CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Baraj kalkarsa istikrar bozulur'' denildiğini ifade ederek, ''İstikrar, asıl, siz gidip, barajlarla milletin oyunu gasp ettiğiniz zaman bozulur. Meclis'in yetkilerini budayarak gelen istikrarın adı istikrar değil, istibdattır'' dedi.
Kılıçdaroğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, TBMM'nin açılışının 91. yıldönümü dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kuruldaki konuşmasına, ''İlk Meclis Başkanımız, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü, dava arkadaşlarını, bu çatı altında görev yapıp da yaşama gözlerini yummuş tüm milletvekillerimizi minnetle, şükranla ve saygıyla anıyorum'' diyerek başladı.
Yaklaşık 50 gün sonra seçimlere gideceğini ve 24. Dönem Meclisini seçeceklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, bundan dolayı bu oturumun aynı zamanda 23. Dönem'e veda toplantısı olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''23. Dönemde beraber çalıştığımız, aynı sıraları paylaştığımız; AKP'li, CHP'li, MHP'li, BDP'li olsun, bağımsızlar olsun tüm vekil arkadaşlarıma, partim ve şahsım adına teşekkür ederim. Zaman zaman sert tartışmalarımız olmuş olabilir, zaman zaman birbirimizi kırmış olabiliriz ama hepimiz biliyoruz ki bunlar siyasetin doğasında olan şeyler'' diye konuştu.
23 Nisan'ın, önümüzdeki seçim döneminde yapacakları birçok tartışmaya ışık tutabilecek önemli bir tarih olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, ''23 Nisan, milletimizin parlamenter sisteme olan inancının sembolü olan bir tarih. 23 Nisan, bu milletin, bir meclis ile yönetilmek için gösterdiği cesaretin ve inadın simgesi'' dedi.

-''İNAT ETTİ, DİRENDİ''-

Kılıçdaroğlu, bu topraklarda parlamenter sistemin geçmişini 1840'lara kadar çekebileceklerini belirterek, Vilayet Meclisleri'nin, parlamenter tarihin ilk adımları olduğunu kaydetti.
İlk yasama meclisine 1876'da kavuştuklarını, bunun güzel bir başlangıç olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
''Bu güzel başlangıç, 30 yıllık istibdat ile yara alsa da, milletimiz ezilmedi, inat etti ve ısrarla 'hakimiyet-i milliye' dedi. İşte bu inat sonucu Meclis 1908'de tekrar açıldı. Padişah Meclis'i feshedip, fiilen tekrar mutlakıyete dönmeye çalıştığında da direndi milletimiz. Erzurum Kongresi'nde, Sivas Kongresi'nde hep bir konunun altı özenle çizildi: Meclis yeniden açılmalı.
İşte bu inat sonucu Meclis 1920'de yeniden açıldı. Bu milletin temsilcileri yılmadılar. Yurdun dört bir yanından geldiler, 23 Nisan 1920'de burada, Ankara'da toplandılar. Bağımsızlık için, milli egemenlik için direndiler ve bu milletin Meclisini kapattırmadılar. İşte O meclis, yani bizim meclisimiz yönetti kurtuluş mücadelemizi. Bizim Meclisimiz kurdu Cumhuriyeti. Nice devrimler yapıldı, nice atılımlar gerçekleştirildi bu Meclis'te. Bu Meclis'te çok partili yaşama geçildi, sosyal devletin inşasına başlandı. Muhtıralar verildi, darbeler yapıldı ama bu Meclis yılmadı, inat etti, direndi. En kötü günlerinde dahi küllerinden doğmayı bildi bu Meclis. İşte 23 Nisan, bu inancın ve inadın simgesi. Milletimizin, Meclisine, milletimizin parlamenter sisteme olan inancının simgesidir. Milletimizin Meclisini kapatmaya, yetkisini elinden almaya çalışanlara karşı gösterdiği direnişin simgesi.''

-''İSTİKRAR DEMOKRATİK OLDUĞU SÜRECE MAKBULDÜR''-

Kılıçdaroğlu, şimdi, ''Bu Meclis iyi çalışmaz, çalışamaz'', ''Bu Meclis'in yetkilerini sınırlayalım, alıp o yetkileri bir Başkana verelim'', ''Bu ülke artık parlamenter sistemle değil, başkanlık sistemi ile yönetilsin'' denildiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, ''Bu Meclis Kurtuluş Savaşı verdi, Cumhuriyeti kurdu, savaşlardan harap olmuş bu güzel ülkeyi düştüğü yerden kaldırabildi de şimdi mi yönetemeyecek Türkiye'yi?'' diye sordu.
Bu Meclisin yetkilerini, istibdatçıların, işgalcilerin, darbecilerin elinden alamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Meclis'in yetkilerinin, en zor zamanlarda, en zor koşullarda savunulduğunu, kazanıldığını dile getirdi. ''Şimdi biz bu yetkilerin sudan nedenlerle, dizginlenemeyen şahsi ihtiraslarla, budanmasına razı değiliz ve razı olmayız da'' diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''İşte bu yüzden biz, başkanlık değil, tam tersine, daha güçlü, temsil kabiliyeti daha yüksek bir Meclis diyoruz. Bu Meclis'te toplumun her rengi, her kesimi temsil edilmeli diyoruz. Çok seslilik zaaf değil, güçtür diyoruz. Seçim barajları kalksın, siyasi partilerde lider sultası sona ersin. Meclis milletin gerçek temsilcisi olsun diyoruz. Millet kendi vekilini kendisi seçsin istiyoruz.
Ne diyorlar bize; 'baraj kalkarsa istikrar bozulurmuş.' Bu Meclis'i kapatmaya çalışanların, darbecilerin getirdiği seçim barajını savunuyorlar. İstikrar asıl, siz gidip, barajlarla milletin oyunu gasp ettiğiniz zaman bozulur. İstikrar, asıl, o gasp edilen oylarla yurttaşların özgürlüklerine, bu milletin zenginliklerine göz dikilirse bozulur. İstikrar demokratik olduğu sürece makbuldür.Meclisin yetkilerini budayarak gelen istikrarın adı istikrar değil, istibdattır. Bunun böyle bilinmesi gerekir.''

-''MECLİS'İN YETKİLERİNİN BUDANDIĞI YERDE OLMAZ''-

Kılıçdaroğlu, CHP'nin, parlamenter demokrasiyi savunduğunu, Meclis'in yetkilerinin azaltılması için değil, daha etkin ve daha yetkili hale gelmesi için çalıştığını dile getirdi.
Parlamenter sistem açısından bu kadar önem taşıyan bir günün çocuklara armağan edilmesinin, tesadüf olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, çocuklar güzel günler görecekse, güneşli günler görecekse, bunun ancak ülkenin parlamenter demokrasiyle yönetilmesiyle olabileceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, sözlerini, ''Bu ülkenin çocukları özgürce yaşayacaklarsa bu topraklarda, bu ancak bu ülke özgürlükçü demokrasi ile yönetilirse olur. Çocuklarımıza mutlu bir gelecek bırakacaksak, bu ancak bu Meclis çalışırsa olur. Bunların hiçbiri güçlü bir meclis olmadan olmaz. Ne özgürlük ne umut ne mutluluk, bunların hiçbiri Meclis'in yetkilerinin budandığı yerde olmaz. Biz buna inanıyoruz'' diye sürdürdü.

-''ÇOCUKLARIMIZA BORCUMUZ OLMALI''-

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasını, Uğur Mumcu'nun 37 yıl önce 23 Nisan için yazdığı bir yazıdan alıntıyla tamamladı.
Bu satırların, bugün dahi içinde bulundukları ruh halini çok iyi anlattığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Mumcu'nun yazısından şu bölümü okudu:
''Bugün 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Sizin bayramınız çocuklar. Geleceğe umutla bakın. Eğlenin, gülün koşun bugün. Bundan sonra hep birlikte güzel günler göreceğiz, umutlu günler, tasasız, acısız günler göreceğiz. Doğar doğmaz bakımsızlıktan ölmeyecek kardeşleriniz. Sokaklarda paramparça paçavralar içinde dilenmeyecek, beş on kuruş için avuç açmayacaksınız çocuklar. Hasta olduğunuz zaman size bakacak doktorlar bulunacak çocuklar. Babanızın doktora, ilaca verecek parası olacak. Dokuz on yaşlarında, fabrikalarda, atölyelerde, yüzünüz, eliniz yağ pas içinde çalışmayacak, ağır yükler taşımayacaksınız çocuklar. Siz de yaşıtlarınız gibi okulları bitirecek, mühendis, avukat, doktor olacaksınız. Çocuk bahçelerinin önünde simit satmayacaksınız. Aynı yaşlardaki çocuklar kaydırak oynarken, atlı karıncalara binerken, içinizi çekerek izlemeyeceksiniz onları. Ayakkabınız yırtık diye arkadaşlarınızdan utanmayacaksınız. Siz doğmadan babanızı tutuklamayacaklar. Babanıza cezaevi hücrelerinde 'geçmiş olsun babacığım' demeyeceksiniz. Düşüncelerinizden dolayı hapsolmayacaksınız. Sokaklarda, ellerimizde bahar çiçekleri, mutluluk türküleri söyleyeceğiz. Güzel günler göreceğiz çocuklar. Işıklı günler göreceğiz. Mutlu günler, tasasız günler göreceğiz. Babalarınızın, amcalarınızın, dayılarınızın katlandıkları acılar, sizlere özgür bir ülke bırakabilmek içindi. Güzel günler yaşayacaksınız çocuklar...''
Çocukları güzel günler görebilsin diye nice babalar, anaların, nice acılara katlandıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini, ''Nice yurttaşımız nice mücadeleler verdi bu ülke özgür olsun, bu ülke demokratik olsun, bu Meclis yetkili olsun diye. Bu Meclis'in yetkilerini korumak, bu Meclis'i güçlendirmek, barajları indirmek, temsili güçlendirmek, bizim çocuklarımıza borcumuz olmalı. Ne söylüyorsak, ne yapıyorsak, onlar güzel günler görsünler diye yapıyoruz, yapmaya çalışıyoruz'' diyerek tamamladı.