davutoğlu özel

Milliyet'ten Serpil Çevikcan'ın köşesine taşıdığı ziyarette, Genelkurmay brifinginde askerin son dönemde hükümete ilettiği tüm kritik talepler de detaylarıyla masaya yatırıldı. 300 slaytla boyutlanan brifingdeki başlıkların her biri diğerinden önemliydi. Sunumları konu başlıklarına göre ilgili komutanlıkların başkanları yaptı. Başlıca konuları şöyle:

Askerin, Kobani başta olmak üzere, sınır hattında gelişen olaylar ve burada güvenli bölgeler oluşturulması düşüncesinin etkisiyle, görev yapacak personeli de rahatlatmak amacıyla hükümetten "yasal güvence" istediğini daha önce duyurulmuştu.

Brifingde, asker, konuyu hükümete bir kez daha aktarma imkânı buldu. Talep edilen düzenlemeler, özellikle Ergenekon, Balyoz gibi davaların askerin üzerinde bıraktığı etkiyi göstermesi açısından da önemli.

Anayasa'ya göre, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanları ile Jandarma Genel Komutanı, görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanabiliyor.

Ancak buradaki görev suçu ayrımı, bu rütbelerdeki komutanların anayasal düzene aykırı suçlarda doğrudan soruşturulması sonucuna yol açtı.

Brifingde, bu konularda daha önce MİT Kanunu'na eklenen düzenlemeye benzer bir düzenleme talebi gündeme geldiğini öğrendik. Bilindiği gibi, MİT mensupları hangi suç söz konusu olursa olsun Başbakan izni olmadan soruşturulamıyor.

Brifingde, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ile birlikte orgeneral ve oramiraller için Başbakan'ın izni olmadan soruşturma ve yargılama yapılamamasına ilişkin görüş iletildi.

Bununla birlikte, korgeneral-koramiral, tümgeneral-tümamiral, tuğgeneral-tuğamiral, albay, diğer alt rütbeli subaylar için ayrı bir izin isteminde bulunulmadığı ancak terörle mücadele faaliyeti içinde bir konuyla ilgili soruşturma ya da yargılama yapılacaksa bunun askeri yargı tarafından gerçekleştirilmesinin talep edildiği öğrenildi.

Görev suçu kapsamı dışında olan, sivil mahkemede görülmesi gerekli konularda ise izin sisteminin getirilerek, soruşturma ve yargılama için jandarma personeli söz konusuysa İçişleri Bakanı'nın, diğer kuvvetler söz konusuysa Milli Savunma Bakanı'nın izninin aranmasının istendiğini de öğrendik.

Brifingdeki başlıklardan birinin de Irak ve Suriye sınırı başta olmak üzere sınır güvenliği olduğu bilgisine ulaştık. Sınır güvenliği sadece mevcut konjonktür nedeniyle değil, terörle mücadele açısından da büyük önem taşıyor. Irak ve Suriye sınırında güvenli bölgelerin oluşturulması, mümkün değilse, sınır içinde 2. derece yasak bölgelerin 1. derece yasak bölge kapsamına sokulması gibi talepler yeniden dillendirildi. Tüm sınır hattında terörle mücadele konseptine uygun olmayan karakolların yerini 20 yıllık süreçte bütünüyle kalekol benzeri güçlendirilmiş karakol ve tesislere bırakması, sınır güvenliğinin de elektronik sistemlerle sağlanması üzerinde duruldu, bununla ilgili projeler aktarıldı. Bu kapsamda bölgedeki askerlerin fiziki şartlarının düzeltilmesine yönelik planlamaların sunumunun da yapıldığı bilgisini aldık.

Uzun bir süredir Türkiye gündeminde bulunan ordunun profesyonelleştirilmesinin TSK için de birinci hedef olduğu aktarıldı ancak bu konuda askerin düşüncesinin zorunlu askerliğin kaldırılması değil, profesyonel düzene geçmek olduğu anlatıldı.

Teknik bilgi ve nitelik gerektiren hizmetlerin profesyonel personel tarafından yürütülmesinin, örneğin zırhlı araç ve ağır silahların kullanımından nakline bütün hizmet aşamalarında profesyonel personelin görev yapmasının planlandığını iletti.

İkinci hedef olarak da birlik sayısının azaltılarak, TSK'nın çevik, dinamik bir yapıya büründürülmesinin amaçlandığı aktarıldı. Bunun için gerekli personel, araç ve teçhizat beklentileri dillendirildi.

TSK, gelişen teknoloji nedeniyle yeniden yapılanmaya giderek Siber Savunma Komutanlığı oluşturmuştu. Bu konuda da hükümete kapsamlı bilgi verildi. Komutanlığın teknolojik sızmalara karşı güçlendirilmesi, bilgi hırsızlığı, dinleme, casusluk faaliyetlerine karşı geliştirilen projeleri ve talepleri sunuldu.

Hükümetin, Jandarma Genel Komutanlığı'nın İçişleri Bakanlığı'na atama ve disiplin işlemleri dahil bütünüyle bağlanmasına yönelik projesine ilişkin çekinceler aktarıldı. Özellikle disiplin ve atamalar konusunda jandarma komutanlarının yetkilendirilmesinin ya da İçişleri Bakanlığı ile entegre çalışmasının önemi anlatıldı. Brifingin sonunda Başbakan Davutoğlu, bir ilke imza atarak Genelkurmay Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, bu konunun gündemde olduğunu, "Genelkurmay Başkanımızın öncülük ettiği birçok reform çalışması oldu. Jandarma Genel Komutanlığı, şu anda da yasal olarak İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir kuruluştur. Maalesef yasal çerçeveler istenilen ölçüde hayata geçirilemedi. Bunlar daha açık şekilde bağlı olma niteliği tanımlanıyor, bunlar içinde atılacak adımlar çerçevesinde de bakanlığımızda çalışmalar devam ediyor. Jandarma komutanlığımız kıyafetiyle, toplumsal olaylara müdahale kapasitesiyle, tutumuyla etkinliğiyle İçişleri Bakanlığımıza entegre bir yapıda çalışmaları yürütecek" sözleriyle aktardı.