Yurt Haberleri Müdürlüğü - Yeşil ve mavinin buluştuğu turizm cenneti Balıkesir'in eşsiz güzellikteki koyları ve adalarının yanı sıra insanlara binlerce yıldır şifa dağıtan termal kaynakları tatilcilerin gözdeleri arasında yer alıyor.
Ege ve Marmara denizlerine kıyısı bulunan Balıkesir, tarihi ve kültürel mirasıyla görülmeye değer illerin başında geliyor. Tatil için Balıkesir'i tercih edenlerin, Cunda (Alibey) Adası'nda balık yemeden, yöreye has höşmerim tatlısının tatmadan, süt ve et ürünlerinin yanı sıra kolonya, zeytin ve zeytinyağından almadan, Ayvalık Şeytan Sofrası'nda gün batımını izlemeden ve Susurluk ayranını içmeden evlerine dönmemeleri öneriliyor.
Balıkesir'e İstanbul'dan karayoluyla 5, deniz yoluyla 2 saatte ulaşılabiliyor. İstanbul'dan Edremit Körfezi'ne, Ankara'dan ise Balıkesir merkeze uçak seferleri var. İstanbul'dan 2 saatlik deniz yolculuğuyla ulaşılabilen Bandırma ilçesinden Erdek'e ulaşmak için 15 dakikalık kara yolculuğu yapılması gerekiyor.
Bu bölgeye ulaşıldığında, Kapıdağ Yarımadası'ndaki Kirazlı Manastırı'nı, Erdek ve Ergili'de gün yüzüne çıkarılan Kyzikos ve Daskyleion antik kentlerini görme, birbirinden güzel koylarda denize girme ve ardından 34 kilometre uzaklıktaki Kuşcenneti Milli Parkı'na giderek, kuş sesleri arasındaki o büyüleyici manzarayı yaşayabilme şansına bir günde sahip olunabiliyor.
Tatilciler, Susurluk'ta mola vererek meşhur ayranıyla, bölge ürünlerinden yapılan tostunun tadına bakabiliyor.
Tarihe tutkun olanlar Balıkesir kent merkezindeki Zağanos Paşa Camii ile Kuva-i Milliye ruhunun doğduğu ve bugün o kahramanların eşyalarının sergilendiği müzeyi görebilirler.
Balıkesir'in en büyük ve mimari yönden en mükemmel yapısı konumunda bulunan, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in ünlü veziri Zağanos Mehmet Paşa tarafından yaptırılan Zağanos Paşa Camii, en fazla ziyaret edilen yerlerin başında geliyor. Camide Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği tarihi hutbe de okunabiliyor.
Hemen yanındaki Karesi Türbesi'ne uğranılıp, ardından 5-6 dakika mesafedeki Kuva-i Milliye Müzesi'ne gidilerek, tarihe bir yolculuk yapabilme imkanı yakalanabiliyor.
Ayvalık merkezden 15 dakikalık mesafede bulunan Şeytan Sofrası, yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. Deniz, koylar ve çamlıkları adeta ayakların altına seren Şeytan Sofrası'nda, büyüleyici ve unutulmayacak günbatımı mutlaka izlenmeli.
Ayvalık'a gidenler, ilçeyi açık denize karşı kapayan Alibey (Cunda) Adası'nı görmeden dönmemeli. Bir köprüyle karayolundan geçmenin mümkün olduğu Cunda Adası, doğal güzelliklerinin yanı sıra, balıkçı lokantalarında, deniz mahsulleri, mezeleri ve zeytinyağlı ot yemekleriyle ziyaretçilere Ege mutfağından sağlıklı bir yemek ziyafeti sunuyor.
Altınoluk ilçesi sınırları içinde bulunan Şahinderesi Kanyonu, oksijen yoğunluğu açısından dünyada Alplerden sonra yüzde 55'le ikinci sırada bulunuyor. Kazdağları'nın Altınoluk bölgesi eteğinde bulunan kanyon, piknik alanları, konaklama tesisleri ve restoranlarıyla ziyaretçilerini bekliyor.

-YALOVA'DA DOĞA VE TEMİZ HAVA BİRARADA-

İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi Türkiye'nin büyük şehirlerine deniz ve kara yoluyla sadece 1 saat mesafedeki Yalova, bir sayfiye kenti olarak ziyaretçilerine deniz, doğa ve temiz havayı bir arada sunuyor.
Yüzölçümünün yaklaşık 3'te 2'si ormanlarla kaplı olan Yalova, sahip olduğu doğal güzellikleri ''Yeşil-Mavi Yol'' adı verilen 189 kilometrelik seyir yolunda ziyaretçilerine sunuyor.
Yalova'nın doğusundaki Altınova'dan başlayarak, batısındaki Armutlu'ya kadar yarımadayı baştan başa kateden ''Yeşil-Mavi Yol'' güzergahında hem tarih hem de doğal güzellikler bulunuyor.
Birçok bölgesinde trekking, fotoğraf gezileri gibi pekçok etkinliğin yapılabildiği yol güzergahı, dönemin önemli devlet adamlarından olan Osmanlı Sadrazamı Hersekzade Ahmet Paşa'nın adını taşıyan camiden başlıyor.
Altınova merkezinden araçla birkaç dakika mesafede olan Karadere köyünde ise Osman Gazi'nin Bizanslılarla yaptığı ilk savaşlardan olan Çobankale'de yer alan anıtla, tarihe tanıklık edilebiliyor.
Kent merkezinin 4 kilometre doğusundaki Çiftlikköy'de ise Doğu Roma döneminden kalma Kara Kilise yer alıyor.

-ATATÜRK'ÜN TALİMATIYLA YAPILAN KÖŞK-

Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü'nün sahil şeridinde yer alan Yürüyen Köşk ise tüm dünyaya örnek bir çevre mesajı veriyor. ''Yalova, Benim Kentimdir'' sözüyle kenti onurlandıran Ulu Önder Atatürk'ün talimatlarıyla 1929 yılında yapılan köşk, hikayesiyle dikkati çekiyor. İki katlı, denize sıfır, ahşap binanın hikayesi şöyle:
''Yatla dolaşırken keşfettiği ulu çınarın altına yapılan köşkte dinlenen Büyük Önder Atatürk, bahçıvanı ağacın dallarını kesmeye çalışırken görür. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Bahçıvan da 'Ağacın dalları köşkün duvarına kadar uzamış. Mecbur dalları kesmemiz lazım' der. Atatürk, bunun üzerine 'Ağacın dalını kesmeyin, köşkü kaydırın' emrini verir. Daha sonra 10 Ağustos 1930'da İstanbul'dan getirilen tren rayları kullanılarak bina 4.8 metre kaydırılır ve ağacın dalları kesilmekten kurtarılır. Bina, bu nedenle 'Yürüyen Köşk' olarak nitelendirilir.''
Yalova'da yaşayan TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca'nın sahibi olduğu ''Karaca Arboretumu'', dünyada eşine pek rastlanmayan binlerce çeşit bitki türüne ev sahipliği yapıyor. 13,5 hektarlık alana kurulu bulunan arboretum da adeta bir yeşil cennet olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.

-YALOVA'NIN TERMAL VE KAPLICALARI-

Doğu Roma İmparatorluğu döneminden itibaren bir cazibe merkezi olan Termal'e ise yine Atatürk'ün özenle diktirdiği ''Çınarlı Yol''dan ulaşılıyor. Her biri 5 metre aralığındaki binlerce çınar ağacının çevrelediği yol özellikle yaz aylarındaki görüntüsüyle yeşil bir tüneli andırıyor.
Pek çok rahatsızlığa şifa olan kaplıca sularıyla ünlü Termal, yıl boyu yerli, yabancı pek çok turisti ağırlıyor. Özellikle yaz aylarında Arap turistlerin ilgi odağı olan Termal Kaplıcaları'nda ayrıca yine Atatürk'ün konakladığı tarihi köşk ve tarihi sinema ziyaret edilebilir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkenin en önemli kaplıca merkezi olan Termal'de şifalı sular ve hamamlarda günün hatta yılın yorgunluğu atılabilir.
Sudüşen Şelalesi, Termal'den yaklaşık 15 dakika mesafede, metrelerce yukarıdan düşen sularıyla ziyaretçilerini bekliyor. Ayrıca şelaleye çıkarken eşsiz bir baraj gölü, Marmara Denizi'nin muhteşem manzarası, çeşitli flora ile karşılaşılırken, bölgede foto safari, trekking ve piknik yapma imkanı bulunuyor.

-MARMARA'NIN BODRUM'U-

Termal'den 20 dakikada ulaşılabilen Çınarcık ise ''Marmara'nın Bodrum'u'' olarak adlandırılıyor. Yazın nüfusunu 10'a katlayan, tüm ilçeyi saran plajları, gece eğlenceleriyle ünlü Çınarcık'ın rakımı yüksek bölgeleri ise tam bir doğa harikası.
Çınarcık'tan yarım saat mesafede olan Teşvikiye'de kent ormanı, yeni düzenlemesiyle ziyaretçilerine doğanın inanılmaz güzelliğini sunuyor. Burada hem yürüyüş yapılabiliyor, hem de köylü kadınların pişirdiği sıcak gözlemelerle açlık yatıştırılabiliyor.
Yine Teşvikiye beldesine 10 kilometre uzaklıkta Erikli Yaylası ile hemen ilerisindeki Büyük ve Küçük Dipsiz Göl, hayal alemine daldıran mistik görünümüyle ziyaretçilerini büyülüyor.
Kestane, karaağaç, ıhlamur, erik ve elma ağaçlarıyla bezenmiş bu yaylalarda kamp yapılabiliyor. Teşvikiye Deresi üzerinde bulunan ve toplam 60 metreyi bulan İkiz Şelaleler, Esenköy'e 8 kilometre mesafedeki Karlık Yaylası da ziyaret edilecek yerler arasında bulunuyor.

-KIRKLARELİ KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR-

Türkiye'de doğası bozulmamış iller arasında yerini koruyan Kırklareli, bünyesinde barındırdığı yer altı cenneti olarak bilinen Dupnisa Mağarası, Longoz Ormanları, mavinin ve yeşilin birleştiği Karadeniz'e kıyısı bulunan İğneada ve Kıyıköy'ü ile ziyaretçilerini bekliyor.
İstanbul'a 200 kilometre uzaklıktaki Kırklareli külliyeler, anıtlar, tarihi camiler, tarihi köprüler ve arkeolojik kazıların yapıldığı tarihi zengin bir kent niteliğinde.
Tatil yapmak içinse akla ilk gelen mavinin ve yeşilin birleştiği ve traking, doğa sporları, atla gezinti yapabilmenin avantajlarını içerisinde bulunduran İğneada yerli ve yabancı ziyaretçilerin birçok isteğine cevap verebiliyor.
Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesi Bulgaristan'la sınır olup, Karadeniz'e sahili bulunmaktadır. 18 kilometre uzunluğunda sahili olan İğneada, uluslararası öneme sahip Longoz Ormanları, nadide hayvan ve bitki türleri, liman feneri, Sislioba Kalesi, Liman Baba Türbesi gibi tarihsel zenginlikleri içerisinde barındırıyor.
Her yıl yaklaşık 30 bin kişiyi ağırlayan İğneada, deniz suyu kalitesi ''A sınıfı'' derecesinde olup ziyaretçilerinin güvenini topluyor.
İğneada'ya 10 kilometre uzaklıkta olan Longoz Ormanları ise Kırklareli'ne eşsiz güzellikler katıyor. Saka, Hamam, Pedina Gölleri ve bir çok ağaç türünü içerisinde barındıran Longoz, Avrupa ve Türkiye'de nadir bulunan subasar ormanlarını oluşturmakta. 1988 yılında Tabiatı Koruma Alanı olarak ilan edilen Longoz eşsiz güzelliğiyle ilgi çekiyor.

-TARİHİ DÖKÜMHANE ENDÜSTRİ MÜZESİ OLACAK-

İğneada'ya 25 kilometre mesafedeki Demirköy ilçesindeki Fatih Dökümhanesi bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet'n 1453 yılında İstanbul'un fethinde kullandığı topların ve güllelerin bir kısmını burada döktürdüğü biliniyor. Dökümhanede çeşitli üniversitelerden bilim insanlarının katılımıyla sürdürülen kazıların tamamlanması halinde, buranın açık hava endüstri müzesi olarak düzenlenmesi planlanıyor.
Kırklareli'ne 60 kilometre uzaklıktaki Istranca Dağları'nın derin vadilerle yarıldığı Demirköy ilçesine bağlı Sarpdere köyü yakınlarındaki 2. jeolojik zamana ait mermerler içerisinde oluşan mağaralar, birbirine bağlı iki kat ve üç bölümden oluşuyor.
Toplam uzunluğu 2 bin 720 metre olan sistemin üst katını Kuru ve Kız mağaraları oluşturuyor. Gelişimini tamamlamış bu mağaralardan 50-60 metre aşağıda Sulu Mağara yer alır. İçinden devamlı yer altı nehri akan ve deniz seviyesinden 345 metre yukarıda giriş ağzı bulunan mağaranın toplam uzunluğu bin 977 metre. Son noktası ise girişten 61 metre daha yukarıda bulunuyor. Kız mağarası, içinde yaşayan yarasaların yoğunluğu nedeniyle turizme kapalı tutuluyor.
2003'de ziyarete açılan, Türkiye mağara literatüründe en bilinen mağaralar arasında yer alan Dupnisa mağaralarının içinde, sürekli akışa sahip yer altı nehri ve bu nehrin oluşturduğu, derinliği yer yer 2 metreye ulaşan göletler bulunuyor. Kuru ve sulu mağaralarda süt beyazdan kırmızı ve kahverenginin her tonunda renge sahip dev sarkıtlar, dikit ve sütunlar ile perde bayrak taşları ve damla taş havuzları yer alıyor.
Karadeniz'e egemen Kıyıköy belde sahili uzun temiz bir kumsala sahip. Deniz suyu sıcaklığı 20-26 derece arasında olan Kıyıköy, Kırklareli'ne 96, İstanbul'a ise 200 kilometre uzaklıkta. Kıyıköy berrak akan dereleriyle kayıkla gezme ve balık avlama keyfini de sunmakta. Bizans dönemine ait Kıyıköy Kalesi, Aya Nikola Manastırı, Kıyıköy Cami ve liman hamamı ile pek çok sivil mimarlık örneğidir.
Kıyıköy'e 30 kilometre mesafede tarihi zenginlikleri ile barındıran Vize ilçesi ise Antik Tiyatro, Gazi Süleyman Paşa Cami(Küçük Ayasofya Kilisesi), Vize Kalesi ile tarihçilerin dikkatini topluyor.
Diğer taraftan ise Lüleburgaz ilçesinde Yeni Bedir, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Pehlivanköy Akarca Köprüsü, Pınarhisar ilçesinde Erenler Köyü Binbiroklu Ahmet Baba Türbesi, Pınarhisar Surları bulunuyor.

-SAKARYA TARİHİ DOKUSUYLA TATİLCİLERİN GÖZDESİ-

Sakarya doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla yerli ve yabancı turistlere keyifli zaman geçirmeyi vaat ediyor. İstanbul'a ulaşımı sağlayan önemli karayollarının güzergahı üzerinde bulunan Sakarya, bakir doğası ve tarihi dokusuyla tatilcilerin gözde mekanları arasında yer alıyor.
Kentin önemli turistik değerlerinden olan Türkiye'nin ikinci süyük su basar ormanı Acarlar Longozu, nilüfer çiçekleri, dişbudak ağaçları ve yaban hayatıyla eşsiz güzellikler sergiliyor.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararıyla 1. derecede doğal sit alanı ilan edilen longoz, kent merkezine 60 kilometre mesafede bulunuyor. Karasu ilçe merkezinin 6 kilometre uzağındaki longoz, denizden 2 kilometre içeride doğu-batı yönünde 7,5 kilometrelik alanı kapsıyor.
Dişbudak, kızılağaç ve söğüt ağaçlarıyla kaplı olan longoz göçmen ve yerli 235 farklı kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Yayın, kızılkanat ve sazan gibi balık türlerini içinde barındıran longoz, tavşan, tilki, yaban domuzu, gelincik, sülün, doğan ve sincaplarla yaban hayatı açısından önemli bir merkez konumunda bulunuyor.
2 binden fazla bitki türünün yeşerdiği longoz, Haziran ayında çiçek açan nilüferleri, su menekşeleri ve su laleleriyle yaz aylarında fotoğraf meraklılarının akınına uğruyor.

-REKLAM KÖYÜ MÜMKÜNLÜ-

Tarihi dokuya sahip evleriyle öne çıkan Taraklı, bir firmanın reklam filminde oyuncu Şener Şen'in Belediye Başkanlığı'nı yaptığı ''Mümkünlü Köyü''ne dönüşüyor.
Cittaslow (Sakin Şehir) adayı olacak kadar sakin ve tarih kokan evleriyle insanı büyüleyen Taraklı'nın dar sokaklarındaki Arnavut kaldırımları ve geçmişte ellerinde yükü bulunanların dinlenmesi için yapılan dinlenme taşları dikkat çekiyor.
Yavuz Sultan Selim'in Vezir-i Azam'ı Yunus Paşa tarafından yaptırılan ve kubbesi kurşun kaplı olduğundan halk arasında ''Kurşunlu Cami'' diye bilinen Yunus Paşa Camisi de, Taraklı'nın tarihi zenginliğini artırıyor.
Bilinen en eski ismi ''Güzel su ülkesi'' anlamına gelen ''Swapana'' olan Sapanca, geçmişte aldığı ismin hakkını veren güzellikleriyle Türkiye'nin önemli coğrafi güzelliklerinden olmaya devam ediyor.
Şehir hayatından bunalıp kendisini yeşille mavinin binlerce tonunun buluştuğu Sapanca'ya atanlar, Sapanca Gölü'nün eşsiz manzarası ve gölü çevreleyen ormanlarda yürüyüş yapmanın tadını çıkarıyor.
Yaz sıcaklarında ferahlatan serin yaylalarla buluşmak isteyenlere kucak açan Sapanca, ilçedeki 5 yıldızlı iki otel, irili ufaklı pansiyon ve butik otelleriyle de misafirlerini ağırlıyor.
Kent merkezine 10 kilometre mesafede bulunan Poyrazlar Gölü, ziyaretçilerine huzurlu bir ortamda balık tutma, piknik ve kamp yapma imkanı sunuyor.
Çevresi çam ve meşe ağaçlarıyla çevrili olan göl, kent merkezi ve çevre illerden gelen ilgisini çektiği gibi, su sporları alanında da aranan parkurlardan biri olma özelliği taşıyor.

-KÖFTESİYLE ÜNLÜ TEKİRDAĞ-

Marmara'nın incisi Tekirdağ, ünlü köfte mekanlarından doğa sporlarına ve mavi bayraklı plajından müzelere kadar bir çok tatil seçeneğini turistlere bir arada sunuyor.
Marmara Bölgesinin Trakya yakasında ve İstanbul'un batısında yer alan Tekirdağ, kent merkezindeki tarihi mekanlarıyla da dikkatleri çekiyor.
Özellikle Macar tusitlerin uğrak yeri haline gelen Macar özgürlük kahramanı 2. Rakoczi Ferenc'in evi olan Rakoczi Müzesi, tarihi dokusu ve müzenin deniz manzarası ziyaretçilerine huzur dolu dakikalar yaşatıyor.
Namık Kemal'in doğduğu ev olan Namık Kemal Müzesi ise, ziyaretçilerine kapılarını her daim açık tutarak, Türk edebiyatına büyük eserler kazandıran Namık Kemal'in hayatına ışık tutuyor.
Ayrıca, Mimar Sinan'ın çıraklık eseri olan Rüstempaşa çarşısı ve camisi de tarihin sihirli kokusuyla tatilcileri cezbediyor.

-TEKİRDAĞ'IN MAVİ BAYRAKLI PLAJI-

Tekirdağ kent merkezine 84 kilometre uzaklıktaki Şarköy ilçesi sahillerinde yer alan mavi bayraklı plajlar ise, yerli ve yabancı bir çok turisti her yıl bu bölgeye çekiyor.
Denizin, Avrupa Birliği yüzme suları direktifi ile uyumluluğunu simgeleyen Mavi Bayrak, tatilcilere temiz denizin verdiği huzur ile yüzme fırsatı sunuyor.
Balık, üzüm ve karidesin merkezi olarak anılan Şarköy, ayrıca elverişli deniziyle sörf tutkunlarına da hitap ediyor.
Ayrıca Şarköy'e bağlı uçmak dere mevkisinde doğa sporlarına elverişli bölgeleriyle, adrenalini seven tatilcileri yamaç paraşütü yapmaya davet ediyor.