MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 12 Haziran seçimlerinin Türk milletinin ciddi tehdit, tuzak ve tehlikelerle karşı karşıya bulunduğu bir ortamda yapılacağını savunarak, ''12 Haziran seçimleri, 9 yıla yakın bir süredir ülkemizin yönetiminde bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de bir sınavı olacaktır'' dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Yozgat Cumhuriyet Alanı'nda düzenlenen mitingde, daha önce MHP'ye milletvekili verip, iktidarın yolunu açtığını belirttiği Yozgatlılardan, bu kez MHP'yi iktidar yapmaları için destek istedi.
12 Haziran seçimlerinin Türk milletinin çok ciddi tehdit, tuzak ve tehlikelerle karşı karşıya olduğu bir ortamda yapıldığını ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
''12 Haziran seçimleri, yol ayrımına gelmiş bir Türkiye'de, milletimizin genel tercihlerinin yeniden gözden geçirilmesinin bir fırsatı ve imkanı olacaktır. 12 Haziran seçimleri, milletimizin kaderini belirleyecek bir kader anı olacaktır. O bakımdan Yozgatlılardan istirhamım odur ki özel bir durumunuz yoksa, mutlaka ve mutlaka sandığa gitmeli ve aklın süzgecinden geçirdiğiniz, vicdanınızın sesini duyduğunu iradenizle Türkiye'nin bir karar anında yüksek bir katkı sağlamalısınız. Ne kadar çok katılım olursa, seçim sonuçları üzerinde o kadar bir tartışma yapılamaz ve herkes milletin iradesine saygı duymak mecburiyetinde kalır. Ben inanıyorum ki; bu seçimler çok yüksek bir katılımla olacaktır. Ancak bu seçimlere hile karıştırılmamalıdır, güvenli ve sağlıklı bir ortamda yapılması sağlanmalıdır, bu görevde siyasi iktidara düşmektedir. 12 Haziran seçimleri, 9 yıla yakın bir süredir ülkemizin yönetiminde bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de bir sınavı olacaktır.''
Bahçeli, Türk milletinin yakın tarihte hiç kimseye ve siyasi partiye kısmet olmayan tek başına iktidarı, AK Parti'ye verdiğini hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Halkımız, koalisyon dönemlerinde karşılaştığı sosyal ve ekonomik sorunları aşabilmek için tek başına bir siyasi partinin iktidar olmasını ve bir istikrar içerisinde kendisinin sorunlarının çözümlenmesini arzulayarak, var olan siyasi partiler içerisinde milli görüş çizgisinden kopan, kısa sürede kurulmuş bir partiye yöneltmek suretiyle, iç ve dış odakların aşırı destek ve kara propagandasının etkisi altında kalarak Adalet ve Kalkınma Partisi'ne bu imkanı tanımıştır. Fakat Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticileri milletimizin yüksek teveccühünü anlayamamış, kavrayamamış, kerameti kendisinde bulmuş veya aradığı dış desteğin sağlandığı inancıyla 'Bundan sonra ülkeyi ben yöneteceğim' diyerek, yavaş yavaş Baas Partisi'ne benzer bir nitelikte, otoriter bir rejim kurmaya heveslenmiş.''

-''TESLİMİYETÇİ POLİTİKA İZLENDİ''-

AK Parti'nin 9 yıla yaklaşan süre içinde teslimiyetçi bir politika takip edip, ekonomide ''sat kurtulcu'', milli meselelerde ''ver kurtulcu'', yakın çevrelerine ise ''kazan kazan'' anlayışıyla ülkeyi yönetmeye gayret gösterdiğini savunan MHP Genel Başkanı Bahçeli, AK Parti iktidarları döneminde ortaya konulan tablonun gerçekten hayal kırıklığı yarattığını kaydetti.
''Ne çıraklıkla izah edilir ne kalfalıkla izah edilir ne de böyle bir rezaletten ustalığa talip olunur'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
''Bu iktidar dönemi cumhuriyetin bütün kazanımlarını inkar eder bir anlayış içerisinde, ülke yönetmeye talip olmuştur. Bu dönem içerisinde milli devlet, üniter yapı, toprak bütünlüğü ve bin yıllık kardeşliğimiz büyük oranda sorgulanmış ve tartışılmıştır. Etnik temelde bölücülükte inanç temelinde ayrımcılık bu iktidarın gerilim stratejisini oluşturmuş ve gerilim stratejisiyle çatışma ortamı içerisinde kendisi mağduriyet rolüne soyunmak suretiyle iktidarını devam ettirmek gibi bir gafletin içerisine sürüklenmiştir. Hele hele bunlardan öyle bir kara gün vardır ki Türkiye Cumhuriyeti tarihine böyle kayıp düşmemiştir, o utanç verici bir gündür. Çünkü dönemin İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürlüğünün Gölbaşı tesislerinde bir toplantı düzenleyerek, Amerika Birleşik Devletleri'nin yönlendirmesi, Avrupa Birliği'nin ilerleme raporlarındaki dayatmalar ve Demokratik Toplum Kongresinin istekleri, PKK'nin talepleriyle örtüşen bir 'demokratik açılım' zırvasını ortaya koymuşlar, Türkiye'yi aşama aşama bir yıkıma doğru sürüklemişlerdir. Bu açılım zırvası, bir yıkım projesi olmuştur, o günden bu güne kadar geçen süre içerisinde bir anda gelişen olayları yan yana koyduğunuzda Türkiye'nin nereye doğru götürülmek istendiğini çok daha iyi göreceksiniz. Bu dönem içerisinde biraz taviz, biraz terör, tekerlemesiyle Türkiye tavizle kaybetmiş, terör büyük bir azgınlıkla hedeflerine doğru dört nala koşar hale gelmiştir. Eğer bugün Güneydoğu Anadolu'daki ayaklanma provalarını görüyorsanız, oradaki kamu düzenini korumakla görevli polis kardeşlerimize karşı şerefsizce saldırılarını, iç eylemlerini ve onları yine şehit olarak baba ocaklarına gönderim süreçlerini yakından takip ediyorsanız, polise tokat atıldığı, panzerlerin tepiklendiği bir ortamda Başbakan nerededir? Vali nerededir? Kaymakam nerededir? Kala kala Mehmetçik ile polis kardeşimiz kalmış, sabaha kadar bunlarla cebelleşiyorlar. Aradan geçen süre içerisinde Türkiye'de yaşanan gelişmeleri görüyorsunuz. Birçok yerde şahit oluyoruz, Türkiye her yönüyle büyük bir tahribat içerisinde, siyasi kültür seviyesini düşürmüş, yozlaştırılmış, ekonomi yabancılaştırılmış, Türkiye'de etnik temelli bölücülük azmış ve maalesef kamu kesimi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yanlış zihniyetine kilitlenmiş.''

-VALİ VE TOKİ-

Yozgat'tan herkese seslenmek istediğini vurgulayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları söyledi:
''Aziz vatandaşlarım; Valiler Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil ederler. Eğer bir vali mevcut iktidarın yan çarkı haline gelmişse, devlet çok kötü yere sürüklenmiş demektir. Bugün maalesef kaymakamlar ilçede, il başkanlarından öte bir partizanlık içerisinde iktidara hoş görünmek için vatandaşa zulüm yapıyor, siyasi partilere zulüm yapıyor. Allah nasip eder iktidar olduğum gün bu yanlış içerisinde olan valilerin hiçbirisi görevde kalamayacaktır. Aynı şekilde TOKİ İçin de aynı ifadeyi kullanıyorum. TOKİ denen kuruluş, resmi devletin kuruluşu olmasına rağmen açılış ve temel atma töreni bahaneleriyle bir siyasi partinin teşrifatçılık genel müdürlüğü olmuş. Kırmızı halılarla kürsüler döşeniyor, sayın Başbakan uçakla Ankara'dan hareket ediyor, nereye uçak inmişse oradan helikopterle bir yere geliyor, oradan da yine Başbakanlık makam arabalarıyla TOKİ'nin düzenlemiş olduğu meydanlara gidiyor. Hepsi devlet memuru, TOKİ'nin maaşlı insanları, onlar çalışıyor, onun üzerinde siyaset üretiliyor, ama TOKİ asli görevini yaparken, aldığımız bilgiler doğrultusunda, çok büyük yolsuzlukların içine düştüğü de görülüyor.''
Arsa temininden, arsayı müteahhitlere verilişine kadar, müteahhitlerin evleri dikişine kadar nerede bir toplu iğne ucu kadar, bir tuğla taşı kadar yolsuzluk var ise üzerine gideceğinin altını çizen Bahçeli, şöyle devam etti:
''Evler verildikten sonra o yoksul insanlara güya küçük ödemelerle taksitle ev sahibi yapma aldatmacalarıyla ya kapısı dönmüş ya penceresi açılmış ya damı akıyor veya evin içerisindeki pis su borularıyla diğer su boruları tamamen su çıkarır hale gelmiş veya delinmiş bir halde eve girdiğine gireceğine pişman oluyor. Ama parasını zamanı geldiği vakit alıyorlar, ödemezlerse faizine faiz katıyorlar. Şimdi bundan Sayın Başbakan rahatsız oluyor, 'Siz toplu konut evlerine karşı mısınız?' diyorlar. Hayır biz yolsuzluğa karşıyız. Eğer diyorum yolsuzlukla mücadele kapsamında TOKİ'nin bu iktidar döneminde hangi konutu nasıl kime yaptırmışsa, hangi müteahhitlere 20'şer kat, 30'ar katlık yeni servetler kazandırmışsa hepsini inceleyeceğim, eğer arada bir yolsuzluk yapıldığını bulursam, yani söz gelimi 10 katrilyonluk bir yolsuzluk tespit edilmişse buradan şeref sözü veriyorum 10 katrilyonu konutu olan ev sahiplerine kardeş payı yapmazsam namussuzum.''

-DESTEK İSTEDİ-

Araştırma şirketlerini de eleştiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, ''Siz bu milleti ne zannediyorsunuz! 3 tane kafadar toplanmış, iktidardan sözleşmeli ve beslemeli insanlar, seçimin sonuçlarını yılışa yılışa anlatmaya çalışıyorlar. Peki öyleyse siyasi partiler Anadolu'yu gece gündüz niye dolaşıyor? Bu meydanları bu aziz millet niye doldurup, seçim öncesinde nasıl karar vereceğini araştırıyor. Eğer öyleyse bu milleti niye aldatıyorsun, niye görmüyorsun? Yozgatlılar bizlere belediye başkanlığı verdiniz, milletvekilliği verdiğiniz, şimdi 'iktidar yolunu artık açın' diyorum. Yozgat'ın bu değerli evlatlarını Ankara'ya yanıma gönderin'' dedi.