CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Doğu da bizim batı da bizim, güney de bizim kuzey de bizim. Bu coğrafya altında yaşayan her yurttaş bizim yurttaşımızdır ve benim başımın üstünde yeri vardır. Bana oy versin, vermesin. Ben bu ülkede her yurttaşa hizmet edeceğim. Hizmet etmenin yolu da hesap vermekten geçer'' dedi.
Sinop'un Boyabat ilçesinde Hükümet Konağı karşındaki Dört Yol mevkisinde vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, her yerde doğruları söylemek için halka söz verdiğini ifade etti.
''Dokuz köyden kovsunlar onuncu köyde de doğruları söyleyeceğim. Artık bu milletin doğruları söylemeyen bürokrata ihtiyacı yok'' diyen Kılıçdaroğlu, Boyabat'ın çeltik üretim yeri olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:
''Burası bir anlamda çeltik üretiminin ambarı. Çeltik üreticisi hayatından memnun mu? Hayır. Çiftçi hayatından memnun değil, esnaf hayatından memnun değil. Bu işte bir sorun var. Bugün her şeyimiz var. Allah'a şükür bereketli topraklarımız var. İlacımız var, insanımız var, traktörümüz var, eksik olan ne? 80 yıllık Cumhuriyet tarihinde kurbanlık koyun ithal eden hükümet hangisi? Eğer bizim meramız yoksa gelebilir, yaylalarımız yoksa gelebilir, çalışan insanımız yoksa gelebilir. Allah aşkına her şeyimiz var, nasıl oluyor da angus getiriyor, koyun getiriyoruz? Yazık günah değil mi bizim insanımıza. Biz bunu sormayacak mıyız. Kimin parasıyla ödeniyor bunlar. Sizlerin parasıyla ödeniyor, siz ödüyorsunuz. Benim için sorun yok ama sizin de derdinizin olması lazım. Bir ülke üretmezse olmaz, çalışmazsa olmaz, alın teri dökmezse olmaz. Bir ülkenin bağımsızlığı, bir ülkenin değeri, o ülkenin ekonomik olarak güçlü olmasına bağlıdır.''
Vatandaşın derdinin kendi derdi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
''Eğer bu ülkede çocuklar yatağa aç giriyorsa bir dert var demektir. 2,5 aylık Kübra annesinin kucağında açlıktan ölüyorsa bir dert var demektir. Bir anne 4 çocuğuna sabah kahvaltısı veremedim diye intihar ediyorsa bir dert var demektir. Bir çocuk çöpte kağıt toplarken kamyon altında kalıyorsa bir dert var demektir. Denizli'de bir anne çocuğunu hastanenin bahçesine bırakıp, bir de mektup yazıyorsa, 'oğluma bakamıyorum, gelirim yok, Allah rızası için bulan çocuğuma baksın' diyorsa bir dert var demektir. O zaman bunları oturup düşünmemiz lazım. Kim yaptı bunu? 'Efendim Türkiye büyüyor', eyvallah, birileri büyüyor Türkiye değil. Birilerinin cebi para görüyor. Benim için yandaş yok sadece vatandaş var. Şundan emin olmanızı isterim, bir vatandaşın derdi varsa o dert benim derdim demektir. Bir vatandaş rahat etmiyorsa, bilin ki Kemal kardeşiniz de rahat etmiyordur.''

-''SİYASETÇİ AYRIMCI DEĞİL BİRLEŞTİRİCİDİR''-

Ülkede huzuru sağlamanın siyasetçinin görevi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Siyasetçi ayrımcı değildir, siyasetçi birleştiricidir. Doğu da bizim batı da bizim, güney de bizim kuzey de bizim. Bu coğrafya altında yaşayan her yurttaş, bizim yurttaşımızdır ve benim başımın üstünde yeri vardır. Bana oy versin, vermesin. Ben bu ülkede her yurttaşa hizmet edeceğim. Hizmet etmenin yolu da hesap vermekten geçer. Bir siyasetçi halkına hesap vermezse olur mu? Siyasetçi hesap vermelidir'' diye konuştu.
Türkiye'de üreten çiftçinin pahalı, yat sahiplerinin ise ucuz mazot kullandığını belirten Kılıçdaroğlu, bunun adaletsizlik olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
''Altını çizerek söylüyorum, Türkiye'de traktörde çiftçinin mazotu 1,5 lira olacak. Bakın bakalım oluyor mu olmuyor mu. Petrol dışarıda, doğru ülkemizde az, yetmiyor dışardan getiriyoruz. Rafinerilerimizde işliyoruz, benzin istasyonlarına dağıtıyoruz. Benzin istasyonlarının karını koyun, mazotun litresi 1,5 lira, benzin istasyonunun karı da dahil. Devletin hiçbir kaybı olmuyor. Ama bu kimlere veriliyor? Yat sahiplerine. Yat sahibine 1 lira 55 kuruştan veriyorsun, o tarla ekmiyor dikmiyor, alın teri dökmüyor, tarlasının ilaçlamıyor, yatına biniyor, denizlerde geziyor. Ona ucuz, çiftçiye pahalı. Bu adalet mi?''
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de her üründen vergi alındığını ancak pırlantanın vergisinin olmadığını belirterek, ''Verginin özü, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alırsın. Bütün dünyada bu böyledir. Biz, tam tersini yapıyoruz. Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alıyoruz. Peki bununla ne olur, bu tüccarın esnafın iflasına neden olur. Çiftçi kazanırsa esnaf da kazanır'' dedi.

-AİLE SİGORTASI-

Partisinin ''Aile sigortası'' projesi hakkında da bilgi veren Kılıçdaroğlu, hesap uzmanı olduğunu ve hesaplamaları titizlikle yaptıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu ülkede 12 milyon 715 bin kişi yoksul. Dört çocuktan birisi yatağa aç giriyor. Bunlar bizim değil resmi kaynakların sonuçları. Bu kardeşiniz hesap uzmanıdır. Uzun yıllar kamuda hesap uzmanlığı yaptı. Yoksul sayısını 12 milyon 715 bin değil 15 milyon 600 bine göre yaptık. Geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan, her haneye her ay 600 lira yatıracağız. O aileyi de namerde muhtaç etmeyeceğiz. Şimdi diyecekler ki, 'sen bu parayı nereden bulacaksın?' Sorabilirler, kendisi diyor, 'efendim yeni bir kanal yapacağım.' Kimse ona demiyor 'parayı nereden bulacaksın?' Ben fakirin karnı doysun, yatağa aç girmesin diyorum, 'parayı nereden bulacaksın' diyorlar. Bizim bu açıklamamızla esnaf da kazanacak.''
Kılıçdaroğlu, Boyabat'ta vatandaşlara seslendikten sonra partisinin Sinop mitingine katılmak üzere ilçeden ayrıldı.