Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk darbesi, 27 Mayıs 1960'da, Demokrat Parti'nin (DP) "Türkiye'yi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki bir grup subayın ülke yönetimine el koymasıyla gerçekleşti.

Türkiye'de 1946 yılında çok partili hayata geçilmesinin ardından 1950 yılında iktidara gelen DP, 10 yıl iktidarda kaldı. DP iktidarının son dönemlerinde ülkede yaşanan gerilim, zaman zaman şiddetle kendisini gösterdi.

Muhalefet partisi CHP'nin genel başkanı İsmet İnönü, bazı yurt gezilerinde saldırıya uğradı. Üniversite öğrencileri, hükümet aleyhine gösterilere başladı. 

Ülkede yaşananlar nedeniyle İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edildi.

Ankara'da, 5 Mayıs 1960'da bir öğrenci grubu, ''555K'' yani "5'inci ayın 5'inde saat 5'te Kızılay'da" koduyla gösteri düzenledi. 21 Mayıs'ta da Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı'na kadar ''sessiz" yürüyüş yaptı.

Olaylardan rahatsızlık duyan Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, "DP'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesini ileri sürerek, 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koydu. 

Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından Ankara Radyosu'ndan okunan bildiriyle ''ihtilal'' duyuruldu.

Bildiride, şöyle denildi:

"Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekata Silahlı Kuvvetlerimiz; partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak, idareyi hangi tarafa mensup olursa olsun seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır."

Milli Birlik Komitesi, Anayasa ve TBMM'yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP'li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı.

Menderes, aynı gün yurt gezisi kapsamında bulunduğu Kütahya'da, Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü ve daha sonra diğer tutuklu DP üyeleriyle Yassıada'da hapsedildi.

Yassıada'daki yargılamalar ise 14 Ekim 1960'ta başladı, 15 Eylül 1961'de karara bağlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, "anayasayı ihlal" davasıyla birleştirildi. 592 sanıktan 288'i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı.

Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliğiyle alındı. 77 yaşındaki Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi.

Darbeden sonra darbeyi planlayan ve icra eden 37 düşük rütbeli subay ve Emekli Orgeneral, Cemal Gürsel'in oluşturduğu Millî Birlik Komitesi ülke yönetimini üstlendi. Darbe sonrasında bazı gazetelerin attığı manşetler gerçekten dikkat çekici. Özellikle Akşam ve Tercüman gazetelerinin attığı manşetler darbe sevdalı olduklarını açıkça gözler önüne serdi.