Murat Muratoğlu - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vize konusunda artık yeni bir anlayışın hakim kılınması zamanının geldiğini vurgulayarak, ''İnanın, iş adamlarımızın, bir haftalık verilen vizeler nedeniyle, ardı ardına zımbalanmış, adeta kalınca bir kitaba dönüşmüş pasaportlara sahip olduklarını görüyorum'' dedi.
     Erdoğan, CeBIT Uluslararası Bilişim Fuarı'nın açılışında yaptığı konuşmada, son dört yılda 57 milyar dolar yatırım çeken ve bu noktada dünyada ilk sıralarda yer alan Türkiye'nin, bilişim teknolojilerine yapılacak yatırımlar konusunda her türlü katkıyı sağlamaya da hazır olduğunu söyledi.
     Dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi konumundaki Türkiye'nin, her alanda olduğu gibi bu alanda da uluslararası yatırımcıları beklediğini burada bir kez daha vurgulamakta fayda gördüğünü ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdü:
     ''Bugün, bu programın hemen öncesinde, Türk ve Alman iş adamlarıyla bir araya geldik ve Türkiye ile Almanya arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri gözden geçirdik. Ben orada da ifade ettim: Türkiye ile Almanya'nın ilişkileri yeni değil. Yüzyıllar öncesine dayanan bir süreçten, özellikle de yakın tarihte yoğunluk kazanmış bir dayanışmadan söz ediyoruz. Şunu altını çizerek ifade etmekte fayda görüyorum, bizim, Almanya'da bulunan vatandaşlarımızın sayısı, şu anda bir çok Avrupa Birliği ülkesinin nüfusundan daha fazla. Ancak, Türkiye ile Almanya'nın ilişkileri, sadece göçmenlerden, sadece Almanya'daki Türk vatandaşlarından ibaret değil.
     Tarihi süreç de dikkate alındığında, Avrupa Birliği içinde Türkiye'yi en iyi tanıyan ülkenin Almanya olduğu bir gerçektir. Nitekim, Türkiye'deki Almanya yatırımları, Alman turistler ve ülkemize yerleşmiş Alman vatandaşları da bunun göstergelerinden bir kaçıdır. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğini en iyi şekilde anlayacak olan ve en büyük desteği verecek olan ülke de kuşkusuz Almanya'dır. Türkiye'yi bu kadar yakından tanıyan, Türkiye ile bu kadar iç içe olan Almanya, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğinin neler getireceğini, birliğe neler kazandıracağını en güzel şekilde takdir edecek bir ülkedir.''
    
     -''TÜRKİYE'NİN SADECE ŞU SON DÖNEMDEKİ DURUŞU BİLE...''-
    
    
     Erdoğan, şu anda, Ortadoğu'da ve Kuzey Afrika'da yaşanan olayların, Türkiye'nin önemini bir kez daha gözler önüne serdiğine işaret ederek, şunları söyledi:
     ''Türkiye, Doğu, Batı, Kuzey ve Güney'le aynı anda iletişim kurabilen, hem de sağlıklı şekilde iletişim kurabilen, çevresini en iyi şekilde tanıyan ve anlayabilen bir ülkedir. Nitekim, son hadiselerde Türkiye adının ve Türkiye'deki demokrasi tecrübesinin öne çıkması, eminim Avrupalı dostlarımızın da dikkatinden kaçmamıştır. Bölgesindeki etkinliğinin ve gücünün yanı sıra, Türkiye ekonomisinin dinamizmi de son dönemde dikkat çekici bir performans sergilemiştir. 2008 sonunda başlayan küresel kriz, Avrupa Birliği ülkeleri üzerinde etkili olurken, Türkiye üzerindeki etkisi sınırlı olmuş; Türkiye ekonomisi krize rağmen dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında ilk sıralarda yer almıştır. Biz, Avrupa'dan, Türkiye'nin üyeliği noktasında, gündelik politikaları, popülist politikaları değil, orta ve uzun vadeli politikaları, öngörüyü ve uzak görüşlülüğü tercih etmesini bekliyoruz. AB ülkelerinin kamuoyularında ülkemizin AB'ye üyeliğine şüpheyle yaklaşanlara karşı, Türkiye'nin sadece şu son dönemdeki duruşu bile anlamlı bir cevap teşkil ediyor.''
    
     -''EMİNİM Kİ AlMAN DOSTLARIMIZ DA BİLİYOR''-
    
     ''Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Türkiye'nin AB üyeliği yolunda kaydedeceği ilerlemeden ve Birliğe katılımından en çok yarar sağlayan ülke Almanya olacaktır'' diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle devam ettirdi.
     ''Biz, bu gerçeğin zamanla Alman kamuoyunda çok daha iyi anlaşılacağından eminiz. Almanya'daki dostlarımızın, siyasetçilerin de bu noktada desteklerini sürdüreceklerine inanıyorum. Sayın Şansölye Merkel, değerli dostlarım, burada önemli bir hususu da dikkatlerinize sunmakta yarar görüyorum. Almanya bir fuarlar ülkesi. Sadece Şubat ayında Almanya genelinde 70'ten fazla ulusal ve uluslar arası fuar gerçekleşti. Türkiye?deki her yatırımcıyı cezbeden, katılımcı veya ziyaretçi olarak hemen her fuarı takip listesine alan girişimcilerimizin önünde ciddi bir zorluk bulunuyor. Bırakınız vatandaşları, turistleri, iş adamlarımızın, yatırımcılarımızın, girişimcilerimizin dahi vize almakta büyük zorluk yaşadıklarını bizler de biliyoruz, eminim ki Alman dostlarımız da biliyor. Tabii biz şuna üzülüyoruz, Avrupa ile hiç bir ilgisi olmayan, müzakereci sıfatı olmayan, coğrafi olarak hiçbir yakınlığı olmayan Brezilya, Paraguay, Bolivya, Uruguay, bunlar vize muafiyetinden istifade ederken, Türkiye Gümrük Birliği üyesi olmasına rağmen, müzakereci bir üye olmasına rağmen böyle bir vize ile karşı karşıya olması doğrusu bizleri üzmektedir.''
    
     -VİZE KONUSU-
    
     Mümkün olduğunca çok sayıda iş adamının ürünlerini sergilemek ve yeni ürünler almak amacıyla bu fuarlara katılmalarını arzu ettiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
     ''Bu noktada talep olduğunu da biliyoruz. Türkiye'de iş adamlarımızla yaptığımız toplantılarda bana sık sık pasaportlar gösteriliyor. İnanın, iş adamlarımızın, bir haftalık verilen vizeler nedeniyle ardı ardına zımbalanmış, adeta kalınca bir kitaba dönüşmüş pasaportlara sahip olduklarını görüyorum. Vize konusunda artık yeni bir anlayışın hakim kılınması zamanı gelmiştir. Biz sizi seviyoruz, bizim Almanlara bakışımız farklı. Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını, Avrupa Birliği ile katılım müzakerelerini yürüten bir ülke olduğunu, vize uygulamasının ise çağın artık oldukça dışında kaldığını, hatırlamak ve hatırlatmak istiyorum. Vize muafiyeti, Türkiye'nin olduğu kadar Almanya'nın da yararınadır. Türkiye şu anda 56 ülkeye vizesiz girip çıkıyor. Bu denli ilişkileri olmuş bir ülke. Dolayısıyla, vatandaşlarımızın karşı karşıya kaldıkları bu sorunların Almanya'nın öncülüğünde, AB ölçeğinde giderilmesini beklediğimizi de hatırlatmak istiyorum.''