CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrail'in Mavi Marmara baskınında ölen dokuz Türk vatandaşının kanının yerde kaldığını belirterek, ''İsrail'i her zaman kınadık. Orantısız güç kullandı. Silah olmayan yere silahlı adam göndereceksin. Oradaki bizim çocuklarımızı öldüreceksin. Bunun masum olan bir tarafı var mı?'' dedi.
Kılıçdaroğlu, TRT 1'de yayımlanan ''Seçim Özel'' programına konuk oldu. The Economist'teki ''CHP'ye oy verin'' yorumuna değinen Kılıçdaroğlu, bu yorumun yerine ''AK Parti'ye oy verin'' yorumu yapılsaydı kendisinin yine bu yazıyı eleştirmeyeceğini kaydetti.
''İktidarda biz olsaydık 'Mavi Marmara' gemisine izin vermezdik'' şeklindeki demecine yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Mavi Marmara Türk Bayrağı çekemez. Mavi Marmara ile ilgili gümrük kayıtları açıklansın. Uluslararası sulara açılma koşulları yok o gemide. O nedenle, oradaki göreve izin verilemez'' diye konuştu.
Bu olayda dokuz Türk vatandaşının öldürülmesinden acı duyduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, ''Dokuz yurttaşımızın kanı yerde kaldı. İsrail'i her zaman kınadık. Orantısız güç kullandı. Silah olmayan yere silahlı adam göndereceksin. Oradaki bizim çocuklarımızı öldüreceksin. Bunun masum olan bir tarafı var mı? Hayır. Ama insanları bile bile ölüme gönderemezsin'' değerlendirmesinde bulundu.
Miting meydanlarındaki üslubunun zaman zaman sertleştiği yönündeki eleştirilere katılmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu'na, ''AKP'ye oy vermeyeceğim. Çünkü hala beynim var'' pankartını okuduğu hatırlatılarak, ''Bu da bir çeşit sert üslup değil midir?'' sorusu yöneltildi. O pankartta yazılanları doğru bulmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Okudum, ama bitirmek zorundaydım. Doğru değil. Bu ülkenin yurttaşları istediği partiye gidip oylarını verebilirler'' dedi.
Kürtçe Anadilde eğitim öğretim ve yerel özerklik konularındaki görüşleri sorulan Kılıçdaroğlu, ''Kürt sorununu da içeren Güneydoğu sorununun çok karmaşık bir sorun olduğunu, dolayısıyla bir partinin tek başına bu sorunu çözemeyeceğini'' anlattı.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Siyaset kurumu bunu bir toplumsal uzlaşmayla çözmek zorundadır. Parlamentoda akil adamlar grubu oluşturabilirsiniz, her siyasi partiden. Ülkesini seven, ülkesinin çıkarlarını koruyan, devlet adamı kimliği olan, günlük politikaya fazla bulaşmamış... Partiler diyebilir ki 'benim adayım şudur'. Sadece milletvekilleri değil. Sivil toplumun, üniversitelerin de katkı vermesi lazım. Bu olayın kesinlikle iç politika malzemesi yapılmaması lazım. Sayın Erdoğan iç politika malzemesi yaptı. Bu işi kapattı. Yarın gelecek, sorunun çözümü için. Hepsini önüne koyacağım. Benden özür dilemesini isteyeceğim. Çıkıp özür dilemezse kusura bakmasın hiç bir katkı vermeyeceğim.''
Hakkari mitinginde ''Avrupa yerel yönetimlere özerklik şartı'' konusundaki açıklamalarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından eleştirildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin programında da ''Avrupa yerel yönetimler özerklik şartına uygun olarak anayasal sistemimize yerel yönetim hakkının dahil edilmesinin sağlanacağı vaadinin bulunduğunu'' savundu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, ''CHP ile BDP beş maddelik bir sözleşme yaptı'' şeklinde iddialarda bulunduğunu söyleyerek, bu konuyu yargıya taşıyacaklarını dile getirdi. Bu iddianın gerçek dışı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, böyle bir şeyin ispat edilmesi halinde yarın genel başkanlıktan ayrılacağını kaydetti.
Partisinin Hakkari mitinginde Türk Bayrağı açılmadığı eleştirilerinden de yakınan Kılıçdaroğlu, bayrak üzerinden politika yapılmaması gerektiğini anlattı.
CHP'nin AK Parti'ye karşı belli illerde BDP ya da MHP ile işbirliği yapıp yapmadığı sorulan Kılıçdaroğlu, ''Biz her ilde seçime giriyoruz. Başka bir partiye de destek vermiyoruz. Diğer partiler bize oy verirse memnun oluruz'' dedi.
Bir soru üzerine, Türkçe dışında anadilde eğitime sıcak bakmadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, ''Anadilde öğrenim tamam. Herkes dilini öğrenebilir. Kürtçe seçmeli bir ders olabilir'' yanıtını verdi.

(ZK-NUR)