Yurt Haberleri Müdürlüğü - Tarihi 6 bin yıl öncesine kadar uzanan Kayseri, günümüze kadar ayakta kalmayı başaran eserlerle ve doğa harikası mekanlarıyla dikkat çekiyor.
İç Anadolu Bölgesi'nin önemli kentlerinden Kayseri, kent merkezinde bulunan tarihi eserlerinden Roma dönemine ait Kayseri Kalesi, Selçuklular dönemine ait Hunat Medresesi ve camisi, Anadolu'nun ilk tıp merkezi kabul edilen Şifahiye ve Gıyasiye Medreseleri, Ulu Cami ve Döner Kümbet'iyle ziyaretçilerini bekliyor.
Kayseri'deki doğa harikalarından biri de Yahyalı ilçesindeki Kapuzbaşı şelaleleri. Yüksekliği ve debisi bakımından dünyanın sayılı şelaleleri arasında gösterilen Kapuzbaşı takım şelaleleri, 3 farklı şelaleden oluşuyor. Şelale yakınında kurulan küçük ahşap evler, tatilcilere konaklama imkanı da sunuyor.
Kış aylarında toz şeklindeki karıyla ünlü Erciyes, yazın da serin havasıyla tatilcileri ağırlıyor. Erciyes Dağı'nın güney eteklerinde bulunan Develi, Yahyalı ve Yeşilhisar ilçeleri arasındaki Sultansazlığı Milli Parkı da doğa severlerin vazgeçemediği mekanlardan biri. Sıcak bölgelere göç eden kuşların önemli konaklama alanları arasında yer alan ve 300'den fazla kuş çeşidini barındıran Sultansazlığı Milli Parkı, bahar aylarında fotoğraf meraklıları için cazip bir mekan.
Yeşilhisar'a bağlı Soğanlı köyündeki ören yeri de ''Kayseri'nin Kapadokyası'' olarak nitelendiriliyor. Doğal kaya oluşumları ve kayadan oyma kiliseler, turistlerin ilgisini çekiyor. Hediyelik eşya almak isteyenler için, yöre kadınlarının bezlerden yaptığı folklorik kıyafetli Soğanlı Bebekleri, güzel bir seçenek.
Develi ilçesine bağlı Ayşepınar köyü yakınlarındaki Roma dönemine ait kayadan oyma yapılar ve Franklin Yazıtları da tarihi bir yolculuk yapmak isteyen turistlere farklı bir mekan sunuyor.
Tarihi 6 bin yıl öncesine kadar uzanan Kayseri, günümüze kadar ayakta kalmayı başaran eserlerle de dikkati çekiyor. 4 bin yıl önce Asur Ticaret Kolonilerinin ticaretle uğraştıkları Kültepe Höyüğü'ndeki kazılarda ortaya çıkarılan çivi yazılı kil tabletler, kentteki ticari hayatın ne kadar eski olduğuna ışık tutuyor.
Özellikle Selçuklu dönemine ait çok sayıda tarihi değeri barındıran Kayseri, aynı zamanda Mimar Sinan'ın doğduğu Ağırnas beldesinde de turistlere, Sinan'ın doğduğu evi görme imkanı sunuyor.
Talas ilçesinin güneyinde bulunan Ali Dağı, yamaç paraşütü tutkunlarını kendine çekiyor. Ulusal ve uluslararası birçok organizasyona ev sahipliği yapan Ali Dağı'nın eteklerinde keşfedilen yer altı şehri de konuklarını tarihte yolculuğa çıkarıyor.

-NEVŞEHİR VE PERİ BACALARI DİYARI KAPADOKYA-

Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesi, son yıllarda yabancı turistler kadar yerli tatilcilerin de ilgi odağı oluyor.
Doğa harikası peribacaları, balon turları, yeraltı kentleri, gerek Hristiyanlık, gerekse Müslümanlık için büyük önem taşıyan tarihi eserleri ve kayadan oyma butik otelleri ile Kapadokya, tatilini otantik bir mekanda geçirmek isteyenlere alternatif sunuyor.
Kapadokya bölgesindeki tarihi ve turistik mekanları ziyaret etmek, balon turu yapmak, bölgedeki eşsiz vadileri keşfetmek, bölgeye özgü kayadan oyma butik oteller veya peribacalarından dönüştürme pansiyonlarda otantik bir gün geçirmek için en az 3 gün gerekiyor.
Kapadokya bölgesinde görülmeden dönülmemesi gereken tarihi mekanlar arasında, Göreme Milli Parkı sınırları içindeki Göreme Açık Hava Müzesi en başta yer alıyor. Açık hava müzesindeki tarihi kiliseler, şapeller, peribacaları, ilginç doğa oluşumları görenleri adeta tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
Nevşehir'in Avanos ilçesi sınırlarındaki Zelve Açık Hava Müzesi ve Zelve Ören Yeri de içindeki sivri uçlu peribacaları, şapelleri ve özellikle 9. ve 13. yüzyılda Hristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden biri oluşuyla dikkat çekiyor.
Derinkuyu ilçesindeki Derinkuyu Yeraltı Kenti veya merkeze bağlı Kaymaklı beldesindeki Kaymaklı Yeraltı Kenti de bölgede mutlaka görülmesi gereken mekanlar arasında yer alıyor. Bölgede sayıları yaklaşık 300 olan ancak bazılarının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ziyarete açık tutulan, geçmişte insanların ibadet ve gizli barınma yerleri olarak kullandıkları tarihi yer altı kentleri, yerli ve yabancı turistlerin gözde mekanları arasında bulunuyor.

-İNANÇ TURİZMİ

Doğa ve kültür turizminin yanı sıra bölge inanç turizmine de hizmet veriyor. Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesindeki Hacı Bektaş Veli'nin türbesinin de bulunduğu müze ve külliye görülmeye değer mekanlar arasında yer alıyor.
Kapadokya bölesi aynı zamanda Selçuklu ve Osmanlı eserleri ile Müslümanlar, binlerce kilise ve şapellerle de Hristiyanlar için büyük önem taşıyor.
Nevşehir merkezindeki Damat İbrahim Paşa Cami ve Külliyesi, Acıgöl'deki Hitit kaya kitabesi bunlardan sadece birkaçı.

-BALONA BİNMEDEN DÖNMEYİN-

Kapadokya adından, peribacaları kadar balon turlarıyla da söz ettiriyor. Kapadokya, dünyada balon turlarına en uygun bölgeler arasında gösteriliyor. Sabahın erken saatlerinde yapılan balon turları, turistlere Kapadokya'nın eşsiz görüntüsünü gökyüzünden keşfetmesine imkan sağlıyor.
Kapadokya bölgesinin el sanatları merkezi olarak bilinen Avanos ilçesi ise ziyaretçilerine birbirinden ilginç el sanatlarının yapımını görme ve deneme fırsatı veriyor.
''Kör de bilir Avanos'un yolunu, çanak çömlek kırıklarından'' sözleriyle tarif edilen ilçede, Hititlerden günümüze kadar yaşatılan çanak-çömlek yapımı geleneği halen sürüyor.

-KAPADOKYA'DA GÜN BATIMI KEYFİ-

Kapadokya, gün batımının dünyada en iyi izlenebildiği mekanlar arasında yer alıyor.
Nevşehir'in Ürgüp ilçesine bağlı Ortahisar beldesindeki Kızılçukur Vadisi, Türkiye'nin yanı sıra dünyada gün batımının en iyi izlenebildiği mekanlar arasında gösteriliyor. Gün batımı sırasında çoğunlukla kızıla, kimi zaman da yeşil renge dönüşen vadi ve peribacaları turistleri büyülüyor. Gün batımındaki kızıl görünümüyle Kızılçukur Vadisi, Amerika'nın dünyaca ünlü Colorado kanyonlarını da anımsatıyor.
Güneşin son ışıklarını izleyebilmek için Kapadokya'ya gelen turistler, batan güneşle birlikte bol bol hatıra fotoğrafları çektiriyor. Turist akınına uğrayan Kızılçukur Vadisi, gün batımının en iyi izlenebildiği mekanlar arasında yer alması nedeniyle hem Kapadokya, hem de ülke turizmine büyük katkı sağlıyor.
Kapadokya'nın eşsiz vadileri de özellikle hem yürüyüş yapmak hem de fotoğraf çekmek için meraklılarını bekliyor. 1 saat ile 3 saat arasında değişen vadri yürüyüşleri de alternatif bir tatil fırsatı sunuyor.
Doğa ve inanç turizminin yanı sıra termal turizm ile de öne çıkan Kapadokya'da, Nevşehir'in Kozaklı ilçesinde turistik termal tesisler de şifa dağıtıyor. Yatak kapasitesinin 7 bin 700'e ulaştığı ilçede, turistik konaklama tesisleri tatilcilere termal keyfi sunuyor.

-EĞLENCE MERKEZİ AVANOS VE ÜRGÜP-

Kapadokya'da, turistlere yönelik eğlence merkezleri ağırlıklı olarak Avanos ve Ürgüp ilçelerinde hizmet veriyor. Bölgenin tarihi ve turistik merkezlerini ziyaret eden yerli ve yabancı turistler, eğlence için Avanos ve Ürgüp'teki mekanlara gidiyor. Ürgüp, Avanos ve Uçhisar'daki bar, disko ve yerin metrelerce altındaki yeraltı eğlence merkezlerinde, özellikle akşamları düzenlenen paket eğlence programları ve Türk gecelerinde, gündüz bölgeyi keşfeden turistlere ve tatilcilere akşam ise hem günün yorgunluğunu üzerlerinden atmak hem de gönüllerince eğlenme imkanı sağlanıyor.
Türk gecelerinde folklor gösteriler ve canlandırmalarla Kapadokya bölgesinin kültürü de tanıtılıyor.

-KAPADOKYA'NIN YÖRESEL YEMEKLERİ-

Bölgedeki yöresel yemekleri ise gerek sunumu, gerek lezzeti ile hem görülmeye hem de tadılmaya değer. Bölge halkının ''Ağ Bakla'' olarak bildiği tandırda kuru fasulye, testisi sunum sırasında kırılarak sunulan testi kebabı, Nevşehir tava ve sanayi pilavının muhakkak tadılması öneriliyor.
Nevşehir ve Kapadokya bölgesinin yemeklerinin yanı sıra çerezlik kabak çekirdeği, kuru ve yaş üzümü ile patatesi de yöreye özgü yiyecekler arasında yer alıyor.
Kapadokya bölgesinde çok çeşitli üzümlerden üretilen ve gerek yurt içinde gerekse yurt dışında birçok ödül alan Kapadokya şarabına da özellikle yabancı turistler büyük ilgi duyuyor.

-AŞIKLAR DİYARI KIRŞEHİR-

Neşet Ertaş gibi yetiştirdiği bir çok halk aşığıyla tanınan Kırşehir, tarihi değerleri ile de turistler için alternatif imkanlar sunuyor.
Kırşehir'deki tarihi eserler arasında en çok ilgiyi, Cacabey Camisi görüyor. Selçuklular döneminde 1271 yılında Kırşehir Emiri Nurettin Cibril bin Cacabey tarafından yaptırılan camide, tarihi kayıtlarda astronomi alanında eğitim verildiği bildiriliyor.
Kırşehir, esnaf ve sanatkarlar arasında birlik ve beraberliği sağlayan Ahilik Teşkilatı'nın kurucusu Ahi Evran Veli'nin türbesine de ev sahipliği yapıyor. Türbe, 1482 yılında yapılan Ahi Evran Camisi'nde bulunuyor.
Kentin doğal güzellikleri arasında bulunan Seyfe Gölü de barındırdığı kuş türleri ile doğa severlerin ilgisini çekiyor. Kaman ilçesine bağlı Çağırkan beldesinde, kazı çalışmaları Japon bilim adamlarınca sürdürülen Kalehöyük, binlerce yıl öncesine ışık tutuyor.
Japonların, kazı alanının yakınına kurduğu ve ülkelerine özgü bitki türlerinin yetiştirildiği Japon bahçesi de kentin görülmeye değer yerlerinden biri.
Kırşehir sınırları içinde bulunan Hirfanlı Baraj Gölü de adeta ''Anadolu'nun denizi'' konumunda. Su sporu meraklıları, baraj gölünde su kayağı, yelken ve rüzgar sörfü gibi sporları yapabiliyor. Kent merkezinde termal kaplıcalar da bulunan Kırşehir, bu özelliği ile hem tatil yapmak hem de şifa bulmak isteyenler için alternatifler sunuyor.
Mucur ilçesi ile Dulkadirli beldesindeki yer altı şehirleri de kentin görülmeye değer mekanları arasında yer alıyor.

-AÇIK HAVA MÜZESİ NİĞDE-

Niğde de diğer Anadolu illeri gibi barındırdığı tarihi değerleri ile turizme hizmet ediyor.
Niğde'nin görülmeye değer en önemli eserleri arasında, Niğde Kalesi yanındaki Alaattin Camisi geliyor.
1123 yılında yaptırılan caminin giriş kapısında günün belirli saatlerinde kadın başı figürü beliriyor. Doğu kapısına saat 09.30-11.30 saatleri arasında düşen güneşin gölgesi, taçlı bir kadın başı figürü oluşturuyor.
Efsaneye göre caminin ustası, aşık olduğu ve hiç evlenemeyeceğini bildiği Niğde Sancakbeyi'nin kızına duyduğu aşkı sonsuza dek yaşatmak için kapı süslemesinde ışık hilesine başvurmuş.

-GÜLEN MERYEM ANA FİGÜRÜ-

Kent merkezinden 6 kilometre uzaktaki Gümüşler Manastırı ise dünyada eşine ender rastlanan güzellikleri barındırıyor. Yüzyıllardır ihtişamını koruyan manastır, duvarındaki gülen Meryem Ana figürü ile tanınıyor.
Bor ilçesine bağlı Kemerhisar beldesinde 8 yıldan bu yana sürdürülen Tyana Antik Kenti kazılarında, saklı kalan tarih gün yüzüne çıkarılmaya çalışılıyor. Kemerhisar'ın adını, yüzyıllardır ayakta kalmayı başaran su kemerlerinden aldığı belirtiliyor.
İlçede, dünyanın ''ilk olimpik yüzme havuzu'' olarak nitelendirilen havuz da turistlerin görmek istediği mekanlar arasında. Kraliçe Kloepatra'nın bu havuzda süt banyosu yaptığı da rivayet ediliyor.
Şehir merkezindeki Niğde Müzesi, sergilenen mumyalarıyla ziyaretçilerin akınına uğruyor. ''Mumyalı Müze'' olarak da bilinen müze, 2003 yılında Avrupa'da yılın müzesine aday gösterilmişti. Ulukışla ilçesine bağlı Çiftehan beldesindeki kaplıcalar da, termal turizm tercih edenler için önemli bir merkez konumunda.

-MEVLANA DİYARI KONYA-

Yılda 2 milyona yakın yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Mevlana Müzesi'nin bulunduğu Konya, doğal güzellikleriyle de turistlerin ilgisini çekiyor.
Konya'ya gelen bir kişinin, şehri daha iyi anlayabilmesi için öncelikle Mevlana Müzesi'ne uğraması gerekiyor. Mevlana ve yakınlarının kabirlerinin bulunduğu, olağanüstü süslemelerin göze çarptığı müzede ziyaretçileri Mevlevi kültürünün izlerini taşıyan eserler, el yazması kitapların yanı sıra balmumu derviş heykelleri karşılıyor.
Kente gelen kişiler, Konya Büyükşehir Belediyesince 20 ayrı dilde bastırılan Mevlana'nın en önemli eserlerinden biri olan 6 mini ciltlik Mesnevi'yi, Mevlana şekerlerini ya da üzerinde Mevlana ve Mevlevilik konularının öne çıktığı hediyelik porselen-bakır kaplar ve semazen heykelciklerinden satın alabilir.
Cumartesi günleri Konya'ya gelenler, yine belediyenin Mevlana Kültür Merkezi'nde ücretsiz sunduğu sema gösterisini izleme olanağına sahip.
Konya sınırları içinde Türkiye'nin en büyük göllerinden olan Tuz Gölü'nün yanı sıra Beyşehir, Akşehir, Meke, Suğla ve Çavuşcu gibi çok sayıda göl bulunuyor. Konya-Isparta sınırı üzerindeki Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan ve tektonik-karstik olaylarla meydana gelen Beyşehir Gölü, aynı zamanda Türkiye'nin en önemli milli parkı arasında yer almasıyla kenti ziyaret edenlerin dikkatini çekiyor.
Beyşehir ilçesine gölü görmek için gelen turistlere, milli park alanı içerisinde su sporları, dağ sporları ve av sporları yapma imkanı sunuluyor. Önemli bir kuş üreme, barınma, beslenme ve konaklama merkezi olan göl, yılın her mevsimi fotoğraf tutkunlarına önemli görsellik sunuyor.
Ankara, Konya ve Aksaray sınırlarının kesiştiği yerde olup bir kısmı Konya ili sınırları içerisinde yer alan Tuz Gölü, son yıllarda kuraklığın etkisini fazlasıyla hissetse de mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında yer alıyor.
Karapınar ilçesinde görünümü nedeniyle ''dünyanın nazar boncuğu'' olarak adlandırılan Meke Gölü de görülmeye değer doğal güzellikler arasında sayılabilir.
Volkanik patlamayla 5 milyon yıl önce meydana gelen kraterin, zamanla suyla dolarak göle dönüşmesiyle oluşan Meke Gölü, yakın zamana kadar büyüleyici manzarasıyla görenleri kendine hayran bırakıyordu. Son yıllarda kuraklık ve yer altı suyu seviyesindeki düşüş nedeniyle kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalan gölü yeniden eski günlerine döndürmek için yoğun çaba harcanıyor.
Konya-Afyonkarahisar il sınırında yer alan Akşehir, Suğla ve Çavuşcu gölleri de ziyaret edilmesi gereken doğal güzellikler arasında yer alıyor.

-KONYA'NIN MEŞHUR MERAM BAĞLARI-

İl merkezine 8 kilometre uzaklıkta bir mesire yeri olan Meram Bağları da Konya'yı ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken yerler arasında ilk başlarda geliyor.
Meram'a gelenler, Selçuklular döneminden köprü, Karamanoğulları devrinden Hasbeyoğlu Mescidi, hamamı ve Tavus Baba Türbesi'ni ziyaret edebilirler.
Yine Beyşehir'in güneybatı kıyısında Heyran köyü yakınlarında Selçuklu Sultanı 1. Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılan yazlık Kubadabad Sarayı'nın kalıntıları gezilebilir.

-HASAN DAĞI'NIN GÖLGESİNDEKİ AKSARAY-

10 bin yıllık tarihi geçmişinde onlarca medeniyete ev sahipliği yapan Aksaray, Hasandağı, Güzelyurt, Ihlara Vadisi ve Tuz Gölü gibi doğal güzellikleri ile dikkati çekiyor.
Aksaray merkeze 35 kilometre uzaklıktaki temiz havası ve tatlı suyu ile ünlü Helvadere beldesinden 3 bin 268 metre yüksekliğindeki Hasandağı'na tırmanmak, kayak yapmak ve dağ eteklerindeki antik Nora Şehri'ni görmek isteyenler her yıl Hasandağı tırmanışlarına katılıyor.
Hasandağı'nın binlerce yıl önce püskürmesiyle açığa çıkan tüf tabakaların Melendiz Çayı'nın hızlı akan sularıyla aşınması sonucu oluşan Ihlara Vadisi, yer yer 80-100 metre derinliği ile doğa tutkunları için farklı heyecanlar sunuyor.
Yer altı şehirleri, kaya oyma kilise ve yaşam mekanları ile ünlü Belisırma köyünden geçerek Peri Bacaları ile ünlü Selime beldesine kadar uzanan 14 kilometre uzunluğundaki Ihlara Vadisi, yerli ve yabancı binlerce turistin doğa yürüyüşü yaptığı önemli merkezler arasında yer alıyor.
Kentte, sahip olduğu doğal güzelliğini günümüze kadar korumayı başaran Güzelyurt ilçesi de mutlaka görülmeli.
Sıcak suları ile ünlü Ziga ve Krater gölleri ile 48 derecelik sıcaklığıyla Türkiye'nin en iyi termal kaplıca merkezi olan Ziga Termal Kaplıcaları, soğutulmayan ve ısıtılmayan termal kaplıca alanı olarak turistlerin ilgisini çekiyor.

-KARAMAN-

Karaman, içinde barındırdığı doğal güzelliklerle, doğa tutkunları için mutlaka gezilmesi gereken yerlerden.
Karamanoğlu Mehmet Bey'in ''Türkçe'den başka dilin konuşulmasını yasakladığı'' topraklarda tarihin izlerini sürmek mümkün. Karaman'ın güneyindeki Bucakışla köyü yakınlarında bulunan Nunu Vadisi'nin ortasından geçen Göksu Nehri vadinin güzelliğini tamamlıyor.
Bunun yanında Ermenek, Sarıveliler ve Başyayla ilçelerinin eşsiz güzellikteki yaylaları, zirvelerinden yılın 12 ayı kar eksik olmayan dağları ve her vadiden akan dereleri ile ilgi çekiyor.
Kardelenleriyle ünlü Dumlugöze köyü, hala yüzyıllar önceki doğallığıyla köy yaşamının hatırlatıyor. Ünlü tatil yöresi Alanya'ya sadece 60 kilometre uzaklıkta olan köy, denizden sıkılan gezginler için alternatif bir yer özelliğini taşıyor.
Karaman'ın ortasında birden bire sivrilen, sönmüş bir volkanik dağ olan Karadağ da görülmeye değer doğal güzellikler arasında yer alıyor.

-YOZGAT'A GELENLER TESTİ KEBABI YİYOR-

''Bozok Yaylası'' olarak da adlandırılan ve ilk çağlardan beri yerleşim yeri olan Yozgat, bozulmamış doğası, misafirperver sıcakkanlı insanları, sahip olduğu tabiat güzellikleri, mesire yerleri, yüksek ovaları, tarihi, kültürel, turistik değerleri ve kaplıcalarıyla gezilip görülmesi gereken İç Anadolu'nun en güzel illerden birisi.
Türkiye'nin ilk milli parklarından olan Çamlık Milli Parkı'nın da bulunduğu kente gelenler, parkta kamp ve konaklama imkanına sahip.
Doğal yapısından dolayı rafting, trekking ve dağcılık gibi doğa sporlarına son derece elverişli olan Kazankaya Vadisi, doğa sporu meraklıları için mutlaka gezilip görülmesi gereken mekanlardan. El değmemiş doğasıyla dikkat çeken kanyonda balık, tilki, tavşan gibi hayvanların yanı sıra su samurunu da görmek mümkün.
Akdağ Ormanları, soğuk su kaynakları ve yaylalarıyla güzel bir piknik yeri.
Yozgat kaplıcalar ve şifalı sular bakımından zengin bir il. Sarıkaya, Karadikmen, Yerköy Kaplıcası ve Yeşilova Ilıcası'nun sularının romatizma, safra yolları, barsak hastalıkları, idrar yolları, cilt ve kadın hastalıklarına iyi geldiği belirtiliyor.
Çapanoğlu Camii, Çeşka Kalesi Yeraltı Şehri, Kerkenez Antik Şehir Pteria, Akdağmadeni Kilisesi Behramşah Kalesi kentin görülmesi gereken tarihi mekanlarının başında geliyor.
Yozgat'a gelenler yörenin meşhur testi kebabını yemeden gitmiyor.

-HİTİT MEDENİYETİNE AÇILAN KAPI ÇORUM-

Orta Karadenizde yer alan ve önemli geçiş yollarının üzerinde yer alan Çorum, tarih ve kültür turizminin Türkiye'deki en önemli merkezleri arasında yer alıyor.
7 bin yıl önce topraklarında yaşayan Hitit medeniyetinin başkenti Hattuşa'nın yanı sıra, Hitit antik kenti Şapinuva ve Alacahöyük'e de ev sahipliği yapan Çorum, tarihe yolculuk yapmak isteyenleri misafir etmeyi bekliyor.
Çorum, tarih ve kültür turizmi kadar Çorum Valiliği tarafından hayata geçirilen ''Hitit Yolu Yürüyüş ve Bisiklet Parkurlarıyla'' da doğa sporcuları için alternatif seçenekler sunuyor.

-TANRILARIN KENTİ HATTUŞA-

Çorum il merkezine 87 kilometre uzaklıkta bulunan Boğazkale ilçesi Hitit Medeniyeti'nin başkenti Hattuşa'yı topraklarında barındırıyor.
1986 yılından beri Hattuşa, ''UNESO'nun Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alırken, buradan çıkarılan yazılı tablet arşivleri de 2001 yılından bu yana ''Unecsco'nun Dünya Belleği Listesi''nde bulunuyor.
Tarihi Milli Park olan Hattuşa ören yerinden Hitit metinlerinde ''Bin tanrılı kent'' olarak söz edilirken, Büyük Tapınak başta olmak üzere başkentte 31 tapınak yer alıyor. Hattuşa'nın misafirlerini etkileyen ve Hititlerin sanatsal yönünü gözler önünü seren Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı yüksek kayalar arasına gizlenmiş haliyle görenleri şaşırtıyor.
Tapınakta 90'dan fazla tanrı, tanrıça, hayvan ve hayal ürünü yaratık, kaya üzerine işlenmiş halde yer alıyor. Hitit medeniyetinin dini törenlerine şahitlik eden Alacahöyük ise Çorum'a 45 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Sfenksli iki kapısı ve yenilen kral mezarları Hitit medeniyetinin sanat, kültür, din ve devlet hayatına dair ip uçları veriyor.

-HİTİTLERİN KERVAN YOLLARINDA TREKKİNG HEYECANI-

Çorum Valiliği'nce hayata geçirilen ''Hitit Yolu Yürüyüş ve Bisiklet Parkurları'' Hititlerin kullandığı kervan yollarında yeniden yürümenin heyecanını yaşatıyor. Eski göç ve ticaret yollarını kapsayan ve profesyonel yürüyüş parkurlarıyla düzenlenen yürüyüş yolu, doğa sporlarına ilgi duyanları bekliyor.
385 kilometrelik yürüyüş, 406 kilometrelik de dağ bisiklet parkuru bulunan yol güzergahı boyunca irili ufaklı göletler ile tarihin gizemli havası yürüyüşçülere eşlik ediyor.

-KYBELE KABARTMALARININ BULUNDUĞU İNCESU KANYONU-

Çorum kent merkezine 57 kilometre uzaklıkta bulunan Ortaköy ilçesindeki 12,5 kilometre uzunluğundaki İncesu Kanyonu rafting, trekking, doğa fotoğrafçıları ve kamp kurmak isteyenler için güzel imkanlar sunuyor.
Her iki yamacı sarp kayalık olan ve yer yer ormanlık alanlara rastlanan kanyon, suyunun azaldığı Temmuz ve Ağustos aylarında rahatlıkla gezilebilirken, suyun aktığı yöne doğru sol tarafta kayalar üzerinde Anadolu yarımadasındaki en büyük Kybele (tanrıça) kabartması bulunuyor.
Kanyonun tepesinde eski bir yerleşimin kalıntıları ve içinde kaya merdivenlerin bulunduğu bir mağara yer alıyor. Halk arasında 'Kale' olarak anılan mağaraya, işaretlenmiş 4 kilometrelik bir patikayla ulaşabilmek mümkün.

-FOTOĞRAF SANATÇILARININ GÖZDESİ İSKİLİP-

Çorum'a 56 kilometre uzaklıktaki İskilip, tarihi arastaları, unutulmaya yüz tutmuş meslekleri, Ortaçağ evleri ile yaşayan bir Anadolu kenti.
Doğal bir oluşum olan Yivlik Kayası birçok gezginin gravürlerine konu olurken, İskilip Kalesi de iki kaya mezarına ev sahipliği yapıyor. Etrafı yüksek dağlarla çevrili olan ilçe son zamanlarda yapılan tanıtımlarla özellikle fotoğraf sanatçılarının yeni mekanları arasında yer alıyor.
Modern hayata rağmen Anadolu'nun bozulmamış havasının hüküm sürdüğü ilçenin tarihi arastalarında ayakkabı, demir, ahşap, semer ustaları mesleklerini yaşatmak için var gücüyle çalışıyor. Çorum, tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan, Doğu Anadolu'yu Karadeniz'e bağlayan D-100 karayolu üzerindeki pirinciyle ünlü Osmancık ilçesindeki tarihi Koyunbaba Köprüsü, Ermeni evleri ile tarihi antik kentleri barındıran Alaca, Boğazkale, Ortaköy'ü ve eşsiz yaylalara sahip Kargı, Bayat ilçeleriyle deniz ve sahilin dışında alternatif tatil fırsatları arayanların gidebileceği cazibe merkezleri arasında.