Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bazı AB üyesi ülkelerin Türkiye'nin yakaladığı Maastricht kriterlerini yakalayamadığı için büyük krizler yaşadığını, bazı ülkelerin de yakında yaşayacağını, böyle bir dönemde Türkiye'nin kendine güvenen ve sağlam adımlarla ilerleyen bir ülke olduğunu, bunun reformlar sayesinde olduğunu söyledi.
İzmir Ticaret Odası (İZTO) tarafından Swiss Otel Grand Efes'te düzenlenen ''Bir İzmir Akşamında Ege İşadamları Buluşması'' toplantısına katılan Gül, burada bir konuşma yaptı.
Gül, konuşmasının başında, kendisinin İzmir ile özel bir ilişkisi bulunduğunu, 1938 yılında dedesinin Kayseri'den öğretmen olarak İzmir'e atandığını, Halil Rıfatpaşa semtinde bir evde oturduğunu ve Kemal Reis İlkokulu'nda okuduğunu anlattı. Ailesinin bir kısmının halen İzmir'de olduğunu, kişisel boyutta da İzmir'e gelmenin kendisini her zaman memnun ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, İzmir'in kendi başına büyük bir metropol olarak Türkiye'nin batıya açılan penceresi, sanayi, ticaret, kültür, turizm ve arkeolojik anlamda önemli bir merkez olduğunu söyledi.
İzmir'i Türkiye'nin ve Ege'nin incisi olarak tanımladığını belirten Gül, kentin Ege Bölgesi ile düşünülmesi gerektiğini, bölge içindeki kentlerin giderek birbirine bağlanmaya başladığını ifade ederek, örneğin Manisa ile İzmir arasında 5-10 sene sonra bir ayrım kalmamış olacağına dikkati çekti.
İzmir'de tüm siyasi partilerin genel seçimler öncesi bir centilmenlik anlaşması imzaladığı haberini gazetede okuduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, başka yerlere de örnek olacak bu anlaşmayla Türkiye gibi gelişmiş bir ülkeye yakışan bir genel seçim döneminin geçirilmiş olacağını, bundan büyük memnuniyet duyduğunu kaydetti.

-''MAASTRİCHT KRİTERLERİNİ KARŞILIYOR''-

İzmir'in kendi problemleri içinde boğulacak bir şehir olmadığını, sadece kendisini değil Türkiye'yi düşünecek boyutta hareket etmesi gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin geçmişe göre birçok konuda önemli bir gelişim katettiğine dikkati çekti.
Ekonomik olarak içinde bulunulan durumun, başka ülkelerle karşılaştırıldığında güven verici olduğunu, Avrupa, Afrika ve Doğu ülkeleriyle mukayese edildiğinde, ''Çok şükür iyi durumda olunduğunu'' ifade eden Gül, Türkiye'nin dış borç yükünün milli gelirin yüzde 40'ı, bütçe açıklarının ise yüzde 3'ü düzeyinde bulunduğunu, bunun Maastricht kriterlerini karşıladığını belirterek, şöyle devam etti:
''AB üyesi ülkeler bu rakamları karşılayamadığı için büyük krizler yaşanıyor. Bazıları da çok büyük krizleri yakında yaşayacaklar, bunları göreceksiniz.
Böyle bir dönemde kendine güvenen ve sağlam adımlarla ilerleyen bir ülkeyiz. Biz şimdi kendimizi konsolide etmemiz lazım her dakika. Ekonomik olarak da, siyasi yapı olarak da, siyasi reformlar, demokratik reformlar, hukuk reformları açısından da bütün bunları derinleştirmemiz ve bunları artık geriye gitmeyecek şekilde sağlamlaştırmamız gerekmektedir. Türkiye'nin yapacağı şey kendisini her alanda sağlamlaştırması, konsolide etmesi ve dışardan veya içerden esecek herhangi bir rüzgar karşısında hiç sarsılmamasıdır. 2008 finans krizinde Türkiye kendisini ispatlamıştır. Bu da yaptığı köklü reformlardan dolayıdır. Bu reformlar hukuk, siyasi ve ekonomik reformlardır.''
Cumhurbaşkanı Gül, Avusturya'ya yaptığı ziyarette de Avusturya'daki geçerli olan ticaret hukuku, yatırım hukuku ve iş hayatıyla ilgili kuralların Türkiye'de de aynı olduğunu, bunun 10 sene önce böyle olmadığını ifade ederek, bu nedenle yabancı yatırımcıların Türkiye'ye güvenerek yatırımlarını artırdığını kaydetti.

-SAĞLAM ADIMLAR-

Türkiye'nin sağlam ayaklar üzerinde ilerlerken İzmir'in en avantajlı bölgede olduğunu, haritaya bakıldığında Türkiye'nin batısında bir İstanbul, bir de Ege Bölgesi'nin bulunduğunu, burada her türlü imkanın varolduğunu, yerli ve yabancı yatırımcılar için önemli bir cazibe merkezi olduğunu, herkesin buraya gelebileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, şunları ifade etti:
''Bizim hiç şikayet değil, sadece çalışmamız gerekmektedir. Bazen vakti şikayetle, konuşarak geçiriyoruz. Böyle eleştiriyle, şikayetle değil, işimize bakmamız, herkesin atılım içinde ve yarış içinde olması gerekir. Bunun için her türlü imkan vardır bu ilimizde. İzmir'in tanıtılması adına herşeyi yapacağım, yapıyorum da. İzmir'in sadece ismi, geçmişi kendisine yeter. Bize düşen görev tabii ki bunları daha çok tanıtmaktır. EXPO 2015 büyük bir hamle olmuştur.''
EXPO 2015 için tüm kentle birlikte elbirliği içinde çalıştıklarını, maalesef kaybedilmeyecek olan bir yarışı kaybettiklerini, o günlerin tekrar yaşanmaması gerektiğini, o zaman üzüntüye kapılmadan çalışmak gerektiğini ifade ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, kaybedilmesine rağmen o dönemde yapılan yatırımın neticelerinin alındığını, pek çok şirketin İzmir'de yatırım yaptığını kaydetti.
İzmir'in EXPO 2020 adaylığını hak ettiğini, ancak Ankara aday olmasaydı, rekabet oluşmasaydı, kentin bu sinerjiye geçmeyeceğini söyleyen Gül, şöyle devam etti:
''EXPO'yu ilk müracaatında kazanan olmamış, ama biz kazanacaktık doğrusu. Kaybetmemiz tamamen kendi hatalarımızdandır, noksanlıklarımızdandır. İzmir'in değil genel, başka bir konu.
Şimdi inanıyorum ki İzmir, 2020 EXPO'sunu kazanacaktır. Bunu sadece İzmir projesi gibi düşünürseniz küçük düşünmüş oluruz. Bu tüm Ege projesi, Türkiye projesidir. Bu faaliyet İzmir'de gerçekleştirilirse 2020 yılında milyonlarca kişi gelecek. Şangay'ı 70 milyon kişi gezdi. Sadece Şangay'daki Türkiye reyonunu 7 milyon kişi gezdi.
Tüm bir Ege ve Türkiye projesidir. Tabii ki bu vesileyle inşallah kazanacağız, o, o zamanki yaşanacaklardır. Ama o güne Türkiye, İzmir ve Ege'yi hazırlamak için yapılacaklar var. Çok büyük altyapı yatırımları, yenilikler yapılacak. İzmir-İstanbul otobanı, hızlı demiryolları, başka projeler, tüm Ege'yi, İzmir'i yeni yüzyıla hazırlayacak. Bununla ilgili ne gerekirse yapılacaktır.
Tanıtma ve EXPO ile ilgili Turizm Bakanlığı'nın Şanzelize'de büyük bir güzel bir binası vardır. Orayı istediğiniz gibi kullanacaksınız, o talimatlar zaten verildi. Ümit ediyorum ki geçmiş çalışmalardan da ders alarak, tüm siyasi partiler ve kurumlar el birliği içinde çalışacak ve bu sefer bunu gerçekleştireceğiz.''
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 5. İzmir İktisat Kongresi'nin düzenlenmesi konusunda da DPT'ye gereken talimatı verdiğini, bir grup oluşturduklarını, gerekli çalışmanın yapıldığını belirterek, ''İnşallah İzmir İktisat Kongresinin 5.sini en güzel biçimde yapacağız, Türkiye'nin tüm ekonomik meselelerini gözden geçireceğiz.''

-VALİ KIRAÇ-

İzmir Valisi Cahit Kıraç ise İzmir'in EXPO 2020 adaylığına verdiği destekten dolayı teşekkür ederek, bu adaylığın İzmir'de heyecan ve sevinçle karşılandığını söyledi.
İzmir ekonomisine İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) yoluyla 80 milyon liralık desteği İzmir ekonomisine yönlendirdiklerini, bu desteklerin sağlanmasında daha hızlı olmak istediklerini belirten Kıraç, İzmir'in yabancı yatırım anlamında da hareketli bir dönem yaşadığını ifade etti.
İzmir'in turizmden istediği payı alamadığını, kentin tanıtımı için İZKA tarafından İzmir Kent Tanıtım Stratejisi'nin hazırlandığını, bunun tüm İzmir tarafından uygulanması gerektiğini dile getiren Kıraç, İzmir'in tanıtım hamlesini bu stratejiyle gerçekleştireceğini söyledi.
Vali Kıraç, uluslararası toplantıların bir kısmının İzmir'de düzenlenmesine ve EXPO 2015'e verdiği destekten ötürü Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür ederek, desteğin EXPO 2020 adaylığında da desteklerinin devam etmesini dilediklerini söyledi.

-DEMİRTAŞ'IN KÖŞK TEKLİFİ-

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, kendisini ''yarı İzmirli'' olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı Gül'ün İzmir ve Ege Bölgesi'nin gelişimine büyük destek verdiğini belirterek, ''Geleceğe güvenle bakmamızda kuşkusuz en büyük pay sizin'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi İzmir'in kendisine açık destek verdiğini, buna karşı çıkanlara bugün ne kadar haklı çıktıklarını anlattıklarını söyledi.
Ege Bölgesi'nin küresel merkez olmaya en yakın bölge olduğunu, Egelilik ruhunun, Atatürk'ün yolunda dünyaya açık olmak, girişimci olmak ve demokrasiye inanmak demek olduğunu, bölgede 10 milyon 800 kişinin yaşadığını, Türkiye elektriğinin yüzde 20'sinin bu bölgede tüketildiğini, iç ve dış ticarette yüzde 25'e yakın payının bulunduğunu belirten Demirtaş, şunları söyledi:
''Biliyorsunuz ki biz fazla şeyler istemeyiz. Örnek olarak Aydın, havaalanı istiyor. Balıkesir, lojistik köyünü, Kütahya, Balıkesir, Çanakkale yolunu, Manisa-İzmir tünelini istiyor. Tüm iller jeotermalin değerlendirilmesini, ecrimisil kiralarının düşürülmesini istiyor. Tüm kıyı illeri, kültür balıkçılarına daha düşük kiralar ve kıyıda lojistik alan istiyor. Ayrıca, Kütahya 30 Ağustos'ta sizi ağırlamak istiyor.
Yapılacak Turizm Master Bölge Planı ile ve eksik altyapısının tamamlanmasıyla bölgemize en az 20 milyon turist çekebiliriz diyoruz. Antalya'yı kıskanmıyoruz. Çünkü biz, daha butik bir turizm istiyoruz.''
Ege'de 12 ay şehir turizmi için özel bir plan yapılmasını dilediklerini, Ertuğrul Günay'ın İzmir adaylığının, Ege'nin bu konuda şansını daha da artıracağını ifade eden Demirtaş, kruvaziyer turizmde gelecek yıl 1 milyon yolcu rakamını geçeceklerini söyledi.
EXPO 2015 adaylığının Cumhurbaşkanı Gül ve İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu sayesinde gerçekleştiğini, bu sayede kentin organizasyonu alamasa bile dünyada bilinen bir kent haline geldiğini ifade eden Demirtaş, ''Şimdi EXPO 2020'yi hedefliyoruz. İzmir'i aday gösteren Başbakanımıza ve Tüm bakanlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu süreçte yine sizin desteğinizin olacağından eminiz'' dedi.
İzmir'i, dünyanın ilk 100 kentinden biri, dünyaca tanınan Marka Kent haline getirmek istediklerini ifade eden Demirtaş, ''Sizden beklentimiz tanıtımımıza destek vermeniz'' diye konuştu.
Demirtaş, Cumhurbaşkanı Gül'den, EXPO 2020'yi de 2015 gibi himayesine almasını isteyerek, Cumhurbaşkanlığında bir birim oluşturularak, her üst düzey ziyarette görüşmelerin bir maddesinin EXPO 2020 haline getirilmesini istedi.
5. İktisat Kongresinin 17 Şubat 2013'de yapılmasını talep ettiklerini de belirten Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Her gün ya Ankara'ya birileri geliyor ya da siz seyahat ediyorsunuz. Hiç aklınızdan bizi ve EXPO 2020'yi çıkarmayın. Bu yoğun trafiğinizin bir bölümünü İzmir'e kaydırmanızı istiyoruz. Aslında bu konuyu canlı ve yapılabilir kılmak için size İzmir'de uygun bir yerde Cumhurbaşkanlığı köşkü yapalım. İşimizi garantiye alalım. Daha sık gelin.''
Konuşmaların ardından İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Demirtaş, Cumhurbaşkanı Gül'e, Topkapı Sarayı'nda yer alan Tılsımlı Gömlekler Koleksiyonunda, padişahlara giydirilen gömleklerin üzerinde yer alan duaların işlenmiş olduğu bir kase içinde incir, Ege halısı ve Cumhurbaşkanı Gül'ün ilkokulu okuduğu Kemal Reis İlköğretim Okulu'nu ziyareti sırasında öğrencilerle birlikte çekildiği fotoğrafı hediye etti.
Yemek sırasında efe ve zeybek oyunları sergileyen İzmir Ekonomi Üniversitesi Halk Dansları Topluluğu da Cumhurbaşkanı Gül'e, kendisi ve eşi Hayrünnisa Gül için iki adet Zeybek fesi hediye etti. Cumhurbaşkanı Gül, fesi takarak, ekiple fotoğraf çektirdi.