Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de Ar-Ge'ye ayrılan payı, 2003'te yüzde 0,48 oranındayken, yoğun çalışmalar ve teşvikler neticesinde yüzde 0,85'e kadar yükselttiklerini belirterek, ''Elbette bu oranı yeterli görmüyoruz. Hedefimiz yüzde 2. Bu hedefe ulaşmak için yoğun bir gayretin içindeyiz, inşallah hep birlikte çalışarak bu hedefi de tutturacağız'' dedi.
     Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen 5746 sayılı Kanun kapsamında Ar-Ge merkezi kuran 87 firmaya belgeleri, Four Seasons Oteli'nde düzenlenen törenle verildi.
     Başbakan Erdoğan, törendeki konuşmasında, bugün ülkelerin uluslararası piyasalarda rekabet edebilme gücünün en önemli göstergesinin bilim, teknoloji ve Ar-Ge yatırımları olduğunu vurgulayarak, dünyada söz sahibi birçok firmanın, satış gelirlerinin yüzde 5 ile 15 arasında bir kısmını Ar-Ge harcamalarına ayırdıklarını söyledi.
     ABD'de Ar-Ge'ye ayrılan payın milli gelirin yüzde 2,67'si, Japonya'da yüzde 3,12'si, AB ülkelerinde ise ortalama yüzde 1,83'ü olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'de Ar-Ge'ye ayrılan pay 2003'te yüzde 0,48 oranındayken yoğun çalışmalar ve teşvikler neticesinde bunu yüzde 0,85'e kadar yükselttiklerini bildirdi.
     Başbakan Erdoğan, ''Elbette bu oranı yeterli görmüyoruz. Hedefimiz yüzde 2. Bu hedefe ulaşmak için yoğun bir gayretin içindeyiz, inşallah hep birlikte çalışarak bu hedefi de tutturacağız'' dedi.
     Erdoğan, 2008'de, Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla çıkardıkları kanunla bu alanda 3 önemli araç geliştirdiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
     ''Bu araçlar, teknogirişim sermayesi desteği, rekabet öncesi işbirliği programı ve bugün sertifika dağıtım törenlerini yaptığımız Ar-Ge merkezleri. Çıkardığımız bu kanunla, 50 ve üzerinde Ar-Ge personeli çalıştıran işletmelere Ar-Ge Merkezi belgesi veriyor, bu işletmelere önemli teşvik ve muafiyetler sağlıyoruz. Türkiye, firmaların araştırma, geliştirme ve inovasyon faaliyetleri açısından dünyanın en avantajlı ülkelerinden biri haline geldi. Bugüne kadar 87 işletmeye Ar-Ge Merkezi Belgesi verdik ve 87 şirkette çalışan sayısı da 13 bine ulaştı. Yine bu 87 işletmenin 3 yıl içinde yaptığı Ar-Ge harcaması ise 4,8 milyar lira oldu. Tabii, bir başka önemli gelişme de özel sektörün kamu kadar, hatta kamudan daha fazla Ar-Ge'ye ilgi göstermesi, yatırım yapması oldu. Özel sektörün, toplam Ar-Ge harcaması içerisindeki payı yüzde 50'nin üzerine çıktı. Bana göre bu dönemin en önemli sıçraması budur diyebilirim.''
    
     -''REKABETTE VASATA RAZI OLMADIK VE OLAMAYIZ''-
    
     Başbakan Erdoğan, küreselleşmenin etkisiyle dünya üzerinde artık çok yoğun bir rekabet yaşandığını belirterek, ''Biz, Türkiye olarak, bu rekabet ortamında vasata asla razı olmadık ve olamayız'' dedi.
     Türkiye'nin nüfusu, coğrafi konumu, devraldığı tarihi mirasıyla hem bölgesinde hem dünya üzerinde çok farklı bir yerde durduğunu ve çok güçlü bir potansiyel barındırdığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
     ''8 yıldır, her alanda gerçekleştirdiğimiz reformlar, attığımız adımlar, Türkiye'nin potansiyelini maksimum düzeyde harekete geçirme gayreti olmuştur. Bizim bugün ulaştığımız seviyeler, takdir edersiniz ki, 8 yıl önce adeta bir hayal gibi, ulaşılamaz hedefler gibi görülüyordu. Enflasyonu tek haneli oranlara çekeceğimizi, Avrupa ortalamasına yaklaşacağımızı söylediğimizde, buna inanmayanlar oldu. Yüzde 30'dan devraldığımız enflasyon, işte en son 2010 yılını yüzde 6,4 oranıyla kapattı. Faizleri aynı şekilde düşüreceğimizi söylediğimizde buna da inanmayanlar oldu. Çünkü o zaman devletin borçlanma faiz oranı yüzde 64. Şu anda geldiğimiz nokta ortada, yüzde 6,84. 15 bin kilometre bölünmüş yol yapma sözümüzü ifade ettiğimde başta ana muhalefetin lideri o zamanlar hayal olduğunu ifade ediyordu. Hayal dedikleri bu hedef, şu anda 13 bin 600 kilometreye ulaştı. Şimdi biz bin 400 kilometreyi süratle bitirip, 2023'ün hedefini 15 bin kilometre olarak koyuyoruz. Çünkü Türkiye'yi bölünmüş yol ağıyla öreceğiz. 500 bin konut inşa edeceğimizi söylediğimizde, 'Bu başbakan bayağı atıyor' diyorlardı. Şu anda 480 bin konutun inşası var, 350 bin konut sahiplerine teslim edildi. 12 Hazirana kadar 500 bin konutun inşası devam ediyor olacak. Bundan sonra yeni bir 500 bini planlıyoruz.''
    
     -''132 MİLYAR LİRA ÇITA, ONUN ÜZERİNE ÇIKACAĞIZ''-
    
     Başbakan Erdoğan, 36 milyar dolardan aldıkları ihracatın, 2010 sonunda 114 milyar dolara yükseldiğini belirterek, ''İhracat, küresel finans krizi sebebiyle bu rakama düştü. Çünkü biz 132 milyar doları ihracatta yakalamıştık. Şimdi o artık bizim için bir çıta. Onun üzerine çıkacağız'' dedi.
     Şu anda kendilerine çok daha yüksek hedefler belirlediklerini ifade eden Erdoğan, ''2023 yılına kadar, yani önümüzdeki 12 yıl içinde Türkiye'nin milli gelirini 2 trilyon dolara ulaştıracak ve böylece dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğiz. Hedefimiz bu. Bunu sizlerle gerçekleştireceğiz, hep beraber gerçekleştireceğiz. Türkiye bunu yakalar mı? Kesinlikle yakalar. Şöyle basit bir hesabı yaptığınızda bunu zaten göreceksiniz. Yani göreve geldiğimizde 230 milyar dolardı Türkiye'nin milli geliri. Şu anda geldiğimiz nokta, 730 milyar dolar. 8 yılda bunu yakaladığımıza göre, önümüzdeki 12 yıl içinde bunu yakalarız, hiç bundan endişeniz olmasın. Yeter ki kararlı olalım, buna uygun adımlar atalım. Çünkü artık kartopu çığ haline geldi. Şimdi büyüme çok daha farklı olacak.''
     İthalat ve ihracatta 500'er milyar dolara yükselmeyi ve dış ticaret hacmini bir trilyon dolar yapmayı da hedeflediklerini vurgulayan Erdoğan, ''Tıpkı 8 yıl öncesinden bugünün hedefleri hayal gibi görünürken, bugünden de 2023 hedefleri kimilerine hayal gibi görünebilir. Ama biz Türkiye'nin bunu başaracak ve bu seviyelere yükselebilecek potansiyeli ve gücü olduğunu görüyor ve bunu gerçekleştirmenin mücadelesini veriyoruz'' diye konuştu.