Yaptığı konuşmayla hükümet ve Erdoğan karşıtı kesimlerin hedefi olan ünlü yazar Alev Alatlı, Cumhuriyet muhabirinin kasıtlı sorularına verdiği ince ayarlı cevaplarla dikkat çekti.

İşte röportajın o kısımları;

- Siz Türkiye toplumunda baskı düzeni olduğunu kabul etmiyor musunuz?

"Toplum dediğinizde ille de baskı olacaktır, Ceren Hanım. Birey bir biçimde ehlileştirilecektir ki, bir kutsal, bir idea, bir dünya görüşü etrafında toplanabilsin ki, bir “toplum”dan söz edebilesiniz. Türkiye özelinde toplumsal baskı var mıdır? Elbette, vardır. Dinsel hassasiyetler, nasslar, gelenekler, örfler, âdetler bireyi baskılar. Mahalle baskısı bir vakıadır. Sosyal medya dedikleri bile başlı başına bir baskı unsurudur.

Teşekkür konuşmamda da söylemiştim. “Galile etkisi” derler, ideolojik ve/veya dini, geleneksel ya da asri/teknokrat çetelerin hâkim olduğu toplumlarda umuma hitap eden ve fakat “umumun zihniyeti”ni yansıtmayan düşünceler öfke uyandırır, husumet çeker, bastırılmaya çalışılır. Şimdi diyeceksiniz sosyal medyada da çeteler mi var. Var evet, örgütlü tweet ’çilik diye de bir şey var. Siz de ben de “tt” nasıl oldurulur, biliriz, öyle değil mi?

- Sosyal medyada size yönelik “Bir edebiyatçının ölümü” gibi sert eleştiriler de oldu. Bu eleştirilere karşılık ne demek istersiniz?

İlâhi, Ceren Hanım! Şu söylediğinize eleştiri denmez, “temenni” denir! Hadi, size George Orwell ’den bir başka sahabet alıntıyla cevap vereyim: “Özgürlük, insanlara duymak istemediklerini söylemektir.”