TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda,  İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşan muhalefet milletvekilleri, polisin toplumsal olaylarda aşırı güç kullandığını savundu.  Komisyon'da bakanlığın bütçesi üzerindeki görüşmeler sürüyor.   CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu,  Jandarma Genel Komutanlığı'na ilişkin bazı düzenlemelerin gündemde yer aldığını hatırlattı. Düzenlemenin, Genekurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı ile mutabakat yapılmadan Meclis'e getirileceğini savunan Kuşoğlu,  konunun yeniden değerlendirilmesini istedi. HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Emniyet teşkilatının insan hakları konularında eğitimli davranmadığını ileri sürdü. Türkiye'de iki yıldır çözümün, barışın konuşulduğunu dile getiren Tüzel, nefret dilinden ve tahrik edici söylemlerden kaçınılması gerektiğini,  bunun sürecin başarısı açısından da önemli olduğunu söyledi.  CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin,  Efkan Ala'nın bakanlığı döneminde  yazılı soru önergelerinin cevap alamadıklarını söyledi. "Kendinizi yüce Meclis'in üzerinde göremezsiniz. Sorularımıza yanıt vermeniz gerekir" diyen Çetin, polisin uygulamalarından da birçok kişinin rahatsızlık duyduğunu savundu. Çetin, Ala'nın bütçe sunumunu " zayıf ve konulardan son  uzak" olarak nitelendirdi. MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu, "PKK'nın tehdit ve şantajla Hükümet'i belli bir noktaya getirdiğini" savunarak, "Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kamu düzenini Türkiye Cumhuriyeti devleti mi tesis edecek? Orada otorite Türkiye Cumhuriyeti devleti mi yoksa PKK mıdır?" dedi.  CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, AK Parti iktidarında polisin karnesinin zayıf olduğunu ifade ederek, "Polis şiddetinin hızı kesilmiyor. Validebağ'da polisin tavrını gördüm, o görüntüleri mutlaka izleyin. Polis, genç kızın gözünün içine biber gazı sıkıyor. Toplumu geriyorsunuz, daha fazla kışkırtıyorsunuz, sinir sistemini harap ediyorsunuz. Gezi olaylarında gencecik insanlar canlarından oldu, uzuvlarını kaybetti. Türkiye tekrar polis devleti olmamalı. Emniyet teşkilatı da iktidarın sopası haline gelmemeli" görüşünü kaydetti. Suriye'den gelenler arasında çok sayıda insanının suça karıştığını dile getiren Seçer, "Türkiye'de suça karışan ama nerede olduğu belli olmayan binlerce kişi var. Suriyeli plakalı araçlar trafik kurallarına uymuyor. Çünkü cezai müeyyidesi yok" dedi.   -"Debdebe merakı..."    CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş, İçişleri Bakanı Ala'nın milletvekillerinin soru önergelerine yanıt vermediğini belirterek, "Burası TBMM...Meclis'e niye saygı göstermiyorsunuz?  Meclis'in denetim görevine elvermeniz lazım. Bu bir ayıptır. Gezi'den sonra emniyete güven  azalmıştır. Ali İsmail Korkmaz'ın ailesinden özür dilediniz mi veya başsağlığında bulundunuz mu? Örtülü ödenekteki olağanüstü artışın kaynağı nedir? Debdebe merakı aldı başını gidiyor. Siz de Ankara Vali Konağı'na yerleştiniz. Bu olumlu bir gelişme değil" diye konuştu. Güneş, konuşmasının ardından soru önergelerini Bakan Ala'ya verdi.  CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, karayollarında aşırı yolcu taşıyan araçların denetlenmediğini savunarak, TOMA'lara yapılan yatırımların bir kısmının trafik güvenliğine yapılmasını istedi. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan,  Artvin'de son zamanlarda gerginlik yaşandığını belirterek, Cerattepe'de maden çıkarılması konusunda mahkeme kararı beklenmeden ağaçların kesilmesi talimatı verildiğini söyledi. Artvin'de halkın geceleri nöbet tutarak orman Bölge Müdürlüğü'nün ağaç kesimini engellemeye çalıştığını anlatan Bayraktutan, kentte üzücü olaylar meydana gelebileceğini ileri sürdü. Bayraktutan, iktidarın devlet ile vatandaşı karşı karşıya getirdiğini savunarak, Bakan Ala'ya hitaben, "Orada bir kişinin burnu kanarsa vebali sizin üzerinizde olacak" dedi.   -"Babanın kemikleri sızlıyordur"     AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, darbelerin topyekun milleti mağdur ettiğini vurgulayarak, tek parti döneminde inkar politikalarının devreye girdiğini, Kemalizmin din olarak millete dayatılmak istendiğini söyledi. Ret ve inkar politikalarının CHP döneminde farklı şekilde ortaya çıktığını belirten Bilgiç, darbe zihniyetinin uyguladığı politikaların ülkenin birliğine ve beraberliğine dinamit koyduğunu ifade etti.  Bilgiç, kendi dönemlerinde insan hak ve özgürlükleri ve demokrasinin güçlendirilmesine yönelik adımlar atıldığını, milli birlik ve kardeşliğin güçlendirilmesi için ciddi bir politika yürütüldüğünü kaydetti.  CHP ve MHP milletvekilleri Bilgiç'e, "Kardeşliği bozup isyan edenleri kim astı? İhanet ederlere ne yaptığını da söylesene. Özel yetkili mahkemeleri kim kurdu, o mahkemeler kimin ölümüne yol açtı? Baban da deden de CHP'liydi. Babanın kemikleri sızlıyordur" diyerek tepki gösterdi.   CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın söz alarak, "Bilgiç'in dedesi de babası da CHP'liydi. Bahsettiği dönemde Başbakan Celal Bayar'dı" dedi.  AK Parti Adana Milletvekili Şükrü Erdinç, 6-7 Ekim olaylarında paralel yapının kışkırtmalarının olduğunu ifade etti. Bazı CHP'li milletvekilleri tepki gösterince Erdinç, "Senin Genel Başkan'ın gitti Pensilvanya'ya" karşılığını verdi.  CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli,  CHP olarak darbelere her zaman karşı olduklarını belirterek, "AKP, 12 yıldan bu yana iktidarda. AKP'li milletvekilleri neden parti politikalarını anlatmıyor da sürekli olarak 30-40 yıl geriye gidiyorlar?. Tarih, her isteyenin istediği şekilde eğip bükülebileceği bir disiplin değil. Türkiye'nin ihtiyacı olan daha fazla demokrasidir. Her sistem kendisini korumak ister ama önemli olan demokrasilerin özgürlükten yana olan tavırlarıdır. İçişleri Bakanlığı, sadece güvenliği sağlamayı değil, Anayasa'da teminat altına alınan hak ve hürriyetleri korumayı da kendisine görev edinmeli. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri demokrasinin özünde var.  Gezi Parkı'nda insanlar hayatlarını, uzuvlarını kaybetti. Yapılması gereken bunların sorumlularını cezalandırmaktır" diye konuştu. - TBMM