Partisinin Muş mitinginde halka seslenen Başbakan Davutoğlu; "Terör ile barış yan yana olmaz. HDP bir yol ayrımındadır. Ya terör ya barış dilini kullanacaklar" dedi. İşte Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları; Biz bu milleti bir ve beraber kılmak için dertliyiz. Biz çözüm süreci derken kardeşliğin sürdüğü eşit vatandaşlık ilkesinin olduğu yeni bir Türkiye'yi kastediyoruz.  CHP İslam'dan arındırılmış ulus kimliği inşa etmeye çalıştı. "KARDEŞLİĞİ YIKMAK İSTİYORLAR" Eski Türkiye bir daha gelmeyecek, başörtüsü zulümü bir daha olmayacak, bir daha 28 Şubat yaşanmayacak. Diyanet İşleri ile uğraşarak Malazgirt Zaferi'nden bu yana gelen kardeşliği yıkmak istiyorlar. Olağanüstü Hali AK Parti kaldırdı, demokrasinin önünü açtı. Bizim iktidarımızda faili meçhul cinayet olmadı. Anneler çocuklarıyla kendi dillerinde konuşamıyordu. Bu yasağı AK Parti kaldırdı. Boyun eğmediğimiz bütün baskıları kaldırdık, HDP'nin silahla uygulamaya çalıştığı baskıya karşı en büyük teminatımız sizsiniz. Geçmişte Ergenekon'un baskısı vardı, biz kaldırdık. Selahaddin Eyyubi'nin attığı tohumu bir fidan gibi büyüteceğiz, bu topraklar ezeli ve ebedi kardeşlik toprağı olacak. "KOBANİ'DE DÖKÜLEN HER KÜRT KANI BİZİM KANIMIZDIR" Kim şiddet dilini kullanıyorsa, onlara karşı duralım. Kobani'de dökülen her Kürt kanı bizim kanımızdır. Öldürülen her Kürt kardeşimiz Bayırbucak'taki Türkmen kardeşim gibi benim kardeşimdir.  Geçen yıl Muş'a geldiğimden beri 1 yıl geçti hiç tatil yapmadım. Gelin seçimden sonra ilk ziyaret olarak Muş'a yapayım en azından az da olsa biraz dinlenirim. Bu HDP öz Kürtçe adı altında Kürtçeyi katletmeye kalkıyor. Birileri bu memlekette Kürt ve Türk kardeşler arasında terörü şiddeti baskıyı kullanıyor. Buna yiğit Türk- Kürt kardeşler izin vermez. "HDP BİR YOL AYRIMINDADIR" Demokrasi ile silah yan yana olmaz. Terör ile barış yan yana olmaz. HDP bir yol ayrımındadır. Ya terör ya barış dilini kullanacaklar. Siyaset yapacaklarsa, dağdan insinler barışı konuşsunlar. Ama silaha ve baskıya yönelirlerse buna ne biz ne Muşlular izin verir. Bu yol çözüm süreci yoludur. Kim ne yaparsa yapsın biz yola çıktık mı kimsenin dediğine bakmayız. Çıktığımız yolu nihayete vardırırız.   Bu topraklar ezeli ve ebedi kardeşlik toprağı olacak mı? 90 ’lı yılların acıları siz çektiniz. En iyi siz bilirsiniz.   Şimdi köyler, meralar herkese açık.  Barış lalesi egemen olsun. Bütün Türkiye ’ye sesleniyorum Muş ’un lalesi, simgesi hakim olsun. Bize sığınan mazlum kardeşlerimizi zalime teslim eder miyiz? Etmeyiz çünkü bizim için esas olan insandır. Biz tek milet derken Sultan Alparslan'ın Sultan Eyyubi'nin omuz omuza verdiği milleti kastediyoruz. Kudüs'e yürüdüğü milleti kastediyoruz. "DİYARBAKIR BİZİZ BİZ DİYARBAKIRIZ" Bir daha bu topraklarda etnik milliyetçilik üzerinden kimse kimseye üstünlük taslayamayacak. Üstünlük ancak takva iledir. Meclis görüşmelerindeki “İstanbul ’un kaderi Saray Bosna ’nın kaderidir” dedim, bir HDP ’li vekil çıktı “Neden İstanbul ’un kaderi Diyarbakır ’ın kaderidir demiyorsunuz” dedi. Dedim ki o, arkadaşa “Bunu söylemeyi zul atlederiz” Dışarıda olan için bu söylenir içeride olan için bu söylenmez. Diyarbakır biziz, biz Diyarbakırız. Konyalı ile Muşlu arasında bir an bile bir fark gözetirsem Rabbim bu canı bizden alsın diye dua ederiz. CHP zihniyeti gibi halka baskı uygulayanlar demokrasiyi bu ülkeye getirebilir mi? Doğu'da baskı uyguluyorlar. Milletvekili adaylarımıza baskı uyguluyorlar. Siirt'te Van'da vekil adaylarımıza saldırdılar. Müftü Efendiyi milletvekili yapıyorlar.  Bu topraklara ekonomik kalkınmayı AK Parti getirdi. Ekonomik kalkınmayı durdurmak için çözüm sürecini baltalamak istiyorlar. Bu bayrağın altında yaşayan herkes, bizim hükümetimizin şefkat elinin altındadır. "ÇÖZÜM SÜRECİ ARTIK MİLLETİN MESELESİDİR" Bizim çözüm sürecinden anladığımız anneleri ile çocuklarının ebediyen ayrılmamasıdır. Izdırap, acı duymamasıdır. Artık anneler ızdırap çekmesinler, Bu özgürlük ortamını hep beraber koruyalım. Çözüm süreci artık partilerin değil, milletin meselesidir.