MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Suriye Devlet Başkanı'na 'şunları, bunları yap çekil' diyor. Dokuz yıldan bu yana baskıyla zulümle iftirayla her türlü yolu deneyerek iktidarda olan ve Türkiye'yi çözümsüzlüğe iten Başbakan sen niye edebinle çekilip gitmiyorsun?'' dedi.
Konya'nın Akşehir ilçesindeki mitingin ardından ilçeye bağlı Doğrugöz beldesine geçen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, burada Belediye Başkanı Osman Fedai'yi makamında ziyaret etti.
Ardından belediye tarafından hizmete sunulan düğün salonunun açılışını gerçekleştiren Bahçeli, beldedeki bir sünnet düğününe katılarak, düğün pastasını kesti.
Bahçeli, Akşehir'e bağlı Çakıllar beldesi ile Konya'nın Doğanhisar ilçesine bağlı Koçaş beldesini de ziyaret etti. Bahçeli ardından gittiği Doğanhisar'da ilçe merkezinde partililere seslendi.
Recep Tayyip Erdoğan'ın teslimiyetçi politikalar takip ettiğini, ABD ve AB çizgisinde onların istek ve dayatmalarına bağlı bir politika takip ettiğini ileri süren Bahçeli, şunları kaydetti:
''Recep Tayyip Erdoğan, daha önce Milli Görüş çizgisinde bir partide bulunuyordu. Daha önce gençlik kolları, il başkanı, belediye başkanı olarak giydiği Milli Görüş gömleğini çıkarttı tişört giydi. Önünde ABD arkasında AB yazıyor. Sonrada dönüyor Türkiye'de sanki hiçbir yerle bağlantısı olmayan bir kişi gibi omzu yarı düşük Kasımpaşalı havasında geziyor. Şimdi de sultan, padişah sevdasıyla önce Ortadoğu'yu dolaştı, sırtlarını sıvazladı. Türkiye'ye geldi, şimdi ABD ağzıyla onlara akıl vermeye çalışıyor. Bunları gözden kaçırmamak lazım.''
Tunus, Mısır, Suriye'deki iç çatışmalara değinen Bahçeli, ''Başbakan da buradan akıl veriyor. Suriye Devlet Başkanı'na 'şunları, bunları yap çekil' diyor. Dokuz yıldan bu yana baskıyla zulümle iftirayla her türlü yolu deneyerek iktidarda olan ve Türkiye'yi çözümsüzlüğe iten Başbakan sen niye edebinle çekilip gitmiyorsun? Hala kalkmışsın. Üçüncü dönem iktidara talip oluyorsun'' diye konuştu.
''Başbakan bize ikide bir Sivas Gavur Dağı ötesine gidemiyorlar'' diyor'' diyen Bahçeli, şöyle konuştu:
''Erzurum'a, Elazığ'a, Malatya'ya gittim. Başbakan şunu söyleyebilirdi, 'Erzurum'a gittin ama Ağrı var. Oraya da gitsen iyi olur'. Ya da 'Elazığ'a gittin ama Bingöl'e de gitsen olur' diyebilirdi. Ama ikide bir Sivas Gavur Dağı'nı niye söylüyor. Şimdi çok daha iyi anlaşılıyor. Hakkari Yüksekova'da, Şemdinli'de sürekli bir sivil itaatsizlik adı altında bir dayatmada bulunuluyor. Her gün polise saldırılar düzenleniyor, molotofkokteylleri atılıyor. Yine 'özgürlük, demokrasi' diyerek milletvekili müsveddesi polise tokat atıyor, Yüksek Seçim Kurulunda da bunun tekrar milletvekili olması için gayret gösteriliyor. Birisi polis arabasını tepikliyor, bir başkası belediye başkanı güya, polis otosunun üzerine çıkıyor, nutuk atıyor. Bir avuç çapulcu çıkıyor, araba yakıyor, dükkanları yağmalıyor. Bunların yeri belli, yurdu belli niye tedbir alınmıyor. Bu yönüyle Türkiye önemli bir bölünme tehdidi altındadır. Bu gidişle bir kardeş kavgası çıkarılmak isteniyor. Açılım zırvası bir yıkım projesidir.''