Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait birçok önemli eseri bünyesinde barındıran ''Aşıklar Kenti'' Sivas, tarih, kültür ve inanç turizmi açısından önemli bir merkez konumunda.
Çifte Minareli Medrese, Şifahiye Medresesi, Gökmedrese, Buruciye Medresesi başta olmak üzere yörede bulunan birçok tarihi eser, kente gelen ziyaretçileri büyülüyor.
Sivas kent merkezine gelen turistler, yöredeki medreseleri, hanları, hamamları, tarihi camileri, konakları gezme fırsatı buluyor. Tarih, kültür, inanç, kaplıca ve doğa turizminin bir arada yapılabildiği Sivas, turistlere alternatif tatil imkanlarını bir arada sunuyor.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının 4 Eylül 1919'da Kurtuluş Savaşı'na ışık tutacak kararları aldığı Sivas Kongresi'ne ev sahipliği yapan kent, bu yönüyle de ayrı bir önem taşıyor. Ulu Önder Atatürk'ü milli mücadele döneminde 108 gün konuk eden, o yıllarda adeta milli mücadelenin karargahı konumunda olan Sivas, bir Cumhuriyet kenti.
Ulu Önder Atatürk'ün ''En büyük eserim'' dediği Cumhuriyetin temellerinin atıldığı kentte, Sivas Kongresi'nin yapıldığı bina da Atatürk Etnografya ve Kongre Müzesi olarak turistleri ağırlıyor. Müze, kente gelen ziyaretçilerin gezmeden gitmemesi gereken tarihi eserler arasında yer alıyor.
Özellikle, Atatürk Odası ve Sivas Kongresi'nin gerçekleştirildiği salon ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor. Kongre salonunda delegelerin oturduğu sıralar ve o dönemi yansıtan eşyalar, ziyaretçiler üzerinde büyük bir manevi etki bırakıyor.
Arkeoloji Müzesi'nin de bulunduğu Sivas'ta, Hititlere ait önemli yerleşim yerleri de bulunuyor. Yıldızeli ilçesine bağlı Kayalıpınar köyündeki Kayalıpınar ve Altınyayla ilçesindeki Sarissa harabe ören yerleri, tarih turizmi açısından önem arzediyor.
Konaklarıyla da birçok eşsiz eserin bulunduğu Sivas'ta, Susamışlar, Abdi Ağa, Osman Ağa, İnönü ve Akaylar Konağı gibi tarihi yansıtan konaklar ziyaretçilerini bekliyor. Kangal ilçesine bağlı Alacahan beldesinde, Selçuklu Hükümdarı Alaattin Keykubat tarafından 1150-1180 yıllarında yaptırılan tarihi Alacahan Kervansarayı da görülmesi gereken tarihi mekanlardan biri.

-DİVRİĞİ ULU CAMİSİNİ ''GÖRMEDEN ÖLMEYİN''-

Sivas'ın Divriği ilçesinde, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nı, yerli ve yabancı birçok turist ziyaret ediyor.
''Görmeden ölmeyin'' sloganıyla tanıtımı yapılan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, mimari yapısıyla görenleri büyülüyor. Anadolu beyliklerinden Mengücekoğulları döneminde yapılan eşsiz yapı, inanç ve tarih turizmi açısından önemli bir eser olarak gösteriliyor.
Özgün mimarisi, estetik, kültürel ve evrensel değeriyle 13. yüzyılda kadın-erkek eşitliğini de simgeleyen bir anıt olarak nitelendirilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Avrupalı bilim adamlarınca ''Anadolu'nun El-Hamrası'' olarak görülüyor.
Yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı olan ve Anadolu erken dönem mimarisinin en seçkin örneklerinden olan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, taş bezemeleri, 3 boyutlu geometrik stilleri, mimari özellikleri ve manevi havasıyla eşsiz bir eser. Caminin batı kapısında, ikinci namazı vaktinde ortaya çıkan ''Namaz Kılan İnsan Silueti'' ise görenleri adeta hayrete düşürüyor.
Turistler, bu silueti görebilmek için ziyaret saatlerini ikindi namazı vaktine denk getiriyor.
Divriği Kalesi ve yöredeki konaklar da turistlerin beğenisini topluyor.

-KANGAL'DA ''DOKTOR BALIKLAR''-

Kangal ilçesine 13 kilometre uzaklıktaki Kangal Balıklı Kaplıcaları'nın Türkiye'deki tüm kaplıcalar içinde kendine özgü bir yapısı var. Yaklaşık 36-37 derece sıcaklıkta yaşayan ve ''doktor balıklar'' olarak nitelendirilen balıklarıyla ünlü kaplıca, en çok sedef hastalığı bulunan kişilerce tercih ediliyor.
Sedef hastalığının tedavisini iyi geldiği belirtilen kaplıcalara, yurt içi ve yurt dışından çok sayıda turist geliyor. Kangal Balıklı Kaplıcalarında ''doktor balıkların'' sihirli dokunuşlarını hissetmeden kentten ayrılmamak gerekiyor.
Kangal'daki doktor balıkları gören tatilciler, yöredeki Kangal köpeği üretim çiftliklerini de ziyaret edilmeli. Konuklar, Anadolu insanının yüzyıllardır yanında olan, evini ve sürüsünü koruyan dünyaca ünlü Kangal köpeklerini görmeli. Turistler, irilikleriyle dikkati çeken ve Evliya Çelebi'nin ''Aslan kadar kuvvetli'' diye söz ettiği bu köpeklerle fotoğraf çektirebilir.
Tatilde kaplıcaya gitmek isteyenler Sıcak Çermik ve Soğuk Çermik kaplıcalarını ziyaret edebilir. Ayrıca Sivas Belediyesi'nce bir süre önce yeniden düzenlenen ve çok güzel bir görünüme kavuşturulan Paşabahçe Mesire ve Piknik Alanı ile AKSU Parkı, kente gelenlerin ziyaret ettiği mekanlar arasında.
Sivas Şehit Aileleri ve Gazileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği binasındaki Şehitler Müzesi ile Yukarı Tekke Mezarlığı'nda bulunan askeri şehitlikteki anıevi de çok sayıda kişi tarafından ziyaret ediliyor. Şehitlerin fotoğraflarının, kişisel eşyalarının ve ailelerine yazdıkları mektupların sergilendiği bu müzeler, ziyaretçileri duygulandırıyor.

-SİVAS'TA İNANÇ TURİZMİNİN MERKEZLERİ-

Sivas'taki birçok türbe de özellikle yerli turistler tarafından ziyaret ediliyor. Hz. Muhammed'in sancaktarı olarak bilinen Abdulvahabigazi Hazretlerinin Yukarı Tekke Mezarlığındaki türbesini, birçok kişi ziyaret ediyor.
Hristiyanlar için önem taşıyan ve Avrupa'da 1200 kilise ve manastırın adına ithaf edildiği belirtilen dünyaca ünlü Aziz Vlas'ın Sivas'ta Gökmedrese karşısında bulunan mezarı da yabancı turistlerce ziyaret ediliyor.

-KOYULHİSAR VE GEMEREK'TE YAYLA TURİZMİ-

Sivas'ın Koyulhisar ve Gemerek ilçelerinde ise yayla turizmi yaygın. Koyulhisar ilçesindeki Eğriçimen Yaylası, buz gibi suyu, oksijeni bol havası, yemyeşil doğası ile çok sayıda turisti yöreye çekiyor. Gemerek ilçesindeki Çat Yaylası da doğasıyla insanları etkiliyor. Özellikle yerli tatilcilerin tercih ettiği yaylalarda turistler, çadır da kurabiliyorlar.
Sivas'ın önemli doğal güzellikleri arasında yer alan Gürün ilçesindeki Gökpınar Gölü ve Şuğul Kanyonu da eşsiz doğasıyla görenleri büyülüyor. Turkuaz mavisi görünümüyle adeta doğal bir akvaryumu andıran Gökpınrar Gölü, doğa tutkunlarının uğrak mekanı olurken, Şuğul Kanyonu ise dağcılık sporu ile uğraşanlar ve doğa yürüyüşü sevenlerce tercih ediliyor. Gemerek ilçesine bağlı Sızır beldesindeki Sızır Şelalesi de Sivas'ın önemli doğal güzelliklerinden biri olarak göze çarpıyor. Sızır Şelalesi, özellikle doğa fotoğrafçılarının uğrak mekanı oluyor.
Ayrıca, Suşehri ilçesindeki Kılıçkaya Baraj Gölü'nde de kayık ve tekneyle gezinti yapabilmek mümkün. Ulaş, Zara Tödürge, Hafik gölleri başta olmak üzere birçok sulak alan da, doğa tutkunları tarafından ziyaret ediliyor.
Türkiye'nin en uzun nehri Kızılırmak ile bu ırmağın başlıca kolları olan Tecer ve Yıldız Irmağı, yörenin doğasına ayrı bir güzellik katıyor. Sivas'tan doğup Karadeniz'e dökülen Kızılırmak, doğa tutkunları için bir alternatif mekan olarak göze çarpıyor. Yine Yeşilırmak'ın kollarından biri olan Kelkit Çayı da Sivas'ın Kelkit Vadisi'ndeki ilçeleri Akıncılar, Suşehri ve Koyulhisar'ın doğası açısından büyük önem arz ediyor. Yıldız Dağı, Köse Dağ ve Tecer Dağı, dağcılıkla uğraşanların tercih ettiği mekanlar arasında.

-AŞIKLAR DİYARI SİVAS-

Aşık Veysel, Aşık Ruhsati, Pir Sultan Abdal, Şemseddin Sivasi, Kul Himmet, Sefil Selimi, Aşık Talibi gibi önemli ünlü ozanların memleketi Sivas, ''Aşıklar Diyarı'' olarak biliniyor.
Sivas'a gelenler, kentteki aşıklar derneğinde ozanların saz eşliğinde atışmasını dinlemeden, tarihin izlerini yansıtan ve yöreye özgü birçok hediyelik eşyanın satışının yapıldığı Buruciye Medresesi'nde çay içmeden kentten ayrılmamalı.
Turistler, Aşık Veysel Şatıroğlu'nun Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyündeki mezarını ziyaret edip, Aşık Veysel Müzesi'ni de gezebilir.

-KÜTAHYA: ''ÇİNİ, PORSELEN VE SERAMİK BAŞKENTİ''-

Şifa kaynağı termal turizm merkezleri, Aizanoi Antik Kenti ve Frig Vadisi gibi tarihi, kültürel değerlerinin yanı sıra ''Cihan Devleti'' Osmanlı'nın kuruluşuna, Anadolu'nun kurtuluşuna tanıklık eden toprakları barındıran ''Çini, porselen ve seramik başkenti'' Kütahya, büyük şehirlere yakınlığı ve ulaşım imkanlarının kolaylığıyla ziyaretçilerini bekliyor.
Anadolu'nun batısında yer alan ve 7 bin yıllık tarihi geçmişe sahip Kütahya, ülke nüfusunun çoğunluğunun yaşadığı büyük kentlere yakınlığıyla biliniyor. Kütahya il merkezi, Eskişehir'e 78, Bursa'ya 173, Ankara'ya 311, Konya'ya 323, İzmir'e 334, İstanbul'a 352 kilometre uzaklıkta bulunuyor.
Sağlık turizminin önde gelen illerinden Kütahya'nın Gediz ilçesinde 2, il merkezi, Tavşanlı, Simav, Emet, Hisarcık'ta 1'er olmak üzere toplam 7 termal turizm merkezi, şifa arayanların uğrak yerleri oluyor.
Hem tatilini Kütahya'da geçirmek hem de sağlık turizmi imkanlarından yararlanmak isteyenlerin en önemli alternatifi, Simav'daki Eynal Kaplıcaları. İlçe merkezine 4 kilometre uzaklıktaki Eynal, ziyaretçilerine şifa ve bol oksijen vadediyor. Kalsiyum, sodyum bikarbonat ve sülfat içeren kaplıca suyunun, romatizma, nevralji, cilt ve deri hastalıkları, böbrek taşları, siyatik, kireçlenme ve sedef hastalıklarına iyi geldiğine inanılıyor.
Simav Belediyesince işletilen kaplıca alanında 1000'den fazla yatak kapasiteli iki otel ve apart ünitelerden oluşan konaklama tesisleri yer alıyor. Odalarda termal banyo imkanından yararlanılabiliyor. Eynal Kaplıcaları'nda büyük ve küçük olmak üzere iki Türk hamamı, termal aqua park, restoran, toplantı salonu, piknik alanları, çay bahçeleri, spor alanları bulunuyor.
İl merkezine geldikten sonra kara yoluyla 115 kilometre katederek ulaşılan Gediz ilçesindeki Ilıca ve Murat Dağı Kaplıcaları, romatizmal hastalıklar, mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, eklem ve kireçlenme rahatsızlıklarıyla metabolizma hastalıklarının tedavisine destek oluyor. Ilıca Kaplıcaları'nda 464 yatak kapasiteli apart ünitelerden oluşan konaklama tesisleri, termal havuz ve hamamlar, kür merkezi, şifa arayanlara hizmet veriyor.
Kütahya'ya 16 kilometre uzaklıktaki Ilıca, Tavşanlı'daki Göbel, Emet'te yer alan Yeşil ve Kaynarca, Hisarcık'ta bulunan Esire Kaplıcaları da bu önemli şifa merkezleri arasında sayılıyor.

-ROMA VE FRİG MEDENİYETLERİNİN AYAK İZLERİ-

İl merkezine geldikten sonra 57 kilometrelik kara yoluyla ulaşılan Çavdarhisar ilçesindeki Aizanoi Antik Kenti, Roma İmparatorluğu'nu günümüze taşıyan nadide eserleri barındırıyor. 1970 yılından itibaren aralıksız sürdürülen kazılarda gün ışığına çıkarılan Zeus Tapınağı, agora, hamam, stadyum ve tiyatronun yanı sıra dünyanın ilk borsası, sütunlu cadde, nekropoller, tarih turizmine ilgi duyanların mutlaka görmesi gereken yerler arasında bulunuyor.
Kütahya-Eskişehir karayolunun 26. kilometresi yakınında başlayıp Ovacık köyüne kadar ilin doğusu boyunca uzanan çamlar arasındaki kayalık alanda yer alan Frig Vadisi ise Kapadokya bölgesini andırıyor.
Friglerin ana tanrıçası Kybele'ye adanmış açık hava tapınakları, savunma amaçlı yapılar, kayaların oyulmasıyla oluşturulan barınak, mezar odaları, ağıl, ahır, sarnıç, ambar, kilise ve şapeller, ziyaretçilerini bekliyor.
Merkeze bağlı Kumarı Mahallesi'nde bulunan ve Doğu Roma, Selçuklu, Germiyan, Osmanlı ile Cumhuriyet dönemlerine tanıklık eden, 1000 yıllık olduğu tahmin edilen Türkiye'nin en yaşlı anıt kestane ağacı, ziyaretçilerinin görmesi gereken şeylerden biri.
Kütahya Kalesi ise il merkezine hakim bir tepede asırlardır adeta kente bekçilik yapıyor. Selçuklular döneminden kalma bir mescidin de bulunduğu kalede, 40 yıl önce yapılan ve halen işletilen ''Döner Gazino'', 45 dakikada çevresinde bir tur atarak ziyaretçilerinin kenti oturdukları yerden izlemesine imkan sağlıyor.

-KONT DRAKULA BURADA HAPSEDİLDİ-

Düşmanlarını kazığa vurdurarak öldürdüğü için ''Kazıklı Voyvoda'' diye anılmasının yanı sıra ''Vampirlerin atası Kont Drakula'' olarak bilinen 3. Vlad'ın, Emet ilçesine bağlı Eğrigöz beldesindeki kalede hapis yattığına inanılıyor.
3. Vlad'ın, Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından esir edildikten sonra Eğrigöz Kalesi'nde hapsedildiğine dair bilgilerin bundan birkaç yıl önce internette yayılmasının ardından, Eğrigöz beldesi yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye başladı.
Eğrigöz Kalesi'nden, ''Drakula'' namıyla efsaneleşen vampirin hapsedildiği yer olarak söz eden internet sitelerinde, sarp kayalıkların üzerinde kurulan, dört yanı uçurumlarla kaplı olduğundan kaçması imkansız olan bu kaleden sadece ''Drakula''nın kaçtığının belirtilmesi, bu yapının da ilde görülmesi gereken yerler listesine katılmasına yeterli oluyor.
Kurtuluş Savaşı'nın kazanıldığı Başkomutan Meydan Muharebesi'ne tanıklık eden Dumlupınar ilçesi ile Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepe Çalköy beldesindeki şehitlik ve anıtlar, Cumhuriyet tarihinin mutlaka görülmesi gereken önemli yerleri arasında bulunuyor.
Dünyaca ünlü Türk gezgin Evliya Çelebi'nin memleketi Kütahya, İç Ege mutfağının özgün damak tatlarını da ziyaretçilerine sunuyor. Kent merkezinde yöresel yemekler, Germiyan Sokağı'ndaki tarihi konaklarda sunuluyor.
Alışveriş yapmak ve hediye almak isteyenler için Kütahya'daki en önemli alternatifler, çini, seramik ve porselen ürünleri olarak dikkati çekiyor.