AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Benim milletimin, memleketimin onuruna ters olanlara biz her zaman layık oldukları cevabı veririz. Benim ülkemde doğup büyüyen, hala ülkemde olup da Türkiye'ye Fransız olanlar var. Bugün de var ne yazık ki'' dedi.
Erdoğan, 2011 milletvekili seçimleri kapsamında Şile'de parti otobüsünden vatandaşlara hitap etti. Türkiye'nin 2023 hedefine hazır olduğunu, aynı şekilde istikrarın sürmesini, Türkiye'nin ve İstanbul'un büyümesini istediklerini ifade etti.
Genelden çok yerelle halkın huzurunda olduklarını, yıllar önce çok daha kötü durumda olan Şile'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemi, ardından iktidar olmalarıyla birlikte ilçenin daha farklı, modern bir görünüme kavuştuğunu belirten Erdoğan, Şile'nin adeta Üsküdar ve Ümraniye ile bütünleştiğini, 3. Boğaz Köprüsü ile birlikte, çok daha farklı bir hale geleceğini söyledi.
Farklı projelerle her zaman halkın karşısında olacaklarını, zaman zaman bu projeleri seçime kadar açıklayacağını söylediğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''(İstanbul'a iki yeni şehir düşünüyoruz) dedim, 'bunun bir tanesi Avrupa, diğeri Anadolu yakasında olacak' dedim ve anamuhalefet partisinin lideri çıktı şunu söyledi; 'Biz onu daha önceden söyledik. Benim yardımcım onu bütçe müzakerelerinde açıkladı'. Doğrusu ben de çok merak ettim nedir diye. Bir de öğrendik ki neymiş, bir tane Karasu'da bir şehir, bir tane de Saroz Körfezi'nde bir şehir yapılmasını söylemiş. Ben, Karasu ne zaman İstanbul'un bir semti ya da ilçesi oldu diye merak ettim. Saroz ne zaman İstanbul'un ilçesi oldu diye merak ettim. Böyle bir yer var mı? Ben İstanbul'un mülki sınırları içinde yeni bir yapılanmadan, bir kentsel dönüşüm, değişimden bahsediyorum ama İstanbul'un Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu zaman Kılıçdaroğlu adres olarak kendini Kağıthane'de göstermişti. Fakat sonra ne oldu? 'Ben Kağıttepe'de oturuyorum' dedi. Çünkü Kağıthane var mı yok mu bunu da bilmiyor. Eline kağıt sıkıştırmışlar herhalde, onu da alelacele 'Kağıttepe' deyiverdi.
Bunlarla bu ülke yönetilmez, bu ülkenin heyecanını duymak, bu ülkeye hizmet etmek başka. Biz İstanbulumuzu adım adım biliyoruz. İstanbul'un bir evladı olarak, 4.5 yıl büyükşehir belediye başkanlığı yapmış bir evladınız olarak susuzluktan suya, çöp dağlarından temiz İstanbul'a, kirli havadan temiz havaya İstanbul'u kavuşturan bir evladınız olarak, biz Türkiye'de çıraklık dönemini bitirdik, kalfalık dönemini bitirdik, 12 Haziran ile birlikte hep beraber ustalık döneminin hizmetini verelim istiyoruz.''

-''NİYE RAHATSIZ OLDUN?''-

Mimar Sinan'ın, çıraklık dönemi eserlerini tamamladıktan sonra Süleymaniye Camisi'nin kalfalık, Selimiye Camisi'nin ustalık dönemi eserleri olduğunu söylediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Biz de şimdi kentsel dönüşümle birlikte diyoruz ki 'inşallah çıraklık dönemi eserlerimizi biz 2002 Kasım-2007 Temmuz'da, kalfalık dönemi eserlerimizi 2007 Temmuz-2011 Haziran'da hazırladık, temel taşlarını koyduk artık. 12 Haziran'dan 2023'e ustalık döneminin eserlerini koyacağız'. Bunu hangi alanlarda yaptık? Eğitim, sağlık, adalet, emniyette yaptık.
Bunlar 4 temel taş, bunun üzerinde ulaşım, enerji, tarım, KÖYDES, BELDES bu eserlerle ve onurlu, haysiyetli bir dış politikayla bunları yaptık. Artık dünyada gündemi belirlenen bir Türkiye yok, artık dünyada gündem belirleyen bir Türkiye var. Her yerde Türkiye var mı? Var. Her yerde gündeme müdahale eden bir Türkiye var mı? Var ama geçmişte böyle değildi, dünya liderlerinin karşısında el pençe divan duran bizim hükümet başkanlarımız vardı ama artık onlar geride kaldı.
Şimdi Avrupa Konseyinde biz konuşma yapıyoruz, konuşmamızı yaptıktan sonra anamuhalefetin Genel Başkanı rahatsız olmuş. Niye rahatsız olmuş? Niye rahatsız oldun? Fransız parlamenterine 'sen Türkiye'ye Fransız'sın' dedik, onun için rahatsız olmuş. Evet Fransız. Bunların candaş medyası var biliyorsunuz. O medya da bunlara hemen sahip çıkıverdi. 'O bayan Kadıköy'de doğmuş Ermeni vatandaşlarımızdan biri' dedi. Doğabilir. Benim milletimin, memleketimin onuruna ters olanlara biz her zaman layık oldukları cevabı veririz. Benim ülkemde doğup büyüyen, hala ülkemde olup da Türkiye'ye Fransız olanlar var. Bugün de var ne yazık ki.''

(ÇİĞ-NER-EHK)