CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kaz Dağları'nın Anadolu'nun bağrında olduğunu belirterek, ''Dolayısıyla size sözümüz var, halkın sözü. Halkın iktidarında Kaz Dağları'na kazma bile vurulmayacaktır'' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisince Çanakkale Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.
Konuşmasına ''Size Tunceli'den ve Edremit'ten selam getirdim'' diyerek başlayan CHP Lideri, Çanakkale'nin, dostluğun ve barışın kenti olduğunu, her topraktan Anadolu'nun her yerinden insanları, şehitleri bağrında barındırdığını belirtti. Kılıçdaroğlu, Çanakkale'nin sadece Anadolu insanını değil, uzak diyarlardan gelip burada kendi davası için mücadele edip, bu topraklarda kalan Anzakların da kenti olduğunu bildirdi.
''Ve Mustafa Kemal diyor ki onlar geldiler burada öldüler, Anadolu toprağındalar. Artık onlar da bizim çocuklarımız, onlar da bize emanet diyor'' ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı yapanların kimseye kin gütmediğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, ''Onlar, Anadolu'nun suyunu içmişlerdi, Anadolu mayası vardı onlarda. Kin tutmak onların kitabında yoktu. Onlar insanları seviyorlardı ama yeri geldiği zaman da ülkesinin bağımsızlığı için mücadele ettiler. Burada Çanakkale'de bu ülkenin topraklarında yatan herkese Allah rahmet eylesin diyoruz. Onlar bizim onurumuzdur diyoruz. Eğer bugün bu coğrafyada huzur içinde yaşıyorsak, onların verdiği mücadelenin sonucudur. Unutmayın Atatürk'ü Atatürk yapan Çanakkale'dir'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Çanakkale'nin, Kaz Dağları'nın da aralarında bulunduğu doğal güzellikleri bağrında beslediğini vurgulayarak şöyle konuştu:
''O güzelim dağlar aynı zamanda bir oksijen deposudur. Sadece Anadolu'dan insanlar değil, dünyanın her tarafından insanlar gelir Kaz Dağları'nda otururlar, bakarlar, gezerler, yürürler, oradaki iyi yürekli insanlarla bir araya gelip sohbet ederler.
Kaz Dağları'nı şimdi altın madenlerine teslim ediyorlar, madencilere teslim ediyorlar. O dağları Allah aşkına yok etseniz ne olacak?
Farz sayalım ki Kaz Dağları yok oldu. Çanakkale çok şey kaybeder. Çanakkale'nin Kaz Dağları, Anadolu'nun bağrındadır. Dolayısıyla size sözümüz var, halkın sözü. Halkın iktidarında Kaz Dağları'na kazma bile vurulmayacaktır. Siz bu kadar doğal güzelliği Allah'ın yarattığı bu doğal güzelliği niye tahrip ediyorsunuz? İnsanlar mutlu, oradaki bütün canlılar mutlu. Herkes geliyor. Dünyanın her tarafından o dağları görmek için turist geliyor, siz ne yapıyorsunuz, 'ben nasıl bu güzelliği yok ederim diye mücadele ediyorsunuz'. Eğer sen ülkeyi zenginleştireceksen bu ülkede her şey var. Ovalarımız var mı? Yaylalarımız var mı? Meralarımız var mı? Güneşimiz var mı? Denizimiz var mı? Çalışkan iyi niyetli yürekli insanlarımız var mı? O zaman bu ülkede bu yoksulluk niye, niye yoksulluk var?''

-12 MİLYON 715 BİN YOKSULUMUZ VAR-

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de, 12 milyon 715 bin yoksul bulunduğunu belirterek, ''Yazık günah değil mi bu insanlara'' dedi.
Yoksulluğu tarihe gömeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, herkesin onurunu koruyacaklarını, geliri olmayan ya da geliri asgari ücretin altında olan her hanede kadının banka hesabına en az 600 lira yatıracaklarını kaydetti. Kılıçdaroğlu, ''Onu namerde muhtaç etmeyeceğiz'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Bakınız biz her şeyi insan üzerine kurduk. İnsanın mutluluğu üzerine kurduk. Anneler ön sıralarda. Annelere sesleniyorum. Siz yemezsiniz, yedirirsiniz çocuklarınıza. Bakarsınız, giymez, giydirirsiniz, her türlü çabayı harcarsınız. Çocuğum okusun, okula gitsin, mutlu olsun üniversiteyi bitirsin, her türlü fedakarlıkta bulunursunuz. Allah aşkına 1 milyon 700 bin çocuğumuzun umutlarını söndüren AKP iktidarına oy verecek misiniz? Güzel bir hayır bu taraftan çıktı. Bir de şu taraftaki annelere soralım, belki onlar diyecek ki, 'hayır çok iyi oldu'. Anneler, 1 milyon 700 bin çocuğunuzun umudunu söndüren AKP iktidarına oy verecek misiniz? Siz bu kadar hayır dedikten sonra kesin Ankara'dan duyulmuştur, Recep Bey'in ezberi bozulmuştur.
Yine annelere sesleniyorum. 1 milyon 700 bin çocuğumuzun umuduyla oynandı. Size bir daha söylüyorum. Size seçme seçilme hakkını veren parti CHP'dir. Bunu sakın unutmayın. Siyaset hakkı verdi size, seçme seçilme hakkı verdi. Bu sefer parlamentoda Cumhuriyet tarihinde ilk kez CHP 38 kadın milletvekili çıkartacak. Onlar kürsüye çıkacaklar, sizin adınıza konuşacaklar. Aslanlar gibi kürsüye çıkıp aslanlar gibi kükreyecekler.
Şimdi aile sigortası ile ekonomik güvence de getiriyoruz. Bir siyasal güvence getirdik, şimdi ekonomik güvence getireceğiz. Hiçbir hanede çocuk yatağa aç girmeyecek, çocuklar bizim çocuğumuzsa, onlar bizim geleceğimizse, bizim umudumuzsa, onlara bakmak, onların sorunlarını çözmek, onların yatağa aç girmemelerini sağlamak halkın iktidarının bir numaralı görevi olacaktır.
Anneler çocuklarını askere göndermekten hep çekinirler. Geçen gün Balıkesir'de bir şehit annesi ile konuştum, diyor ki 'Benim oğlum şehit oldu. Bu vatan uğruna herkesin çocuğu şehit olabilir. Ama benim kardeşimin oğlu askere gitmesin diye uğraşıyoruz'. Madem ki Çanakkale barışın kentidir, madem ki Çanakkale'de, Anadolu'nun her yöresindeki insanımız bu ülkeyi savunmak için burada, bu topraklarda beraber kucak kucağa yatıyorlarsa size sözüm var. Anadolu coğrafyasında terörü bitireceğim, barışı, kardeşliği egemen kılacağım. Bir araya geleceğiz, kavga etmeyeceğiz, huzur içinde, barış içinde, barışı egemen kılacağız. Acıyı niye anneler çeksin, niye analar ağlasın. Bunun edebiyatını yapmak değil, bunu sona erdirmemiz lazım. Çatık kaşlı insanların ülkesi olalım değil, güler yüzlü insanların ülkesi olalım. Herkes gülmeli herkes sevinebilmeli.''
İnsanların kapısını sabahın köründe polisin çalmaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Eğer kapınızı çalacaksa sütçü çalmalı, iki şişe süt bırakmalı, anneler o sütü almalı çocuklarını beslemeli, güler yüzlü okula göndermeli. Umutla beklemeli, çocuğunun geleceği için ben de umutla bekliyorum diyebilmeli'' diye konuştu.
Bu güzel ülkeyi bu koşullarda ayağa kaldırmanın siyasetçinin görevi olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Bizim görevimiz değil mi? Bunu yapacağız size sözüm var. Bu söz CHP'nin sözüdür. Bu söz kuruluşunu Kuvayi Milliye'den alan CHP'nin sözüdür. Bu söz, Mustafa Kemal'in askerlerinin sözüdür'' şeklinde konuştu.

-''MUTLU OLMANIN YOLU HERKESİN EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞMASIYLA OLUR''-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mutlu olmanın, herkesin ekonomik özgürlüğe kavuşmasıyla olacağını belirterek, ekonomik özgürlüğün olması halinde, siyasal özgürlüğün de olacağını bildirdi.
Ekonomik özgürlüğün, herkesin aş, herkesin iş bulduğu, herkesin karnının doyduğu bir Türkiye olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Üretirseniz, üretene değer verirseniz, çalışırsanız, alın terine değer verirseniz, bu ülkede çalışanın ve üretenin kazandığı güzel bir Türkiye yaratırsanız, herkes mutlu olur.
Bakın şurada bir tabela var. Yıl 2009, süt 850 kuruş, yıl 2011 süt 640 kuruş. Şuraya gidelim her hangi bir bakkaldan bir şişe süt, bir şişe su alalım. Hangisi pahalı? Su daha pahalı. Suya yem veriyor muyuz? Suyu besliyor muyuz? Suya bakıyor muyuz? Peki nasıl oluyor da Allah'ın suyunu şişeleyip satarsın. Öbür taraftan hayvana bakacaksın, besleyeceksin, kaynatacaksın, makineden geçireceksin, şişeleyeceksin, satacaksın ama sudan ucuz olur. Çiftçi kar etmez, alın terinin karşılığını elde etmez. O zaman bir şey yapmamız lazım. Halkın iktidarını kurmamız lazım. Emeğe değer vermemiz lazım, üretime değer vermemiz lazım. Üreten Türkiye dememiz lazım. Sömürülen Türkiye istemiyoruz biz.
Sandığa gideceksiniz 12 Haziran'da, bir şeyi öğrenmenizi ve sormanızı isteriz. 80 küsur yıllık Cumhuriyet tarihinde Allah aşkına ithal kurbanlık koyunu hangi hükümet getirdi, angusları hangi hükümet getirdi. Az önce sordum size dediniz ki yaylalarımız var, meralarımız var, suyumuz var, bereketli topraklarımız var. Niye biz dışarıdan hayvan getiririz? Süpürgelerle yazmışlar 'AKP'yi süpüreceğiz' diye. 12 Haziran tarihinde AKP'yi süpürün. AKP'yi silkeliyorum bir gövdesi var. Gövdeyi silkelemek bana ait, dallarını silkelemek de size ait.
Silkeleyecek misiniz? AKP'yi silkeleyecek misiniz? Silkeleyeceğiz diyorlar. Ama bir tavsiyem var, dallarını silkeleyin, meyve düşer diye beklemeyin. Dikkatli olun Recep düşebilir.
12 Haziran'da halkın iktidarını kuracağız, halktan yana hükümet oluşturacağız. İşçisi, çiftçisi, memuru ve emeklisi, herkesin mutlu olduğu bir Türkiye yaratacağız.''