derslerden lise imtihanlarına yeniden girdik. Bunlar hep CHP'nin zulmüdür. Sıkılmadan şunu söylüyor: 'İmam hatipleri CHP kurmuştur' diyor. İnönü cenazeleri yıkatacak gassal bulamıyordu. Öyle zulmettiler, kuran kurslarını kapattılar, her şeyi kapattılar. Artık ölüleri yıkayacak gassal kalmamıştı. O zamanı Tahsin Banguoğlu'ndan dinledim. İnönü bana dedi ki, 'Tahsin sadece gassal yetiştirecek kurslar' kur. Tahsin bey de kalkıyor, gassal yetiştirmek üzere kurs açıyor. Sonra hemşehrim merhum demokrat Tevfik İleri döneminde imam hatipler kuruldu. Kılıçdaroğlu bize cambazlık yapma, bunu başkalarına satarsın, ama bize satamazsın. Benim 4 çocuğumun 4'ü de imam hatip mezunu. Ama hepsi imtihana giriyor. İmam hatip mezunlarının niye önünü kesiyorsun? Bilginin, başarının önü kesilmez. CHP bu.''
Başbakan Erdoğan, seçime fazla zaman kalmadığını, yaklaşık 15 saat kaldığını ifade ederek, ''15 saat çok çalışacağız, telefonları çalıştıracağız, kapı kapı dolaşacağız. Buradan çıkınca 'Zaten güçlüyüz, kamuoyu araştırmaları iyi' diye gevşeme yok. Yarın akşam İstanbul'u Ankara'dan takip edeceğim. Ben Üsküdar'da otuyorum. Üsküdar'dan farklı bir netice görmek isterim'' dedi.
Erdoğan, konuşmasını ''Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda'' şarkısının sözlerini tekrarlayarak bitirdi.
Başbakan Erdoğan'a konuşmasının sonunda yerel kıyafetli gençler, üzerinde çiçeklerle ''Biz birlikte Türkiye'yiz'' yazılı çiçek panosu verdi.
Erdoğan'ın konuşması sık sık ''Recep Tayyip Erdoğan'', ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganlarıyla kesildi.
Başbakan Erdoğan'a miting boyunca eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da eşlik etti.