Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, piyasaların seçim sonuçlarıyla ilgili gördüğü en kuvvetli ihtimalin tek parti hükümeti olduğunu belirterek, "Piyasalar onu görüyor, onu fiyatlandırmış durumda" dedi.

Babacan, Fox TV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

AK Parti'nin iktidara geldiği 2002'den bu yana ekonomik tablonun nasıl olduğunun sorulması üzerine Babacan, makroekonomik göstergelerdeki olumlu gelişmeleri anlatarak, "2002'nin Türkiyesiyle bugünün Türkiyesi neredeyse iki ayrı ülke denecek kadar farklı artık" diye konuştu.

Türkiye'de siyasi istikrar anlamında çok önemli bir başarının yakalandığını anlatan Babacan, bunun üzerine makro ekonomik istikrarın inşa edilmesinin önemli olduğunu, kendilerinin de bunu önemli ölçüde sağladıklarını söyledi.

Yapısal reformların, gelecek dönemde Türkiye'nin en önemli konusu olduğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:

"Buna artı bir de yargı reformu ve eğitimle ilgili yapmamız gerekenleri eklediğiniz zaman işte size komple bir kalkınmanın, 2023 Türkiyesinin yol haritasını çizmiş olacağız.

Bunun bütün hazırlıkları tamam, her türlü detayı, kanun metinleri dahi neredeyse yazılmış durumda ama bunların uygulanabilmesi için siyasi istikrar zeminini sağlam tutmamız gerekiyor.

Allah korusun, siyasi istikrar zemini bir gevşerse Türkiye'de, bir sarsıntı olursa, onun üzerine ekonomik başarıyı inşa etmek mümkün değil. Çünkü zemin çürükse eğer, binayı nasıl inşa ederseniz en ufak depremde o bina yıkılır. Siyasi istikrar da her şeyin zemini, onu sağlam tutmalıyız.

Özgün duruşumuz, iradeli duruşumuz bazılarının belki oyun planını bozuyor. Onun için Türkiye aleyhtarı yazılan çizilen şeyler çoğalıveriyor son 2 yıldır. Türkiye'nin güçlenmesinden kimsenin korkmaması gerekiyor. Türkiye prensipli hareket eden bir ülke, kimseye zarar vermez. İnsanlık için temel hak ve özgürlükler için mücadele eden bir ülkeyiz. Bu yeni Türkiye'ye alışacaklar, er ya da geç alışacaklar."

"Koalisyon demek, vasatta buluşmaktır"

Babacan, piyasa analizlerine bakıldığında seçim sonrası en kuvvetli ihtimalin tek parti hükümeti olduğunu söyledi. "Koalisyon ihtimali de yok demek mümkün değil" diyen Babacan, anket sonuçlarının koalisyonu gösterdiği dönemlerde piyasa göstergelerinin hep kötüye gittiğini ifade etti.

Anket ve kamuoyu yoklamaları tek parti hükümeti ihtimalini yüksek gösterdikçe, piyasaların iyileştiğine işaret eden Babacan, "Piyasaların beklediği en olumlu senaryo tek parti hükümeti. Koalisyon Türkiye için iyi şeyler getirmez, koalisyon demek, vasatta buluşmaktır, vasatta buluşmak da vasat sonuçlar getirir" dedi.

"AK Parti ve CHP ya da AK Parti ve MHP güçlü bir koalisyon kursa, ekonomide dengeler nasıl olur?" sorusu üzerine Babacan, o ihtimali düşünmek bile istemediklerini, bu durumun Türkiye'ye zaman kaybettireceğini, geçmişte de bunun yaşandığını dile getirdi.

"Seçimlerden sonra bütün yol haritası hazır"

Babacan, "8 Haziran'dan itibaren ne yapacaksınız?" sorusuna, "Türkiye'nin istikrarla yola devamı için seçimi başarıyla geçirelim, ondan sonrasını o gün düşüneceğiz" karşılığını verdi.

Burada Türkiye için ne yapılacağının çok önemli olduğunu, kendilerinin de geleceğe dönük çok detaylı bir dokümantasyon hazırladıklarını anlatan Babacan, "Bütün yol haritası hazır. Hangi kurumun, ne zaman, ne adımı atacağının planını yaptık. Bu programın uygulaması çok önemli, uygulanırsa işin başında kim olursa olsun, Türkiye yükselmeye devam eder" ifadelerini kullandı.

"Emekli ve asgari ücretlinin, satın alma gücünü artıracağız"

Muhalefetin seçim vaatlerinin hatırlatılması üzerine Babacan, hükümet olarak ekonomi politikalarını hep gerçekler üzerine inşa ettiklerini vurguladı. Vatandaşın satın alma gücünü artıracak politikalar izlediklerini ifade eden Babacan, şunları kaydetti:

"Maaşları artırmak çok kolay. Daha önceki dönemlerde bunu CHP de MHP de yapmış. Onların iktidar olduğu dönemlere bakın, evet, maaşlar yüksek oranda artmıştır ama daha da yüksek oranlarda gelen enflasyon maaşları silip süpürmüştür...

Yüksek zammı veririz, arkasından da Merkez Bankası parayı basar, dağıtır, enflasyon silip götürür. Biz emekli ve asgari ücretlimizin satın alma gücünü artıracağımıza söz veriyoruz. Yani 'gelirleri, en az enflasyon kadar hatta enflasyonun da üzerinde artacaktır' sözünü veriyoruz.

Bugüne kadar yaptık, bundan sonra da bunu yapmaya devam edeceğiz diyoruz. Aksi halde kaynağı olmayan hayali adımlar, hem ekonomiyi dar boğaza sokar hem de bir süre sonra enflasyonu yükseltir. Kaldı ki bunu uzun süre devam ettirdiğinizde Yunanistan'ın durumuna düşersiniz."

Babacan, "HDP'nin barajı aşması ya da aşmaması"nın ekonomi üzerine etkilerinin sorulmasına karşılık da şunları söyledi:

"Bir partinin yüzde 10 barajının hemen etrafında dolaşıyor olması, barajı geçtiği andaki Meclis aritmetiği ile geçmediği haldeki Meclis aritmetiğinin çok farklı olması, bu seçimin en önemli belirleyicilerinden birisi.

Ekonomik açıdan kısa vadede piyasaların konsantre olduğu konu, tek başına bir AK Parti hükümeti. Piyasalar en çok buna konsantre olmuş durumda, bunun olmadığı herhangi bir tabloda piyasalarda oldukça olumsuz reaksiyon görürüz, tek başına güçlü bir AK Parti iktidarı gelmezse piyasa göstergeleri zayıflar, kötüye gider.

Dolayısıyla HDP'nin barajı aşması ya da aşmaması kısa vadeli ekonomik sonuçlarından öte, orta uzun vadeli siyasi sonuçlar açısından belki dikkate alınması gereken bir konu."

Erken seçim ihtimali

Seçim sonuçlarına göre erken seçim ihtimaline ilişkin bir soru üzerine Babacan, son 12 yılda Türkiye'de seçimlerin gününde olması ile ilgili bir geleneği oturttuklarını söyledi. Böyle bir geleneğin oturtulmasının önemli olduğunu belirten Babacan, "Aksi halde kötü, eski günlere dönüşme ihtimali var. İnşallah onlar olmaz" ifadelerini kullandı.

Dolar/avro paritesindeki dalgalanmalara dair bir soruyu da yanıtlayan Babacan, dünyada kurların çok hareketli olduğu bir dönem yaşandığını ifade etti. Avro ve doların dünyada en fazla kullanılan para birimleri olduğuna dikkati çeken Babacan, her iki para biriminin birbirlerine karşı şiddetli hareketlerinin görüldüğünü dile getirdi.

"Piyasalar tek parti hükümeti ihtimalini fiyatlandırıyor"

Babacan, Amerikan Merkez Bankası (Fed) ile Avrupa Merkez Bankasının (ECB) para politikalarının tam zıt yönde hareket etmesi ve bu politikaların yeni haberlerden sürekli etkileniyor olmasının iki para birimi arasındaki hareketi çok şiddetlendirdiğini kaydetti.

Bu tür hareketlerin Türkiye'nin iç piyasasına etkide bulunduğunun altını çizen Babacan, şöyle konuştu:

"Biz açık bir ekonomiyiz. Döviz ve sermaye giriş çıkışları ile kur rejimi serbest. Dolayısıyla son dönemdeki kur hareketlerinin önemli sebebinin dışarıdan olduğunu görüyoruz ama içeriden etkileyen hususlar da var. Bazı iç tartışmalar, son dönemdeki 'Koalisyon olacak mı, olmayacak mı?' beklentileriyle ilgili konular da piyasa göstergelerini etkiliyor. Bugün itibarıyla baktığımızda piyasaların seçim sonuçlarıyla alakalı gördüğü en kuvvetli ihtimal tek parti hükümeti. Piyasalar onu görüyor, onu fiyatlandırmış durumda."

"Büyüme için dışarıdan kaynak cezbetmeliyiz"

Bankaların kullandırdığı kredinin toplam mevduat tutarından fazla olduğunu dile getiren Babacan, "Mevcut refah seviyemizi korumak ve büyümeye devam etmek istiyorsak mutlaka dışarıdan kaynak cezbetmeye devam etmek zorundayız. Büyümemizin başka bir çaresi yok" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye için uluslararası finansmanı cazip hale getirmenin en önemli yolunun istikrar olduğuna dikkati çeken Babacan, istikrar bozulduğu anda fon akışının da zayıflayacağını ifade etti.

Babacan, gerçek bir hukuk devleti olmadığı sürece Türkiye'nin ileri bir demokrasi ve gelişmiş bir ekonomi olamayacağını sözlerine ekledi.

Kaynak : AA