TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Anayasa'nın değiştirilmesi teklif edilemeyecek maddeleri ile ilgili bir çalışma yapılmasını doğru bulmadığını söyledi.
Samanyolu Haber kanalında soruları yanıtlayan Şahin, aday olduğu memleketi Karabük'te terör saldırıları olabileceğine ilişkin değerlendirmeler hatırlatılarak, bölge halkında bir tedirginliğin olup olmadığının sorulması üzerine, terörün bölgede tutunmasının mümkün olmadığını söyledi. Terör örgütünün ''Türkiye'nin her yerinde varız'' demek için bir grubu bölgeye göndermiş olabileceğini belirten Şahin, güvenlik güçlerinin son derece müteyakkız bir şekilde örgütün gönderdiği elamanların yakalanması için çalıştığını dile getirdi. Şahin, ''Ben şahsen bir endişe duymuyorum. Halkta da böyle bir endişe görmüyorum'' dedi.
Terör örgütünün seçimlere giderken seçim güvenliğini tehdit ederek, bir endişe meydana getirmeye çalıştığını, son eylemlerin buna dönük olduğunu düşündüğünü ifade eden Şahin, evvelki seçimler öncesinde de bu tür eylemler yaşandığını söyledi. Şahin, ''Bunların amacı, tehditle, şantajla tabanlarını diri tutmak ve böylece seçimlerde kendi ölçüleri kadar başarı ortaya koymaktır. Terör örgütlerinin amacı kaos meydana getirmektir. Ama amaçlarına ulaşacakları kanaatinde değilim. O nedenle bir endişe duymuyorum. Devletimiz güçlüdür'' diye konuştu.
''Terör örgütünün siyasi kanadı gibi hareket eden bir siyasi partinin daha fazla özgürlük ve hak talep ettiğini, ancak özgürlükleri kısıtlayıcı eylemler yapıldığının'' belirtilmesi üzerine Şahin, şöyle konuştu.
''O cenahın daha fazla demokrasi, özgürlük söylemlerine pek inanmıyorum. Çünkü, inandırıcılıklarını yitirdiler. Baskıyla, terörle, insanları sindirerek siyaset yapmayı yeğlemişlerdir. Bu, demokrasi de, özgürlük de değildir. Halk istemese de kepenklerini kapatabiliyor. Tehdit, şantaj ve korku... Kapatmazsan başına ne gelir? Bu yöntem, terör örgütünün işine gelebilir. Ama siyaseti seçmiş bir partinin veya bağımsız da olsa siyasi parti mensuplarının terör örgütünün bu politikalarını tasvip eder bir tavır içinde olmaları samimiyetsizliklerini gösteriyor. Bunu bölge halkının da değerlendireceğini düşünüyorum.''
Bazı milletvekillerinin son haftalardaki açıklamaları ve davranışlarının terör örgütü ile paralellik arz ettiğini belirten Şahin, ''Eğer bu milletvekili arkadaşlarımız beni dinliyorlarsa, kusura bakmasınlar ama bende böyle izlenim oldu'' dedi.

-MOLOTOFKOKTEYLİ ATAN İLE MİLLETVEKİLİ AYNI KAREDE-

TBMM Başkanı Şahin, ''Bir gazetede, molotofkokteyli atan bir örgüt üyesi ile bir milletvekilinin aynı karede yer aldığının'' belirtilmesi üzerine ise şunları söyledi:
''Samimi bulmadığımın cevabı o fotoğraftır. Bu milletvekilinin demokrasi, özgürlükler, huzur için siyaset yaptığına inanabilir misiniz? O nedenle BDP'nin eski milletvekillerine o görüntülerin itibar kazandırdığı kanaatinde değilim. O milletvekili, o gence (sen ne yapıyorsun, siyasette bombanın ne işi var) diyebilmeli. Bunu diyemiyorlar. Taş atan çocuklara nazire yaparcasına bir milletvekili polise taş attı. Onu gören çocuklar daha ilerisini yapmazlar mı?''
Cizre'de imam hatip okulu öğrencilerinin kaldığı bir yurda saldırı yapıldığının belirtilmesi üzerine ise Şahin, seçim öncesi bölge halkı korkutularak ''kendi adaylarına oy sağlanmaya'' çalışıldığını söyledi.
Şahin, ''Ama bunda başaralı olamayacaklar. Bölge halkının bunları tasvip ettiği kanaatinde değilim. Normal şartlarda, demokratik ortamda bunlar milletvekili bile çıkaramazlar. Bir tek yol biliyorlar, tehdit ederiz, korkuturuz, baskı uygularız ve oy alırız. Kazın ayağı öyle olmayacak diye düşünüyorum. Bölge halkı bunlara sandıkta ders vermelidir'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''BDP, CHP ve MHP'nin ittifak oluşturduğu'' yolunda söylemi olduğu belirtilerek, düşüncesinin sorulması üzerine ise Şahin, CHP, BDP, MHP ve PKK terör örgütünün anayasa değişikliğine ''hayır'' oyu kullanılması için birlikte hareket ettiklerini ifade etti. Şahin, ''Bu hayır bloğunun, evet diyen cephenin gerilemesini ve anayasa değiştirecek bir rakamın altında milletvekiline düşmesi gibi bir strateji takip ettiklerini sanki görüyorum. Mesela CHP, Doğu ve Güneydoğuda daha önce miting yapmazdı. Ama şimdi Hakkari'de miting yaptı. Resimler gazetelerde çıktı. BDP'nin mitinglerine katılmış, terörist başının fotoğraflarını taşıyanlar CHP'nin bayrağını taşıdılar. Bu bir ittifak görüntüsüdür. Referandum öncesinde olduğu gibi bir blok oluşturma anlamı çıkarıyorum'' dedi.

-''KUŞKULARIM VAR''-

TBMM Başkanı Şahin, seçimlerden sonra anayasa değişikliği konusundaki soruyu yanıtlarken de, 12 Eylül referandumundan sonra bütün partilerin yeni anayasa yapılmasını istediklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Bundan çok umutlanmıştım. Ama seçimlere giderken hayır blokunun adeta birlikte hareket ediyor olması karşısında sanki yeni anayasa bir değişikliğine de karşı çıkacakları şeklinde bende izlenim uyanmaya başladı. Ama gönlümden geçen, seçimlerden sonra meclisimizin hemen bir uzlaşma komisyonu kurarak bir uzlaşma metni üzerinde anlaşabilmeleridir. Ama son gelişmelere bakınca, kuşkularım olduğunu ifade ettim.''
Şahin, bir başka soru üzerine de anayasanın başlangıç maddeleri ile ilgili bir değişiklik adımının anayasa değişikliğini tıkayacağını söyledi. Şahin, ''Çünkü, halkımızın çok hassasiyet duyduğu bir konudur. Cumhuriyetimizin temel nitelikleri ile ilgili bir değişiklik düşüncesi dahi kamuoyunda bir tedirginliğe yol açmaktadır. Başlangıç maddeleri dışında çalışılmaya başlanmalı, bunda mutabakat sağlanması halinde parlamentoda bu metnin görüşülmesinin sonuç verebileceğini düşünüyorum. Değiştirilmesi teklif edilemeyecek maddeler ile ilgili bir çalışma yapılmasını doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum'' dedi.

-''BİR DE MADALYA TAKSAYDINIZ''-

''Kasetler'' konusundaki bir soruyu yanıtlarken de Şahin, kasetlerin arkasında kimlerin olduğunun mutlaka ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi.
Şahin, şunları kaydetti.
''Ortaya çıkarılabilmesi için istifa etmek durumunda kalan 10 civarında adayın mutlaka yargıya yardımcı olması lazım. Biri dışında bu arkadaşların hiçbirisi yargıya gidip şikayetçi olmadı. Kasetleri yayınlanmayan, ancak yayınlanacağı ifade edilen kişiler hiç düşünmeden istifa ettiler. Bu, son derece calibi dikkattir. Olay unutturulacak, örtbas edilecek bir olay değildir. Başta Sayın Bahçeli olmak üzere istifa eden kişiler mutlaka yargıya yardımcı olmalılar. Savcıya bilgi vermeliler. Ama bu arkadaşlarımız bundan uzak durmaya çalışıyorlar. Şikayet dahi etmemelerini, olaydan uzak durmaya veya unutturmaya çalışmak olarak da değerlendiriyorum.
Konunun başka yönü de var. Birtakım yanlış işler yapmak, gayri ahlaki birtakım yaşayışlar içinde bulunmak... Bir milletvekilinin böyle bir duruma düşmemesi lazım. Böyle bir duruma düşmüşse de bunun hesabını bir şekilde vermesi lazım. Birtakım insanları suçlayacağınız yere, Nasreddin Hoca'nın dediği gibi hırsızın hiç mi kabahati yok. Önce kendinize bir bakın. Önce yapılanın bir hesabını verin, ondan sonra sağa solu suçlamaya kalkın. Şimdi de oylarımız artacak falan demeye başladılar. Birtakım siyasi parti üyeleri de haksızlık karşısında kaldı bu parti, ona destek verelim, gibi garip şeyler söylüyorlar. Bir de madalya verseydiniz...''