MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Seçim meydanlarında her şey sorgulanacak, 'Beni millet getirdi' diyen siyasi iktidara milletimiz bir cevap olarak, 'Evet ben seni getirdim ama götürmesini de bilirim' diyecektir'' dedi.
     Bahçeli, Kütahya Zafer Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, 12 Haziran'da yapılacak seçimlerin, millet için bir yol ayrımında olan Türkiye'nin geleceğinin belirlenmesinde karar anı olacağını söyledi.
     Seçimlerin, 8 yılını tamamlayan AK Parti'nin iki dönem tek başına iktidarının millet iradesiyle sorgulanıp bu iktidarın devamına veya değişimine karar verilecek bir gün olacağını belirten Bahçeli, seçimlere bütün siyasi partilerin gerekli özeni göstermesinin ve düşüncelerini halkla paylaşmasının çok yararlı olacağını bildirdi.
     Bahçeli, MHP olarak bu görevi yerine getirmek için Türkiye'yi belde belde, ilçe ilçe, il il dolaştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
     ''8 yılı aşkın bir süredir ülkeyi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi, yakın siyasi tarihimizde hiçbir siyasi partimize nasip olmayan bir siyasi çoğunlukla tek başına iktidar olmuştur. TBMM'deki milletvekili sayısı, oranın desteklemiş olduğu 58, 59 ve 60. hükümet göz önüne alındığında bu iktidarın seçim beyannamesinde neyi vaat etmişse, hükümet programına neyi almışsa yerine getirmemesi için hiçbir mazereti bulunmamaktadır. Çünkü bu sayısal çoğunlukla TBMM'de her türlü yasayı çıkarabilir, TBMM'de her türlü kararı alabilir ve tek başına iktidar olmanın getirdiği güçle bu kararları ve yasayı uygulamayı koyabilir ve milletimize vaat ettiklerini yerine getirerek insanımızın mutluluk ve refahını artırma yolunda başarılı olabilirdi. Ancak bugünkü siyasi iktidar bunu başaramamıştır, tarihi fırsatı kaçırmıştır. Hükümet olduğu süre ülkemiz için bir kayıp yıllar olmuştur.''
     İktidarın ülkeyi yönetemediğini, 8 yılda yorulup yıprandığını ve üçüncü dönem iktidar olma şansını kaybettiğini savunan Bahçeli, AK Parti'nin tekrar iktidar olabilmek için ''medyayı yandaşlaştırdığını, yargıyı siyasallaştırdığını, Anayasa Mahkemesini AKP'leştirdiğini, bütün kamu kesimini baskı altına aldığını'' iddia etti.
     Bahçeli, ''iktidarın yandaşları ve taraftarlarıyla bürokrasiyi ele geçirip her türlü imkanı kullandığını, sanal açılış törenleriyle TOKİ'yi kendisine miting düzenleme kurumu haline dönüştürdüğünü'' suvanarak, şunları kaydetti:
     ''Gece gündüz televizyonlarda Recep Tayyip Erdoğan'ı konuşturarak pembe bir tablo çizmek suretiyle kendi iktidarının başarısızlığını örtmeye, bunu da milleti aldatıp kandırarak yapmaya çalışıyor. Bugünkü iktidar, gerilime dayalı bir stratejiyle, çatışmayı öngörerek ülkeyi kutuplaşma, cepheleşme ve kamplaşmaya sürüklemiştir. İktidar, etnik temelli bölücülüğü, mezhep temelli ayrımcılığı körükleyerek Türkiye'yi bir çatışma ortamına sürüklemek suretiyle kendisinin başarısızlığının üstünü örtmek ve bu kargaşadan da mağdur rolü oynamak suretiyle iktidarını sürekli kılmak istemektedir. Seçim meydanlarında her şey sorgulanacak, 'Beni millet getirdi' diyen siyasi iktidara milletimiz bir cevap olarak, 'Evet ben seni getirdim ama götürmesini de bilirim' diyecektir. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermiş kardeşlerim başta olmak üzere 8 yıllık durumu ve AKP yönetimini iyi incelemek ve değerlendirmek durumunda olmalıyız.''
    
     -YARGIDAKİ DEĞİŞİKLİK-
    
     Anayasa değişikliği sürecine de değinen Bahçeli, partisinin o dönemde AK Parti'nin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''gizli gündeminin bulunduğunu anlatmaya çalıştığını'' belirterek, ''Neydi bu gizli gündem? Hepsi gerçekleşiyor şimdi'' dedi.
     Bahçeli, ''anayasa değişikliğinin 'evet' oyuyla hayata geçirilmesiyle iktidarın gizli gündemlerinin hemen açığa çıktığını'' söyledi.
     İlk iş olarak Anayasa Mahkemesinin üye sayısı artırılarak ''Anayasa Mahkemesinin AKP'leştirilmeye çalışıldığını'' ileri süren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
     ''Şu an Anayasa Mahkemesi, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin güdümüne girmiş görüntüsünü vermekte ve iktidar bundan kendisini kurtarma gayreti içerisinde bulunmamaktadır. Öte yandan iktidarları dönemindeki yolsuzluklar için bir gün adalet önünde hesap verebileceğini ihtimal dahiline aldıklarından yargıyı yandaşlaştırma ve siyasallaştırma sürecini başlatmak için yine gizli gündemi harekete geçiriyor ve bu defa da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısını değiştirip yeni üyeler atamak suretiyle oradan da Yargıtay, Danıştay ve diğer mahkemeleri kendi yandaşlarına müsait hale getirebilecek bir atama zinciri başlatıyorlar. Şu an Yargıtay Başkanı'nın, Danıştay Başkanı'nın ikazına rağmen 70'in üzerinde AKP yanlısı yargı mensubunu atamanın başarısını sağlıyor. Bunları yapınca bu ülkeye yaptığım tahribattan kurtarırım, bunları yapınca yolsuzlukların hesabını vermekten kurtulurum anlayışıyla cesaretle bu gizli gündemleri harekete geçiriyor. Ne yaparsan yap, hangi üyeyi atarsan ata, hangi kurumu nasıl değiştirirsen değiştir ama bir gün Cenab-ı Allah nasip eder, MHP iktidar olursa bunların alayının hesabını soracak.''
     Bahçeli, anayasa değişikliğiyle ilgili olarak 7 öğretim üyesinden bir kurul oluşturulduğunu ve 1982 Anayasası'nın bütünüyle gözden geçirilip yeni bir anayasa yazılmasının istendiğini hatırlattı.
     Bilim adamlarının hazırladığı taslağın kullanılamaz hale geldiğini ve üzerinde durulmadığını belirten Bahçeli, ''Onun yerine gizli gündemli 28 maddeli ve Anayasa Mahkemesi ile yargıyı kendilerinin etki altına alacak değişikliklerle yetindi. Sayın Başbakan, anayasa değişikliğiyle ilgili olarak bunun seçimden sonra mümkün olabileceğini söyledi. Hangi seçim? 2011 yılı 24. dönem milletvekili seçimleri. Bunları konuştuğun zaman TBMM'deki çoğunluğunla ta seçime kadar değişikliği yapabilirsin, neden öteliyorsun, neden seçimden sonrasına bırakıyorsun ve niye milleti tekrar kandıracaksın? 'Özgürlük getireceğim, ileri demokrasi getireceğim' diyerek milleti aldatıp oyunu tekrar alarak 2011 seçimlerinden sonra anayasa değişikliğini yapabileceğinin sözünü niye veriyorsun? Şimdi niye yapmıyorsun?'' diye konuştu.