CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Halkın iradesine o kadar vurgu yaptınız. Bunları kim seçti yurt dışından gelenler mi seçti? Fransızlar, İngilizler mi seçti? Bu ülkenin insanları seçti. Bu ülkenin insanlarının seçtiği insanların iradesine darbe koyuyorsunuz. Sonra demokrasiden, hukukun üstünlüğünden bahsedeceksiniz. Birbirimizi kandırmayalım'' dedi.
Dış Ticaret Kompleksinde gerçekleştirilen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 18. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Kılıçdaroğlu, yargıçların davaya bakarken ''kan davası'' gibi davaya bakmamaları gerektiğini vurgulayarak, ''Davaya bakan yargıçlardan birisi zaten tazminat davasına mahkum edildi. Onların tarafsız olmadıkları yargı kararıyla kesinleşmiş. Artık yargıcın o davadan çekilmesi lazım. Bizim aramızda husumet vardır. Ben lehine, aleyhine de karar versem 'bu, kamuoyunda tartışılır' demesi lazım. Yargıcın görevi budur. Ama yargıç, 'hayır, bu davaya bakacağım. Hepinizin burnundan getireceğim.' Böyle bir davranış olmaz. Hukuk sisteminde olmaz'' ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Halkın iradesine o kadar vurgu yaptınız. Bunları kim seçti? Yurt dışından gelenler mi seçti? Fransızlar, İngilizler mi seçti? Bu ülkenin insanları seçti. Bu ülkenin insanlarının seçtiği insanların iradesine darbe koyuyorsunuz. Sonra demokrasiden, hukukun üstünlüğünden bahsedeceksiniz. Birbirimizi kandırmayalım. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü sadece Türkiye'ye özgü değil. İnsanın olması gereken her yerde lazım. Onun için evrensel hukuk kuralları. Benim seçme ve seçilme hakkıma sınır getiren düzenleme varsa bu insan haklarına aykırıdır.''

-''İŞ ADAMLARI HÜKÜMETİ ELEŞTİREMİYOR''-

Türkiye'nin demokrasi kalitesinde ciddi sorunlar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, demokrasi kalitesinin sadece siyasi kurum için değil herkes için geçerli olduğunu belirterek, ''Siz de sağlıklı çalışan bir hukuk sistemi içinde görev yapmak istersiniz. Demokrasi kalitesinin zaaf içerdiği bir ortamda üretim de, ihracat da olmaz. Sanayici de rahat çalışamaz'' dedi.
''Efendim baskı yokmuş. Efendim onu benim külahıma anlatın. Kusura bakmasınlar'' diyen Kılıçdaroğlu, iş adamlarının hükümeti eleştiremediğini savunarak, sözlerine şöyle devam etti:
''Buyursun eleştirsin bakalım. Başına ne gelecek göreceğiz. Böyle demokrasi mi olur? Bir iş adamı sadece özel bir sohbette demiş ki, 'CHP birinci parti olabilir. O kadar. Onu da söyleyip söylemediğini bilemiyoruz. Vay sen misin onu söyleyen. Bir partinin birinci olacağını düşünmek, ne zamandan beri bu ülkede suç oldu?
'Tarafsız olan bertaraf olur'. Hangi demokraside, hangi hukukun üstünlüğüne inanmış toplumda böyle bir söylem vardır? Sonra da diyeceksiniz ki biz demokrasi, hukuk istedik, olmuyor. Siz getirdiniz de biz karşı mı çıktık. Yargıda ciddi sorunlarımız var. Hukuk fakültelerinden başlayan sorunlarımız var. Bunları aşmak zorundayız.''

-''BİR SİYASETÇİNİN EN ÇOK ELEŞTİRİYE İHTİYACI VARDIR''-

CHP'nin demokrasi, hukuk, insan hakları, kadın erkek eşitliği ve AB sürecine tam üyelik için, her çabayı gösterdiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''60'ya yakın gazetecinin hapiste olduğu bir ülkeyi, siz gidip batıda 'bu ülkede demokrasi vardır' diyerek anlatamazsınız. Özgürlük farklı bir şeydir. Özgürlüğü yaşamamız lazım. Eleştirileri sağlıklı yapmamız lazım. Acaba ben bunu söylersem, 'Başbakan alınır mı?' diye bir kaygı yaşanıyor. Bu kaygının olduğu ülkelerde düşünceler özgürce dile getirilemez. Bir siyasetçinin en çok eleştiriye ihtiyacı vardır. Ben de siyasetçiyim, bizim de eleştiriye ihtiyacımız var. Hiç bir zaman bizi niye eleştiriyorsun diye bir gazeteciye bir köşe yazarına en ufak bir şey söylemedik.''