Rıfat Yerlikaya - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Her gün ekranlara çıkan Recep Tayyip Erdoğan, üçüncü dönem iktidar olmak için her türlü baskıyı, otoriteyi, yalanı, dolanı ortaya koyuyor ve herkesi de karalıyor'' dedi.
Partisince Konya'nın Akşehir ilçesinde düzenlenen mitingde konuşan Bahçeli, ülkeyi 9 yıla yakın süredir AK Parti'nin yönettiğini, bu süre içinde milletin temel sorunlarının çözülemediğini ileri sürdü.
Bazı kamu araştırmalarında vatandaşın bu sorunlarının açıkça görüldüğünü ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
''Anketlerde 'pazar günü seçim olsa hangisine oy verirsiniz?' sorusuna karşı deneklerin yüzde 40 ve üzeri AK Parti'yi işaret ediyor. Buna rağmen aynı araştırma metninde bir başka soru vardır ki o sorudan alınan cevap çelişkiyi ortaya koyuyor. Deneklere, 'size göre Türkiye'nin en temel sorunları nelerdir?' diye soruluyor. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, asayişsizlik, terör ve diğerlerini sıralıyorlar. Bunlardan birinin doğru olması lazım. AK Parti'nin 9 yıllık uygulamasından vatandaş memnun kalmış olsa sorunların neler olduğunu sıralama ihtiyacı hissetmez, sorun olmadığını söyler ama vatandaş sorulduğunda bu sorunları söylüyor. O zaman birisi yalan söylüyor ama hangisi. Millet yaşadığı gerçeği saklayacak değil. Halk, yaşadığı Türkiye'nin gerçeğini ortaya koyuyor. 'İşsizim, yoksulum, yolsuzluklardan şikayetçeyim' diyor. Can ve mal emniyetim kalmamış' diyor. Millet bu feryadı ortaya koyarken AK Parti'nin yüzde 40 ile tekrar iktidar olması mı gerekir yoksa barajın altında kalıp defolup gitmesi mi gerek? İşte gerçek bu. Temel sorunlardan bir tanesi işsizliktir.''
Başbakan Erdoğan'ın her gün televizyonlara çıkıp ''birtakım şeyler'' anlattığını ifade eden Bahçeli, ''Her gün ekranlara çıkan Recep Tayyip Erdoğan, üçüncü dönem iktidar olmak için her türlü baskıyı, otoriteyi, yalanı, dolanı ortaya koyuyor ve herkesi de karalıyor'' görüşünü dile getirdi.

-''12 HAZİRAN'DA ABBAS YOLCU AMA O NE OLURSA OLSUN İKTİDARDAN GİTMEK İSTEMİYOR''-

Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a göre muhalefet partilerinin, ''hiç dikkate alınmayacak unsurlar'' olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti:
''Ama öyle değil. Muhalefet partileri gerçeği dillendiriyor. Adalet ve Kalkınma Partisini yıllarıdır uyarıyor ama o kendini beğenmiş, omzu düşük, argo halleriyle güya herkese posta koymaya çalışıyor ama bilmiyor ki bu millet sabırlıdır, sağduyuludur, soğukkanlıdır. Sabrının taşmasını istemez. Sabrı taştığı zaman sen bir an dahi iktidarda kalamazsın. Bugün de o sabır taşıyor. Az kaldı, 29 gün var. 12 Haziran'da Abbas yolcu ama o ne olursa olsun iktidardan gitmek istemiyor. Her yola başvuruyor. ABD'nin, AB'nin veya bazı kuruluşların, cemaatlerin yanında olduğunu söylüyor. Ona güvenerek hareket ediyor ve birtakım kabalıklarını bu şekliyle sürdürüyor. Milletine güven Amerika'ya, AB'ye değil.''
Ortadoğu'da yaşanan sıcak gelişmeleri hatırlatan Bahçeli, ''Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanısın. Bu nasıl eş başkanlıktır'' dedi.
Ortadoğu'nun, Müslüman toplulukların yaşadığı bir coğrafya olduğunu dile getiren Bahçeli, şu ifadeleri dile getirdi:
''Tunus, Mısır, Libya, Suriye yanıyor. Irak zaten kavruldu. Bunları bile bile hala eş başkanlığı niye savunuyorsun? 'Ben vazgeçtim, böyle bir başkanlık istemiyorum, bana milletimin başbakanlığı yeter' demeli ama diyemiyor. Çünkü teslimiyetçi politika ile ülkeyi yönetmeye mahkum ve mecbur. Ekonomide 'sat kurtulcu', milli meselelerde 'ver kurtulcu' ama yandaşları ve yakınları için 'kazan kazancı'. Şu an Türkiyemiz her yönden bir bölünmeye sürüklenirken ekonomik faaliyetlerden yaralanmada da ikiye ayrılmış durumda. Bir tarafta rant ekonomisi ile beslenenler, bir tarafta faizle, sıcak parayla, imar oyunlarıyla, arsa spekülasyonlarıyla, özelleştirmelerle, ihalelerle para kazananlar, öbür tarafta ise her türlü fedakarlığı yaparak açtığı dükkanıyla, çalıştığı iş yeriyle, aile dayanışmasıyla yaşamaya gayret gösteren ama sadaka ekonomisine mecbur bırakılan bir kitle var. Bu kitle çok daha büyük.''
Miting sırasında başlayan sağanak altında konuşmasını sürdüren Bahçeli, ''Ülke genelindeki huzursuzluğu gidermek lazım. Öyleyse bir çıkış yolu bulmak lazım. İşte bu çıkış yolu 12 Haziran'dır. Bu çıkış yolu, yol kavşağındaki bir Türkiye'de millet iradesinin yeniden gözden geçirilmesi ve yeni bir iktidarın oluşuna işaret edilmesidir. Böyle bir Haziran'ı hep beraber kucaklarken yağan rahmet gibi oylarınız da bir bereket olsun ve bir iktidar değişikliğine fırsat verin'' diyerek sözlerini tamamladı.