CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, askeri müdahalelerden en fazla CHP'nin zarar gördüğünü ifade ederek, ''CHP kapatıldı, bütün arşivleri alındı, bir kısmı yakıldı. Bunların faturasını ödedik biz. Şimdi diyorlar 'siz orduyla yan yana gidiyorsunuz' yok efendim'' dedi.
     Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te Tarafsız Bölge programına katılarak soruları yanıtladı.
     Kemal Kılıçdaroğlu, ''CHP'nin 27 Nisan'da verilen e-muhtırayı ciddi şekilde eleştirmediği''nin söylenmesi üzerine, ''Doğrudur ama ben eleştiriyorum'' dedi.
     ''CHP'de TSK'nın gerçek görev alanına dönmüş olmasından yakınan, arada politikaya müdahale etmesi gerektiğini düşünen güçlü bir damar mı var?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ''Öyle bir damar olduğunu sanmıyorum. Bakın şöyle bir algı var: 'Efendim Cumhuriyet Halk Partisi sırtını askere dayıyor'. Şöyle bir baktığımızda tarihte bütün darbelerin faturası CHP'ye çıkmıştır. Bütün darbeler CHP'nin iktidara en yakın olduğu zamanda olmuştur, 27 Mayıs dahil. 27 Mayıs darbesi olmasa CHP iktidar olacak, o kadar yaklaşmış, uzaklaşıyor'' diye konuştu.
     CHP'nin bununla hesaplaşmadığının ifade edilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, ''Biz algıyla hesaplaşıyoruz, tarihle değil. Yanlışımız orada başlıyor'' dedi.
     Kılıçdaroğlu, bu algının ortaya çıkması konusunda özeleştiri yapıp yapmadıklarının sorulması üzerine de şu yanıtı verdi:
     ''Tabii yapıyoruz. Bakın, Nihat Erim hükümeti kurulduğunda Ecevit, bakan vermek istemedi. İnönü, bakan verince Bülent Ecevit Genel Sekreterlikten istifa etti. Orduyla bizim eğer kırılma noktası aranacaksa, 'biz artık halkın oyuna güveniyoruz' denilecekse Nihat Erim hükümetiyle bu süreç başlamıştır. Ecevit demiştir ki, bu darbe bana yapılmıştır.''
     Kılıçdaroğlu, askeri müdahalelerden en fazla CHP'nin zarar gördüğünü öne sürerek, ''Kapatılan parti kim? CHP kapatıldı, bütün arşivleri alındı, bir kısmı yakıldı. Bunların faturasını ödedik biz. Şimdi diyorlar 'efendim siz orduyla yan yana gidiyorsunuz', yok efendim'' dedi.
     ''Balyoz'' soruşturması süreciyle ilgili ciddi eleştirileri olduğu anımsatılarak, bunu farklı mı anlamak gerektiği yönündeki soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, ''Hukuksuzluk varsa herkesi savunmamız lazım. Hukukun üstünlüğü toplumu bir arada tutan ortak payda olmalı. Bu, başbakana herhangi bir bakana da yapılabilir aynı tepkiyi göstermek zorundayız. Aksi halde ne demokrasiyi derinleştirebiliriz ne de çıtasını yükseltebiliriz'' diye konuştu.
    
     -''DEMOKRASİYİ DEMOKRASİ YAPAN MUHALEFETTİR''-
    
     AK Parti'nin kendini iktidardan gitmemek üzere programlayan bir parti olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''81 il valisinin yüzde 80'inin AKP il başkanı gibi davrandığını'' savundu.
     ''Sizin de sorumluluğunuz yok mu? AK Parti yine iktidar olacakmış gibi bir hava var. Vali de sonuç itibariyle bürokrat. Önlerinde gördükleri iktidara göre pozisyon alan vardır elbette. Burada muhalefetin iktidar alternatifi olarak görülmemesi gibi bir durum da yok mu?'' sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Kim yaratıyor bu algıyı'' sorusuyla karşılık verdi.
     ''Başbakan 'ikinci parti olursam giderim' diyor, siz diyemiyorsunuz'' denilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
     ''Demokraside halkın oyuna güveniyorsanız, her platformda yaparsınız. Meydan okuma olsaydı, o zaman çıkalım bilek güreşi, savaş... böyle bir şey olabilir mi? Demokrasiyi demokrasi yapan muhalefettir. O da muhalefet olacak. Niye olmasın? O da görecek bunu. Hangi iktidar ilelebet iktidar olacağım diye kalmıştır? Öyle bir şey yok. Bu ülkede Demirel de iktidardı muhalefet oldu, Özal da iktidardı muhalefet oldu, o da olacak.''
     ''Buna ilişkin öngörünüz var mı? Ne zaman...'' sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Bizim hedefimiz ilk seçimlerde tek başına iktidar olmak bunun için mücadele ediyoruz'' karşılığını verdi.
     ''Yüzde 50 alırım diyor...'' denilmesine karşılık Kılıçdaroğlu, ''Söylesin. Yüzde 50'nin altına düşersem istifa ederim desin'' dedi.
     Kılıçdaroğlu, seçimdeki hedefinin sorulması üzerine, ''Yüzde 40 hedefimiz. Hedefi koydum, hedefim bu oranı yakalamak. Eğer ulaşamazsak keşke yakalayabilseydim, niçin yüzde 40'lık çıtayı yakalayamadım? diye sorarız. Ya kendimizi yenileyeceğiz, ya politikamızı yeniden belirleyeceğiz. Bir şekilde bunu yapacağız'' dedi.
     Bunu, lider kalarak mı yapacağı yönündeki soruya Kılıçdaroğlu, ''Buna örgüt karar verir. Biz koltuklara saplanıp kalan insanlar değiliz'' yanıtını verdi.
    
     -''LİBYA'DA NEYİ İYİ YAPTILAR?''-
    
     ''Libya meselesinde '25 bin Türk Libya'da, niye tepki gösterilmiyor' diye eleştiriniz oldu. İyi yapılan şeye iyi demek çok mu zor?'' şeklindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
     ''Libya'da neyi iyi yaptılar? Bütün Ortadoğu halklarının temel özelliği baskı altında olmaları, demokrasinin olmaması. İkinci özelliği, liderlerin hepsi çok varlıklı. Bize bakalım, yöneticilerimiz Ortadoğu'nun liderlerine özeniyorlar. Malvarlıkları da öyle. Ortadoğu halkları daha fazla demokrasi, sosyal devlet istiyor.
     Hüsnü Mübarek ile ilgili konuşuyorsunuz, Kaddafi ile ilgili niye konuşmuyorsunuz? Orada da Türkler yok mu?''
     Kılıçdaroğlu, ''Böyle bir açıklama 25 bin Türk'ü riske atmaz mı?'' sorusu üzerine de ''Atmaz. Ne oldu eleştirmedi de? Karadenizli bir yurttaşımız öldürüldü'' dedi.
     ''Siz sert bir sesle çıkarmıydınız?'' sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Hayır efendim sert falan değil. Ben söyledim zaten, bütün Ortadoğu halkları demokrasi, özgürlük istiyor. Siz de demokrasiyi kendi ülkenize getirin. Biz bunu diyecektik, yoksa gidin Kaddafi'yi hedef alın, suçlayın böyle bir şey söylemedim'' diye konuştu.
    
     -''ÖZEL OLARAK YASA DIŞI DİNLENDİĞİMİ BİLİYORUM''-
    
     Kılıçdaroğlu, Odatv'nin yöneticisi gazeteci Soner Yalçın'la telefon görüşmelerinin dinlemeye takıldığının söylendiğini de belirtti. ''özel olarak dinlendiğinizi mi düşünüyorsunuz'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
     ''Hayır ben özel olarak yasa dışı dinlendiğimi biliyorum. Belli kanallar tarafından dinlendiğimi biliyorum. Ayrıntıları şimdi vermek istemem. Çetin Soysal açıklama yaptı. Herhalde boşuna yapmadı bu açıklamayı. Türkiye'de herkesin telefonları istenirse dinlenebilir. Belli odaklar bunu yapıyorlar zaten. İktidara yakın odaklar tabi. Çok ayrıntıya girmek istemiyorum. Bilgi sağlam, hükümet yalanlamadı bunu. Bu ülkenin Ulaştırma Bakanı çıktı TBMM'de 'dinlenmek istemiyorsanız telefonda konuşmayacaksınız' dedi. Bunun üzerine ne söyleyebilirim ben. Tutanaklar orada duruyor. Bu ülkenin başbakanı yasa dışı telefon dinlemelerini miting meydanlarında seslendirebiliyor.''
     Fiilen bu metinlerin ''altın mühürlü metinler'' olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Kimlerin dinlendiğini biliyoruz. Siyasetçiler de var bunların içinde'' dedi.