Levent Harman - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Mecbur olmadıkça hepimiz şiddete karşıyız'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Dörtyol Kavşağı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, miting alanında yazılı ''Biz de şifre istiyoruz'' pankartı üzerine, YGS'deki şifre iddiaları nedeniyle 1 milyon 700 bin çocuğun mağduriyetinin söz konusu olduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şifresini çözüp, Erdoğan'ı vatandaşa emanet edeceğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, ''1 milyon 700 bin çocuğumuzun umudunu söndüren iktidar şart mı?'' pankartı üzerine de şunları kaydetti:
''Bu iktidar şart değil tabii. Bu iktidarı değiştireceğiz. Değiştirmek durumundayız. Eğer gerçekten bu ülkede düzgün bir iktidar kurmak, halka hesap veren bir iktidar oluşturmak istiyorsanız, gelin hep beraber bu iktidarı değiştirelim. Görün bakalım bu ülkede barış nasıl olurmuş, özgürlük nasıl olurmuş hep beraber görelim. Bizim aramıza bariyerler koydular. Herhalde Ağrı Valisinin marifeti. Ben hiçbir yurttaşımdan çekinmiyorum. Benimle aynı dünya görüşünü paylaşmıyor olabilir yurttaşlarım. Onlara da saygı göstereceğiz. Onlara da el uzatacağız. Madem 'demokrasi var' diyoruz. Bizim gibi düşünmeyen insanlara da saygı göstereceğiz. Şiddeti hiçbir yurttaşımız gönülden yapmaz. Mecbur olmadıkça hepimiz şiddete karşıyız. Şiddet olmadan da barış içerisinde, huzur içerisinde, hepimiz kardeşçe yaşayabilmeliyiz. Bariyerler yurttaşla bizim aramızdaki duvarlardır. O duvarları kaldıracağız. Göreceksiniz halkın iktidarında bariyer dönemini bitireceğiz. Liderler halkıyla kucaklaşacaktır.''
Ağrı'da kış mevsiminde ortaya çıkan hava kirliliğinden haberdar olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, vatandaşlara, ''Kömür geliyor mu buraya? Recep'in kömürü geliyor mu?'' diye sordu.
Kılıçdaroğlu, Ağrı'nın yakınından geçen doğalgaz boruları olduğu halde hava kirliliğini gördüğünde herkes gibi kendisinin de içinin sızladığını belirterek, şöyle devam etti:
''Ne için oluyor böyle? Niye kömür dağıtıyorlar biliyor musunuz? Kömürden de vurgun yapıyorlar. Kömürde yaptıkları vurgunun miktarı 1 milyar liranın üzerindedir. Eski parayla 1 katrilyonun üzerindedir. Dosyası da Ankara Cumhuriyet Başsavcısının önünde beklemektedir. En az 3 yıl geçti aradan soruşturma açmıyorlar. Çünkü yolsuzlukları kapatıyorlar. Onların derdi vatandaş değil, onların derdi yandaş. 'Yandaşları nasıl koruruz, onların paralarını nasıl cebe indiririz, vatandaşın parasını nasıl cebe indiririz' bunun hesabını yapıyorlar.''
Kılıçdaroğlu, alanda açılan bir pankartı işaret ederek, ''5 milletvekili 1 belediye başkanından kurtar diyorsunuz. Kurtarmak benim elimde değil, kurtulmak sizin elinizde. Gücümüzü güç yapalım, birleşelim, yiğitçe savaşalım ve sandığa gidelim. Ağrı'yı küçülten, milletvekili sayısını düşüren, yatırım yapmayan, var olan kamu yatırımlarını özelleştiren, işçileri taşeronlaştıran bu düzene son vermek için sandığa gidelim, gerçeği görelim'' dedi.
Miting alanında sık sık tekrarlanan ''silahlar sussun'' sloganı üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Bizim de en büyük arzumuz bu ülkede silahların susması. Bizim de en büyük arzumuz özgürlüğün Batı standartlarına gelmesi. Bizim de en büyük arzumuz seçimle gelenlerin gözaltına alınıp aylarca hapishanelerde tutulmamasıdır. Bizim de en büyük arzumuz demokrasi içinde, özgürlük içinde her türlü düşünceye saygı duymaktır. Bizim de en büyük arzumuz çocuklar ölmesin, çocuklar yatağa aç girmesin, herkesin karnı doysun, işi olsun, aşı olsun. Bizim de arzumuz budur. Eğer arzumuz ortaksa mücadeleyi ortak yapacağız, arzumuz ortaksa destek vereceksiniz, desteğinizle yola çıkacağız.''

-YENİ CHP-

Kılıçdaroğlu, yeni CHP'nin nasıl bir siyasi anlayış içinde olduğunu da şu sözlerle anlattı:
''Yeni CHP, halkın partisidir, özgürlüğün partisidir, insan haklarına saygılı bir partidir. Kavgaların, savaşların değil, barışın ve özgürlüğün partisidir, her yerde her ortamda insan haklarını savunun bir partidir. Yeni CHP, sizin partinizdir. Destek verin, güç verin, Türkiye'yi aydınlığa çıkaralım. Yeni CHP, herkesin seçimlere özgürce girip, vetonun olmadığı bir CHP'dir. Herkes seçimlere özgürce girebilmeli. Yeni CHP, yüzde 10 barajını kaldırmaya kararlı bir partidir. Darbelerin gerekçesi olan 35. maddenin kaldırılmasını talep eden bir partidir. Halkın düşüncesinin, gücünün en güçlü olduğu, halkın partisine inanan bir CHP'dir. Yeni CHP kadınların, yoksulun, erkeklerin, gençlerin, esnafın, işçinin partisidir. Bu nedenle size en büyük selamlarımı saygılarımı sunuyorum. Desteğinizi bekliyorum. Parlamentoda kürsüye çıkıp yiğitçe Ağrı'nın sorunlarını dile getiren milletvekillerini bekliyorum.''
Alandaki bir pankart üzerine sendikaların yaşadığı sorunlarla ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, kendilerinin örgütlü toplumdan yana olduğunu ve taşeron işçiliğe karşı olduklarını söyledi.
''Taşeron işçiliği, 21. yüzyılın çağdaş kölelik düzenidir'' diyen Kılıçdaroğlu, taşeron işçilerin asgari ücrete mahkum, sendikasız, toplu sözleşmesiz, kıdem tazminatı hakkı olmayan, bir köşeye itilmiş, çalışma saati olmayan bozuk bir düzenden ibaret olduğunu savundu.

-BAŞBAKAN ERDOĞAN'A AĞRILILARIN ÖNÜNDE TELEVİZYONA ÇIKMA TEKLİFİ-

İktidar olmaları halinde taşeron düzenini yıkarak, yerine toplu sözleşmeli, sendikalı düzeni getireceklerini bildiren Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Ağrılıların önünde televizyona çıkma teklifini yineleyerek, şöyle dedi:
''Biliyorsunuz Recep Tayyip Erdoğan, benimle ilgili bir sürü şey söylüyor. Kendisine bir teklifte bulundum. Dedim ki: Arkadaş Japonya'da, Amerika'da, Fransa'da, Almanya'da liderler çıkarlar televizyonlara konuşurlar. O soru sorar sen cevap verirsin, sen sorarsın o cevap verir. Böylece vatandaş evinde otururken kim doğru, kim yalan söyler öğrenmiş olur. Bana 'efendim olur mu öyle şey, kendisi televizyon kameralarına çok meraklı' dedi. Buradan söylüyorum: Kendine güveniyorsan gel Ağrı'ya, beraber Ağrılıların önünde oturup konuşalım. Gelebilir mi Tayyip Erdoğan. Recep Tayyip Erdoğan, Kemal kardeşinizin karşısına çıkabilir mi? Ben de biliyorum ki çıkamaz.''
Kılıçdaroğlu'nun mitingine katılan bir grup, parti otobüsünün alandan ayrılmasının ardından, terör örgütü ve elebaşısı lehine slogan atarak, BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekili adayı Halil Aksoy'a ait seçim bürosunun önüne kadar yürüdü. Kalabalık, polisin uyarısı üzerine dağıldı.
Kılıçdaroğlu, mitingin ardından özel helikopterle Artvin'e gitti.