MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Sayın Başbakan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin aldatma ve kandırma partisi haline dönüştürmüş ve Türkiye'de üçüncü dönem iktidarı, yine bu yöntemle alabileceğini zannetmektedir'' dedi.
Bahçeli, partisince Afyonkarahisar'da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, iki dönem tek başına iktidar olan birinin, milletvekilliği çoğunluğunu elde etmiş ve bununla beraber üç hükümet kurduğunu, 330 ile 341 milletvekiliyle güçlü bir iktidar yapısına kavuştuğunu, dolayısıyla bu iktidarın millete vadettiği ne varsa yerine getirmeye muktedir olduğunu kaydetti.
''Adalet ve Kalkınma Partisi, seçim beyannamesinde nelerin yapılabileceğini ifade etmişse onları yapabilecek güçtedir'' diyen Bahçeli, şöyle konuştu:
''Yani kısacası Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisinden alamayacağı bir karar, çıkaramayacağı bir yasa, hükümet olarak uygulayamayacağı bir sosyal ve ekonomik politika yoktur ama aradan geçen süre içerisinde teslimiyetçi politikalarla dış odakların güdümünde bir yönetim anlayışı tek başına bir iktidar özlemi çekmiş olan aziz milletimizin beklentilerine karşılık verememiştir. Bugün nereden bakarsak bakalım sizlerin şöyle bir mukayese yapmanız yeterlidir: Eğer 2002 yılından 2011 yılına kadar geçen sürede vatandaşlarımız olarak, esnaf kardeşlerim, çiftçilerim, köylülerim ve buna benzer sosyal kesimleri temsil eden insanlar, bu süre içinde aşları olan, çocuklarına iş bulan, gelir seviyesi artan, yüksek bir hayat standardına ulaşan, ülke olarak huzurlu ve mutlu bir ülkede yaşıyorum hazzını duyan kim varsa, Sayın Başbakan'ın 'durmak yok yola devam' sözüne kapılarak, O'nu tekrar üçüncü defa iktidar yapabilirsiniz.
Bu ülke sizindir, bu karar size aittir ama gerçek bu değilse başta Adalet ve Kalkınma Partisi'ne iki dönem yüksek destek sağlamış olan aziz vatandaşlarımız, AKP üyesi kardeşlerimiz, kendilerine bu 9 yıllık dönem içinde partilerinin bazı yöneticilerinin veya Bakanlarının veya Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yakınları, hanedanları ve çocuklarıyla önemli bir servet kazanmışlarsa mutlu bir azınlık ortaya koyabilmişlerse o zaman kendisinin durumuyla partisinin yöneticilerinin arasındaki bu uçurumu görerek bir de etrafındaki vatandaşlara bakarak bir karar vermesi lazım. O karar da Adalet ve Kalkınma Partisi ile yola devam değil, 'artık yeter senden usandık, bıktık, yeni bir iktidar istiyoruz' demektir.''

-''SÖYLEYECEĞİMİ 12 HAZİRAN'DA SÖYLEYECEĞİM DİYEN MİLYONLAR VAR''-

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın sabahın erken saatlerinde televizyonlardan başlayan haberlerle beraber akşamın 24.00'a kadar sürekli konuşan bir kişi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Neyi anlatıyor, ne kadar anlatıyor, ne kadar anlattıkları doğru, meçhul ama onun ortaya koyduğu Türkiye tablosu ile burayı şereflendirmiş siz değerli vatandaşlarımın yaşamış olduğu hayat gerçeği, birbiriyle örtüşmüyor. 'Acaba bunun hangisi doğrudur' dediğimizde kesintisiz vatandaşımızın feryadı, vatandaşımızın sesi, vatandaşımızın ızdırabı, sıkıntısı doğru olan, odur. Sayın Başbakan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin aldatma ve kandırma partisi haline dönüştürmüş ve Türkiye'de üçüncü dönem iktidarı yine bu yöntemle alabileceğini zannetmektedir. Ancak, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 9 yıllık uygulamasının farkında olan, 'sessiz bir çoğunluk olarak bugün söylemiyorum, neyi söyleyeceksem 12 Haziran'da söyleyeceğim' diyen milyonlar var. O sebepten dolayı bir değerlendirmeyi yaptığımızda bu gerçeği ortaya koymak çok daha kolay olacaktır.''

-''SORUNLAR GEÇERLİ İSE AKP'NİN BARAJIN ALTINDA KALMASI LAZIM''-

''Bazı sözde kamuoyu araştırma şirketleri AKP'den beslenmenin yolu olarak, onları olduğundan fazla göstererek milleti bilgilendirmek yerine, kamuoyunun gerçeğini görmek yerine, kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Yani kamuoyu araştırması değil, kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar'' diyen Bahçeli, şunları söyledi:
''Yüzde 40'ın üzerinde bir oy alacağı iddiasını ileri sürüyorlar, diyelim ki bu doğru. O zaman aynı araştırmada bir başka sorun var; 'Size göre Türkiye'nin temel sorunları nelerdir' dediğimizde, vatandaşımız cevap veriyor ve 'birinci meselem işsizliktir, ikincisi yoksulluktur, üçüncüsü asayişsizliktir, dördüncüsü yoksulluk, beşincisi ise bölücü terör faaliyetleridir' diyor. Şimdi bu duruma baktığımızda eğer ülke insanları tekrar Adalet ve Kalkınma Partisi'ne yüzde 40 oy vermeyi düşünüyor ise bu sorunların olmaması lazım ama bu sorunlar geçerli ise Adalet ve Kalkınma Partisi'nin değil yüzde 40, barajın altında kalıp Meclisin dışına atılması lazım.
Hangi partiden olursak olalım, bu ülkede yaşıyorsunuz. Hepiniz evlat sahibisiniz, ne sıkıntı çektiğinizi herkesten çok sizler daha iyi bilirsiniz ama bugün için yaptığımız değerlendirmeye baktığımızda, ülkemizde 6 milyona yakın işsizimiz var. Bunların içinde 15-24 yaş grubunda olan, yani yeni çalışma çağına gelmiş cari ücret olan asgari ücrete rıza gösteren ama bir türlü iş aramasına rağmen iş bulamayan binlerce, milyonlarca gencimiz var.''