CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, her siyasal partinin özgürce propaganda yapmasına izin verilmesi gerektiğini belirterek, ''Düşüncelerini beğenmeseniz bile siyasetçiler gidip propagandalarını yapabilmeli. Hopa'yı savaş alanına döndüren Recep Tayyip Erdoğan'ın öfkesidir'' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisince Kazlıçeşme Meydanı'nda düzenlenen ''Büyük İstanbul Mitingi''nde, konuşmasından önce eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile vatandaşları selamladıktan sonra beyaz güvercinler uçurdu.
Partililere Batman, Eskişehir, Trabzon, Artvin ve Hopa'dan selam getirdiğini belirten kılıçdaroğlu, alanda bulunanların, ''Başbakan Kemal'' sloganları atması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Siz kararınızı vermişsiniz. 12 Haziran'da Recep Bey'i yolcu edeceğiz. Söz mü? Kemal'in sakinliği Recep'in öfkesini yenecek. Benim yüreğimde insan sevgisi var. Ne yaparsa yapsın, ne kadar öfkeli olursa olsun, ben insanımı seviyorum, insanıma saygı duyacağım, projelerimizi anlatacağız, bu ülkeyi aydınlığa kavuşturacağız'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Adana'da yaptığı konuşmaya atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Sözde ben İsrail'i destekliyormuşum, Allah Allah. Allah aşkına, Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanı bu değil miydi? Milletin hafızası silindi mi? Nasıl oldu da birden kaplan kesiliyorsun? Dişlerini sökeceğim onun, hiç endişe etmeyin siz. Bu değil miydi Irak'ta binlerce Müslüman kadına tecavüz edilirken Amerikan askerlerine başarı dileyen? Buradan söylüyorum Recep Tayyip Erdoğan'ın maskesini indireceğim, gerçek yüzünü göstereceğim millete. Sözde vatansevermiş, hadi canım sen de. Sen kalkıp da Mavi Marmara gemisini gönderirken, izin verirken niye bırakmadın milletvekillerin Mavi Marmara'ya binsin? Çünkü senin milletvekillerinin canı tatlı. Niye onun mücadelesini yapmadın o zaman? Bize bir şey söylemez. Bizim geçmişim temiz, alnımız ak, biz kul hakkı yemedik.''
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de dostça, kardeşçe, barış içinde yaşamak istediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Barışı sağlayacak, dostluğu sağlayacak, yoksulluğu yenecek, bir çocuğun bile yatağa aç girmesini istemeyen adres CHP'dir. CHP, halkın partisidir. Bu ülkede huzuru sağlamanın yolunu biliyorum, çocukların yatağa aç girmeyeceği yöntemi biliyorum, kadın-erkek eşitliğinin nasıl olduğunu biliyorum, bu ülkede huzur içinde yaşamanın yollarını biliyoruz. Size bir sözüm var, herkesin çalışıp ürettiği, kazandığı, her evde akşam tencerenin kaynadığı bir Türkiye'yi ayağa kaldıracağım.''

-HOPA'DAKİ OLAYLAR-

Hopa'da yaşanan olaylara da değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Gazeteciler bana sordular, ben de şunu söyledim; her siyasal partinin özgürce propaganda yapmasına izin verilmeli. Düşüncelerini beğenmeseniz bile siyasetçiler gidip propagandalarını yapabilmeli. Hopa'yı savaş alanına döndüren Recep Tayyip Erdoğan'ın öfkesidir. O kadar öfkeli ki, ölen emekli öğretmenin bile adını anmak istemediğini, kim olduğunu sormak dahi istemediğini söyledi. Allah aşkına, ölen insanın arkasından kötü söz söylenir mi? İmam bile cemaate sorar 'nasıl bilirdiniz?' diye. Bunların inancına, dünya bakışına bakın Allah aşkına... Olayı duyduğumda o aileyi aradım, arabadan düşen polis kardeşimizin de ailesini aradım. Birine 'geçmiş olsun', birisine Allah'tan sabır diledim. Bizim yüreğimizdeki insan sevgisine bakın, onun söylediklerine bakın.''
Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki 12 milyon 715 bin yoksulu özgür kılacaklarını belirterek, ''Aile Sigortasını getireceğiz, hiçbir ailede çocuklar yatağa aç girmeyecek'' dedi.
''Tayyip Bey güneşi de mi sattın yaz gelmiyor'' yazılı pankarta işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Fırsat bulsa onu da satacak zaten. Ben diyorum ki; 'Aile Sigortasını getireceğim. 2,5 aylık Kübra annesinin kucağında ölmesin, kahvaltı veremediği için bir anne intihar etmesin' diyorum. O diyor ki 'parayı nereden bulacaksın?' Allah aşkına insan hayatı mı para mı önemli? Bizim açımızdan insan hayatı önemlidir. Bizim açımızdan insan en değerli varlıktır. Onların açısından insanı boş ver, para önemlidir. o yüzden halkın iktidarıyla AKP'yi kıyaslayın. Biz 'insan' diyoruz, onlar 'para' diyor, biz 'özgürlük' diyoruz, onlar 'baskı' diyorlar, biz 'demokrasi' diyoruz, onlar 'medya sussun' diyorlar, biz 'kadın-erkek eşitliği' diyoruz, onlar 'nereden çıktı bu?' diyorlar. 'Kadın ile erkek hiç eşit olur mu?' diyorlar''
Kılıçdaroğlu, kadınlara da seslenerek, ''1 milyon 700 bin çocuğumuzun geleceğini söndüren AKP iktidarına oy verecek misiniz? Recep Bey'in ezberi yine bozulacak, 'bu hayır sesi nereden geliyor' diyecek. Meraklanmasın İstanbul'dan, Türkiye'den geliyor. Aile Sigortasını getireceğiz, evlerde mutluluğun, huzurun, barışın, kardeşliğin yolunu açacağız. Esnaf da rahat bir nefes alacak'' şeklinde konuştu.

-İNTİBAK YASASI-

Başbakan Erdoğan'ın bugünkü konuşmasında intibak yasasını çıkaracağını söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ben söylüyorum ya, beni takip edecek. Recep Bey sen bana yetişemezsin. Aklın ermez senin bu işlere. Allah aşkına, birisi sorsa 'bu intibak yasası ne' diye, o diyecek ki 'istihdam'. Ne bilecek emeklinin halinden? Recep Bey emeklinin halinden anlar mı? Bir örnek vereceğim, 2004'te Recep Bey bir gazeteciyle röportaj yapıyor. Diyor ki 'valla aldığım emekli aylığı ile geçinemiyorum, o yüzden ben şirket kurdum'. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir başbakan, başbakanlık koltuğunda otururken şirket kurdu. 9-10 milyar emekli aylığı alıyorsun, maaş alıyorsun, ikisini topluyorsun 10-15 milyar eder, Recep Bey bu parayla geçinemiyor. Recep Bey taksi, eğitim, uçak, mutfak parası verir mi? Dolmuş, otobüs, uçak parası vermezsin, masrafın olmaz, 9-10 milyar ile geçinemiyorsun, Allahaşkına emekli 500-600 lira ile nasıl geçiniyor diye kendine sordun mu? Şimdi kalkmış Adana'da intibaktan bahsediyor. Dedik ya emeklinin durumunu düzelteceğiz. Ne yaparsan yap Recep Bey, daha beni çok takip edeceksin sen. Hiç endişe etme sana doğru yolu, bu ülke nasıl yönetilir göstereceğim. İntibak yasasını çıkaracağız, emekli rahat bir nefes alacak. Emekliye milli gelir artışından pay verilmesin diye Recep Bey bir yasa çıkardı haberiniz var mı? Çünkü Recep Bey'e göre emekli ikinci sınıf vatandaş. Nasıl olsa emeklinin oyları çantada keklik. 'Ben istediğim gibi yaparım, emekli bana oy verir' diyor. İnanıyor muyuz, emekli oy verecek mi? Emin misiniz? Ben ne zaman Meclis'te çıkıp 'emeklinin durumu kötü' desem, hemen çıkıyorlar kürsüye, 'emeklinin durumu çok iyi, sizin dünyadan haberiniz yok' diyorlar. Emeklinin durumu iyi mi? Recep Tayyip Erdoğan mı, millet mi doğruyu söyler? Ben de millete inanıyorum.''

-''HERKES ÖRGÜTLENMELİ''-

Kılıçdaroğlu, herkesin örgütlenmesi gerektiğini vurgulayarak, ''Örgütlü toplum CHP demektir. Örgütlenmeden korkmayacağız'' dedi.
2 milyon taşeron işçi bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Taşeron işçiliğinde ömür boyu asgari ücrete mahkum edilirsiniz, sendikalı olmazsınız, çalışma saatiniz olmaz ve siz perişan olursunuz. Halkın iktidarında size sözümüz var, taşeronluğu bitireceğiz. Herkes kadrolu, toplu sözleşmeli, sendikalı haklarına kavuşacak'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin Cumhuriyeti kuran parti olduğuna işaret ederek, ''Demokrasi ve özgürlüğü de getireceğiz. CHP, geleceğe umutla bakanların partisi, işçinin, köylünün, gençliğin, doğaya ve çevreye saygılı olanların, çöpte kağıt toplayanların, aydınların, kadınların partisidir'' şeklinde konuştu.
''AKP iktidarı ile beraber bir OHAL uygulanıyor. Ayağa mı kalkmadın hapse, yazı mı yazmadın hapse, kitap mı yazdın hapse'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Buna izin verecek miyiz?'' diye sordu.
Kılıçdaroğlu, ''Temeli 1923 olmayanın hedefi 2023 olamaz'' yazılı pankarta işaret ederek, ''Bizim ülke yönetimindeki hedefimiz, 1923 ruhunu yakalamaktır. Kendi insanımızın, çocuklarımızın geleceğini güvence altına almaktır. Bizim hedefimiz, 'torba torba kömür, sömür Tayyip sömür' diyorsunuz, işte onu yok etmektir. Buradan bütün Türkiye'ye mesajımızdır, biz bu ülkede barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz. Çalışmak, üretmek, hakça bölüşmek istiyoruz. Biz bu ülkede yeni hapishaneler değil, yeni fabrikalar istiyoruz. İstanbul, 15-20 yıldır aynı zihniyet tarafından yönetiliyor. İstanbul'un deprem, trafik sorunu çözüldü mü? Ancak İstanbul'un rant sorunu çözülmüş görünüyor. Birileri malı götürüyor. İstanbul'da rantın paylaşılmasını hakça yapacağız. O rant birilerinin değil, İstanbullunundur'' dedi.