CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Osmaniye'deki ''Devlet Bahçeli Bulvarı''nın adının, AK Parti'nin miting duyurusunda ''Bahçelievler Bulvarı'' olarak değiştirilmesini eleştirerek, ''Bir bulvarın adına saygınız yoksa, millete nasıl saygılı olacaksınız?'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Osmaniye'deki Devlet Bahçeli Meydanı'nda düzenlenen mitingde, siyasetçilerin hep birbirlerine saygı duymak zorunda olduğunu belirterek, ''Hepimiz birbirimizi saygı ile bakmak zorundayız, ama saygıyı hak edenlere göstermek lazım'' diye konuştu.
Kendisinden sonra aynı yerde bir başka miting daha yapılacağını belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Ama ulusal medyaya yansıdığı kadarıyla Devlet Bahçeli unvanını kullanmadan eğer afiş yapıyorsanız doğru yapmıyorsunuz demektir. Her şeye saygı göstereceğiz. Buradaki bulvarın adını Osmaniyeliler verdiler, onu değiştirmeye kimsenin hakkı da yoktur, yetkisi de yoktur. Bir bulvarın adına saygınız yoksa millete nasıl saygılı olacaksınız. Sen koskoca bulvarın adını ağzına almaktan korkuyorsun, afişine koymaktan korkuyorsun, sonra dönüp 'AK Parti'yim' diyorsun. Kimse sana ak olmadığın sürece AK Parti diyemez. Ak olmak nedir? Ak olmak her yerde, her zaman yurttaşın hakkını korumaktır. Ak olmak hortumculara karşı çıkmaktır, ak olmak vatandaşı düşünmektir, ak olmak yandaşının değil, vatandaşını düşünmektir. Ak olmak budur.''
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, Osmaniye'ye daha önce defalarca geldiğini, sözler verdiğini anımsatarak, ''Size dedi ki: Yer fıstığında destekleme alımları yapacağım, yer fıstığını tarım ürünü alarak destekleme kapsamına alacağım'. 9 yıl geçti destekleme kapsamına aldı mı? Peki sözünü tutmayan adama ne yapılır? Günah bende değil, benden hatırlatması. Bu meydanda söz verdi, bu meydanda verdiği sözü tutmuyor. Osmaniyelilere gelip hangi yüzle 'bana oy vereceksiniz' diye miting yapacak, merak ediyorum ben'' dedi.
Siyasetçinin önce doğruları söylemesi ve verdiği sözün arkasında durması gerektiğini dile getirerek, ''Nerede ne zaman ne söylediysek her yerde tekrar ettik, her zaman söyledik. Çünkü biz siyasette yalanın ve talanın sona ermesini istiyoruz. Yalanın ve talanın olmadığı düzgün bir siyaseti, temiz bir siyaseti Türkiye'ye egemen kılmak istiyoruz'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'nın daha önce sigortalı işçi olduğunu söylediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Kim almış işe? Nurettin Sözen almış. O dönemin CHP İstanbul Belediye Başkanı almış, hiç itirazım yok. İşçi olarak geliyorsun, yırtık ayakkabıyla siyasete başlıyorsun, şimdi nasıl oldu da sen dünyanın en zengin başbakanlarından birisi oldun. Peki diyelim ki olur ya baba zengindir, dede zengindir, biraz miras vardır. Mirasa bakıyoruz; o da yok. O dünyalığını hangi parayla yaptın?'' dedi.

-İŞSİZLİK-

Sadece Osmaniye'de değil, bütün Türkiye'de işsizlik olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, ''9 yıllık iktidarlarlar, çözüm buldular mı? İşsizliği yüzde 9 ile aldılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük krizi yaşandı, onlarca banka battı, yüzde 9. Şimdi yüzde 12-13 oldu. Gerçek işsizlik oranı da yüzde 20-25 civarında. Peki nasıl oluyor da ekonomi büyüyor, hızlı kalkınıyoruz? Bu işsizlik niye azalmıyor?'' diye konuştu.
Hükümetin izlediği ekonomi politikasında sıcak paraya teslim olduklarını, fabrikaların bacalarının tütmediğini, çiftçinin alın terinin karşılığının alınmadığını, esnafın siftah etmediğini, emeklinin yeteri kadar aylık almadığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Ama birileri kalkınıyor. Kim o birileri? Hortumcular ve hortumcuların arkasını, sırtını sıvazlayan iktidar. Tüm AKP'lilerin geneline bakın; hangisinin çocuğu işsiz? Hepsinin durumu çok iyi. Peki garibanın günahı ne? Hep beraber mücadele edeceğiz, hep beraber bu ülkeyi aydınlığa çıkaracağız. Osmaniye'de sadece işsizlik yok, Osmaniye'de haksızlıklara karşı direniyor, Osmaniye 13 Haziran'da yeni bir tarih yazacak.
Geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz verdiniz, eyvallah başımızın üstünde, ancak Türkiye artık yol ayrımında. Bir tarafta ülkesini sevenler var, ülkesi için çalışanlar var, alın terinin karşılığını almak isteyenler var, öbür tarafında da hortumcular var. Tercih şu: Hortumcudan yana mı oy kullanacağız, adaletten yana mı oy kullanacağız, halktan yana mı kullanacağız? Halktan yana kullanacaksak; alacakaranlık partilerinden kurtulmak zorundayız. Çünkü onlar karanlığı severler, biz aydınlıktan yanayız.''

(DAB-DLK-ZVR)