CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''CHP'nin işveren dünyasıyla arasında bir mesafe vardı. Biz bu mesafeyi kaldırmak istiyoruz, bu ülke için çalışmak istiyoruz'' dedi.

     Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD) 2011 genel seçimi öncesi düzenlediği ''Siyasi Parti Genel Başkanları Toplantı Dizisi''nde yaptığı konuşmada, AB'yi bir çağdaşlaşma projesi olarak gördüklerini söyledi.
 

    AB sürecini tıkayanın AK Parti olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, uyum yasalarının gelmediğini, AK Parti'nin çalışmadığını savundu.
 

     AB'nin Türkiye'ye çifte standart uygulamasından da rahatsız olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Kopenhag kriterleri diyorsunuz, tutturuyoruz kriterleri, sonra önümüze başka koşullar koyuyorsunuz. Bize tam üyelikle ilgili süre verin, biraz geç de olabilir bu ama önümüzü tıkamayın. AB'nin sorunlarına çözüm aranırken Türkiye'nin de masada olmasını istiyoruz'' diye konuştu.
 

     Gazetelerin ekonomi sayfalarında ''AK Parti'nin başarının yer aldığını'' söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Başarılı bir ekonomide sekiz yılda dört kez af kanunu çıkaran bana bir tane ülke gösterin. Eğer mali af çıkıyorsa bilin ki ekonomi yönetilemiyor, yurttaş vergisini, sigorta primlerini ödeyemiyor. Bu başarı olarak lanse ediliyorsa bunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Ekonominin iyi yönetilmediğini biliyoruz'' diye konuştu.
     Ekonomiyi adım adım, saat saat yakından izlediklerini, yeni bir stratejiye ihtiyaç olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ortalama büyüme hızının düşük, büyümenin oynaklığının yüksek olduğunu belirtti.
 

     İç tasarrufun düşük, büyümenin finansmanının sıcak paraya bağlı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''sıcak para ülkede kalsın diye dünyanın en yüksek faizinin verildiğini'' iddia etti.
 

     Kılıçdaroğlu, ''Büyüme istihdam yaratmıyor, istihdam düzeyi düşük, işsizlik yüksek. Ekonomide bir devrim yarattık, istihdam yaratmayan bir büyüme kavramı yarattık. Büyüme var, istihdam yok, başka bir ülkede var mı, hiç sanmıyorum. Bu ülkenin Başbakanı ekonomi bilmiyor. Eğer sizin büyüme ve istihdam politikanız yoksa sadece para politikasına mahkum olursunuz. Türkiye'nin de yaptığı bu'' dedi.
 

     CHP olarak sosyal devleti yeniden ayağa kaldıracaklarını, yeni istihdam politikaları ve aile sigortasını getireceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, bu projenin reel ekonomiyi güçlendireceğini, ekonominin kırılganlığını azaltacağını belirtti.
    
     -''BİZ BU TOPLUMSAL UZLAŞMADAN YANAYIZ''-
    
     İş adamlarının yatırım yapmasının önünü açacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Önümüzdeki süreçte yeni stratejilerimizi açıklayacağız. İklim değişikliği hakkında bir raporu önümüzdeki günlerde yayımlayacağız. Biz sadece Türkiye'yi değil dünyayı izliyoruz. İrlanda bir dönem Avrupa'nın en yoksul ülkesiydi, nasıl oldu İrlanda süratle kalkınma zincirini yakaladı? Orada şunu gördük, aslında İrlanda kalkınmasını herkesin araştırmasını isterim; toplumsal uzlaşmanın, işçi-işveren uzlaşmasının, hükümet, işçi, işveren dayanışmasının bir ülkede çıtayı nasıl yükselttiğini orada gördüm. Biz bu toplumsal uzlaşmadan yanayız'' diye konuştu.
 

     İşçi ve işverenleri artık karşıt gruplar olarak görmediklerini belirten Kılıçdaroğlu, aynı alanda üretim yapan, risk üstlenen, rekabet gücü kazandıran bir emek birlikteliği olarak gördüklerini söyledi.
    
     -''HER YIL YÜZDE 7, DOĞU VE GÜNEYDOĞU İÇİN YÜZDE 9,5 BÜYÜME HIZI HEDEFLİYORUZ''-
    
     Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bütün soruları beklediğini belirterek, şunları kaydetti:
 

     ''(Şu soruyu sorarsam acaba genel başkan alınır mı?) diye sakın düşünmeyin. Aklınıza gelen her türlü soruyu sorabilirsiniz. Nedeni şu, CHP'nin işveren dünyasıyla arasında bir mesafe vardı. Tarihi mirası belki. Biz bu mesafeyi kaldırmak istiyoruz, bu ülke için çalışmak istiyoruz. Sizler ekonominin kamu görevlisisiniz biz de siyasetin kamu görevlisiyiz. Bireysel çıkar peşinde koşmuyoruz, ülkenin çıkarları için koşuyoruz. Demokrasimizi güçlendirelim, ekonomimizi güçlendirelim, sosyal devleti güçlendirelim, kadın erkek eşitliğini sağlayalım, dünyanın yaptığı çağdaşlaşmaya biz niye gitmiyoruz? Bunu sağlayalım. Bu açıdan özgürce sorularınızı sorabilirsiniz. Bütün sorular için vaktim var.''
 

     CHP'nin sanayi stratejisinin ne olacağına ilişkin bir soruya karşılık Kılıçdaroğlu, ''Yaptığımız çalışmada her yıl yüzde 7 büyüme hızı, Doğu ve Güneydoğu için yüzde 9,5 büyüme hızını hedefliyoruz. Kişi başına gelirin 2023'te 31 bin 500 dolara ulaşmasını hedefliyoruz. İhracatın 650 milyar dolar, ithalatın da 750 milyar dolara çıkacağını umuyoruz. 2023 yılında hedefimiz bu. Her yıl 800 bin kişiye istihdam yaratmayı hedefliyoruz. Kadınların iş gücüne katılımının yüzde 40'tan yüzde 55'e çıkmasını hedefliyoruz. İşsizlik oranının da 2023'te yüzde 6'ya indirilmesini hedefliyoruz. Vergi ile ilgili raporumuzu da önümüzdeki süreçte açıklayacağız'' dedi.
     Kılıçdaroğlu, ''TÜSİAD arzu ederse sadece ekonomi bağlamında gelip bu projelerini, hedeflerini, rakamları açıklayabileceklerini, iyi bir kadroları bulunduğunu'' söyledi.
 

     Devlet Planlama Teşkilatını tepeden tırnağa yenileyeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, BDDK ile SPK'yı birleştireceklerini, Merkez Bankasını daha özerk bir kurum haline getireceklerini kaydetti.
    
     -CEM BOYNER'İN AÇIKLAMALARI-
    
     Kemal Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'nin AB'ye üye olacağına ne kadar inanıyorsunuz?'' sorusunu ise ''AB'ye üyelik sürecinde Merkel'in ya da Sarkozy'nin anlayışının egemen olduğu bir düzende AB'ye üyelik sürecimiz olmaz. Ama sosyal demokrat partilerin yönetimde olduğu bir süreçte Türkiye AB'ye üye olur. İngiltere'nin konumu farklı, ister Muhafazakar ister İşçi Partisi olsun her koşulda Türkiye'nin AB'ye girmesini istiyorar. Almanya ve Fransa önümüzde ciddi bir baraj olarak duruyor. Eğer burada sosyal demokrat partiler iktidar olursa bu süreç işler'' dedi.
 

     Türkiye'nin AB'ye mahkum olmayacağını, Türkiye AB'ye üye olsa da olmasa da Rusya'nın olağanüstü bir pazar olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Orta Asya, Arap dünyasının önemli pazarlar olduğunu vurguladı.
 

     Başka bir soruya karşılık da Kılıçdaroğlu, siyasi partilerin kendi içinde demokrasi olmadığını ifade ederek, ''Kurultayda, parti içinde demokrasiyi getirme sözü verdim. Batı standartlarında bir siyasi partide olması gereken demokrasiyi getirmeye kararlıyım. Parti içi demokrasiyi getireceğiz'' dedi.
 

     Bir gazetecinin, ''İş adamı Cem Boyner'in dün dile getirdiği bir görüş vardı, 'insanların mutluluğu ülkenin bölünmesinden önemlidir' diye. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Kürt meselesinin çözülmesi için federasyon, demokratik özerklik gibi konular tartılışmalı mı?'' şeklindeki sorusunu da Kılıçdaroğlu şöyle yanıtladı:
     ''İnsanların mutluluğu her şeyin üstünde tabii. Eğer bir ülke bölünüyorsa zaten insanlar mutlu değildir. Hangi insan 'ülkem bölünüyor' diye mutlu olabilir? Bizim siyasetin bir açmazı var, maalesef 19'uncu yüzyılın politikaları ile 21'inci yüzyılda siyaset yapıyoruz. Etnik kimliği getirdik siyasetin odağına koyduk, inançları getirdik siyasetin odağına koyduk. Etnik kimlik siyasetin konusu ise milyonlarca insanların yaşamını yitirdiği savaşlara bir bakın. Eğer inançlar siyasetin odağına konmuşsa yüzyıl savaşları vardı, aynı inançtan. Farklı mezheplerden insanların yüz yıl birbirlerini öldürmeleri... Türkiye tarihten ders almalı. Biz Doğu, Güneydoğu'ya üçüncü yol olarak gideceğiz dedik. Herkesin inancına, herkesin etnik kimliğine saygı göstererek, onların işsizlik sorunu, onların yoksulluk sorunu bölgenin kalkınmışlığı, kültür, sosyal sorunları... Oraya gideceğiz ve çözeceğiz. Evrensel değerlerle, hukuk içinde kalarak çözeceğiz. Hiçbir düşüncenin önüne baraj konulmasını da istemiyoruz. Oturmalıyız, uygarca tartışmasını da bilmeliyiz. Ama ülkenin birliği ve bütünlüğünden yanayım, yanayız. Öyle olmak zorundayız. İnsanımızın mutluluğu için çaba harcamak durumundayız. Var olan siyaset kültürü toplumu ayrıştırıyor, bölüyor, kimlik siyaseti artık yapılmamalı. Toplumların bölünmesi üzerine siyaset bizim açımızdan yüreğimizi kanatıyor. Toplumların bölünmesi değil beraber yaşama kültürünü geliştirmeliyiz. Eğitim politikasını da bunun üzerine inşa etmeliyiz.''