CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Zulmetmek, firavunlaşmak için değil, halka hizmet etmek için, halkın sorunlarını çözmek için Türkiye'nin rantına değil, sorunlarına talip oluyoruz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisince Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingdeki konuşmasına, ''Allahına kurban Kayseri'' diyerek başladı. Kayseri'nin, Anadolu'nun ortasında, ulusal sanayinin bel kemiğini oluşturan, çalışkan ve yürekli insanları bulunduğunu, yabancı sermayeye gereksinim duymadan kendi becerisiyle ayakta durup, dünyaya meydan okuyan bir kent olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Kayseri'de işsizlik var mı? Bunlar diyor ki 'istikrar sürsün, Türkiye büyüsün' diyorlar. Bu ne biçim istikrar. Onların söylediği şu: Biz zaten malı götürdük, zaten durumumuz iyi, işsizlik devam edecek, yoksulluk devam edecek, insanlar perişan olacak, çiftçi alnının terinin karşılığını almayacak, yolumuza devam edeceğiz' diyorlar. Niyetleri bu. Buna izin verecek misiniz? Ben de izin vermeyeceğim. Ben de sizin için çalışacağım, ben sizin sesiniz, sözünüz olacağım'' dedi.
Kayseri, yaratan, ürüten, bir kent olduğunu, Kayserili'nin berecesi ödününde engel olarak sadece siyasal iktidarın bulunduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, ''O iktidarı kaldırın, Kayseri'yi uçuracağız, Kayseri'yi dünya markası yapacağız'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Mavi Marmara gemisiyle ilgili kendisini eleştirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Geçen gün diyor ki, 'Mavi Marmara gitti, bizim yurttaşlarımız orada şehit oldu' doğru, 'efendim sen İsrail'i destekliyorsun', Allah Allah. Ben nereden İsrail'i destekledim? Buradan söylüyorum, Recep Tayyip Erdoğan, Yahudilerin verdiği cesaret ödülünü aldın mı, almadın mı? Aldı, değil mi? Niye böyle konuşuyor? Büyük Ordadoğu Projesi'nin eşbaşkanı kimdi? Peki arkadaş, sen 'Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanıyım' diyordun. Elli sefer söyledin. Şimdi buradan söylüyorum, Irak'ta binlerce Müslüman kadına tecavüz edilirken sen çıkıp, Amerikan askerlerine başarı diledin mi, dilemedin mi? Bunun maskesini indireceğim, kim olduğunu göstereceğim, ezberini bozacağım, şifresini çözeceğim. Konuşsa, konuşamayacak bir daha.
Daha bitmedi. Mayınlı arazilerimiz vardı. Mayınlı arazileri İsrail'e satmak için, kiralamak için 49 yıllığına, Meclise kanun getirdiler. Bu kanunu kim iptal ettirdi, Cumhuriyet Halk Partisi iptal ettirdi. Kim bozdu? Bir şey daha soracağım, benden o kadar ucuz kurtulamaz. Bir şey daha söyleyeceğim. Sen, Furkan yaşamını yitirirken, AKP milletvekilleri o gemiye binmesin diye çaba harcadın mı, harcamadın mı? Vatandaşın oğlu, Mavi Marmara gemisine biner gider, yolda saldırıya uğrar, şehit olur, sen milletvekilinin canını korursun, 'sen gitme' dersin. Vatandaşa gelince başka, milletvekiline gelince başka. Bunun da hesabını soracağız.''

-MAVİ MARMARA SORUŞTURMASI-

Mavi Marmara'da öldürülenlerin yakınlarıyla bazı sivil toplum örgütlerinin, Ankara Cumhuriyet Savcılığına başvurduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Mavi Marmara'da öldürülenlerin yakınları ve bazı sivil toplum kuruluşları, 'çocuklarımız, silah olmadan, uluslararası sularda şehit edildi, soruşturma açın' dediler. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı da harekete geçti, soruşturmayı açacak ama gel gör, failler yabancı, yabancı olduğu için Adalet Bakanlığından izin gerekiyor. Şimdi soruyorum: Recep Bey, sen o izni verdin mi, vermedin mi, verdiysen ne tarihte verdin? Bu sorunun yanıtını, bugün yarın bekliyorum'' diye konuştu.

-''TÜRKİYE'NİN RANTINA DEĞİL, SORUNLARINA TALİBİZ''-

Ülkeye ve yurttaşa hizmet etmenin, yeni Cumhuriyet Halk Partisi'nin görevi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Zulmetmek için değil, firavunlaşmak için değil, halka hizmet etmek için, halkın sorunlarını çözmek için, Türkiye'nin rantına değil sorunlarına talip oluyoruz. Yeni Cumhuriyet Halk Partisi'ne güvenin. Yeni Cumhuriyet Halk Partisi, cebini düşünenlerin değil halkını düşünenlerin partisidir. Her zaman söyledim, benim için yandaş yok, ister doğu ister batı, ister güney ister kuzey, ister kimliği ne olursa olsun, inancı, siyasi düşüncesi ne olursa olsun, benim için yandaş yok, sadece ve sadece vatandaş var. Benim vatandaşlarım, bu ülkenin bütün güzelliklerinden nasibini almalı. Benim vatandaşlarım yatağa aç girmemeli. Anneler, sabahleyin çocuklarını okula gönderirken yanaklarından öpüp, huzur içinde göndermeli. Onları umutla beklemeli, onları karnı tok, başı dik yatağa yatırmalı. Huzur içinde yatmalı çocuklarımız.''

-4B'LİLERİN SORUNU-

Atanamayan öğretmenlerin sorununu çözmeyi vadeden Kılıçdaroğlu, ''Annelere sözümüz var: Eli öpülesi annelere sözümüz var. 1 milyon 700 bin çocuğumuzun umudunu söndürdüler. Atanamayan bir öğretmen, geldi, '2010 yılında KPSS'ye girdim, kopya var diye iptal ettiler, soruşturma devam ediyor, kimin kopya çektiğini bilmiyoruz. 28 yaşındayım, babamdan para istemeye utanıyorum' dedi, dedim 'üzülme, arkanda Cumhuriyet Halk Partisi var, üzülme, seni destekleyeceğiz, atanamayan öğretmen kavramı kalmayacak'. Arkada da Recep Bey bizi dinliyor yalnız. Dün, '4B'lilerin sorununu çözeceğiz' dedik, hemen atlamış, '4B'lilerin sorunu biz de çözeceğiz'. 9 yıldır niye çözmedin? Yola getireceğim onu, yola getireceğim, göreceksiniz. Türkiye'de nerede bir sorun var, yanında Cumhuriyet Halk Partisi olacak. İşçinin, çiftçinin, taşeron işçisinin, genç çocuğumuzun, işsizin mi sorunu var, Cumhuriyet Halk Partisi... Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi varsa, herkes için var'' diye konuştu.
Meydandaki kalabalığa, ''Ülkeyi iyi yönetiyorlar mı?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''hayır'' yanıtını alarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Diyeceksiniz ki: İyi yönetmediğini ben de biliyorum, o zaman bir örnek verir misin? Hay hay, size bir örnek vereyim: Kayseri'nin güzel bir kent olduğunu söyledim, çalışkan, üreten insanları olduğunu, üniversiteleri olan bir kent olduğunu söyledim, dinamik, çağdaş, genç bir kadrosu var, onu da söyledim ama Kayseri'deki son 9 yılda icra dairelerinin sayısı 4'ten 8'e çıktı. Niye 8'e çıkar icra dairelerinin sayısı? İnsanlar borçlarını ödeyemiyorlar. Bütün esnaf kardeşlerime, borcunu ödeyemeyen esnaf kardeşlerime, icra takibine uğrayan çiftçi kardeşlerime sesleniyorum, sanayiciye sesleniyorum, KOBİ'deki yöneticiye sesleniyorum; artık ayağa kalk, artık korkularından arın, artık 'bu ülkenin sahibi benim' de, artık 'bu ülke için ben çalışacağım' de. Kayserili'ye de söylüyorum. Artık ayağa kalkmalı, 'bu ülkenin sahibi benim' demeli. Hep beraber biz bu ülkenin sahibi olmalıyız. Baskıdan arınacağız, baskıyı reddedeceğiz.''

-''KÜFREDEN BİR BAŞBAKAN, ÜLKEYİ SAĞLIKLI YÖNETİR Mİ?''-

Başbakan Erdoğan'ı, ''eleştiriler karşısında küfür etmekle'' suçlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Birisi eleştirdi diye her türlü küfürü ediyor. Küfreden bir Başbakan, ülkeyi sağlıklı yönetir mi? Küfreden bir Başbakan, ülkeyi olgunlukla yönetir mi? Küfreden bir Başbakan insanlara saygılı olabilir mi? 1923'ü düşünün, Mustafa Kemal'in Türkiye'sini, yeni kurulan Türkiye'yi, çağdaş Türkiye'yi düşünün. O ruhu düşünün. Bağımsızlığı düşünün, bağımsızlık ateşini düşün. '10 yılda 10 milyon genç yarattık' diyen heyecanı düşünün. Nereye geldik? O yıllarda Mustafa Kemal, 'köylü milletin efendisidir' diyordu. Geldik şimdi 21. yüzyıla Allah aşkına, köylü milletin efendisi oldu mu? Köylüyü, bırakın milletin efendisi yapmayı bu ülkenin Başbakanı, köylüye, 'Al ananı da git' diyecek boyutuna getirdi.''
Çiftçi ve besicinin sorunlarını çözeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Halkın iktidarında çiftçi bitmeyecek, halkın iktidarında besici de bitmeyecek. Halkın iktidarında çiftçi üretecek çünkü mazotun litresi 1,5 lira olacak. Halkın iktidarında çiftçinin elektrik borçları ilk 4 ay içinde sıfır olacak. Mazotu da ilk 4 ay içinde 1,5 liraya indirmezsen hem siyaseti hem başbakanlığı bırakmaya söz veriyorum. Esnaf kardeşim, seni unuttuk sanma. Komşusu da siftah yapsın diye dua eden kardeşim, yeri geldiği zaman bir çırak çalıştıran, devlete yük olmayan, zamanı geldiğinde vergisini ödeyen değerli esnaf kardeşim. Çalışırsın, sigorta pirimini ödersin, zamanı gelir, emekli olursun. Aldığın emekli aylığıyla geçinemezsin, sonra işine devam edersin ama işine devam ettiğin için senin emekli aylığından yüzde 15 kesilir. Senin emekli alığından kesilen yüzde 15'i halkın iktidarında ilk 4 ayda kaldırmazsam, siyaseti de bırakacağım, başbakanlık koltuğunu da. KOBİ sahiplerine de söylüyorum, halkın iktidarında bir yıl içinde ödediğiniz vergi ve sigorta pirimi kadar, 1 yıl süreyle sıfır faizli kredi vereceğiz. O alacak, üretecek, istihdam yaratacak, uluslararası alanda rekabet edecek, faizler düşecek, borçlarını ödeyecek. Can suyunu da vereceğiz, Halk Bankası'nı esnaf bankası yapacağız.''