davutoglu

Başbakan Davutoğlu Malatya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Star'ın haberine göre; Davutoğlu, ABD ’nin Suriye muhalefeti için geliştirdiği ‘eğit-donat ’ faaliyetinin de gecikmiş birşey olduğunu söyleyerek IŞİD'e karşı şartları sıraladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye ’nin tek başına IŞİD ’le mücadele için Suriye ’ye girmeyeceğinin altını çizerek, “Biz Suriye içindeki bir çatışmaya tek başına girmeyiz ama birisi bizi tehdit ederse, Süleyman Şah veya başka şeyler üzerinden, ulusal güvenliğimiz ile ilgili her türlü tedbiri almakta hiç tereddüt etmeyiz” dedi. Toplumsal olaylarla ilgili yeni güvenlik önlemleri için “Avrupa ’ya da Amerika ’da polise ne yetki tanınıyorsa o yetkiyi tanıyacağız. Jandarmaya da” diyen Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi ’nin şiddet içerikli tweetleri 4 saat içinde kaldırma yetkisini iptal etmesini de eleştirdi. İşte Başbakan Davutoğlu ’nun Malatya dönüyü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamalar:

Yapılması gereken şu: Koalisyon terör gruplarına ve rejime karşı ortak tutum sergilemelidir ama esas itibariyle muhalefet eğitilmelidir. Bizim bu tezimiz yeni değil, başından beri söylüyoruz. Yani Halepliler Halep ’i kurtarır, İdlibliler İdlib ’i... Sonra bunlar hep beraber yeni Suriye ’yi kurarlar.

İncirlik ’ten Irak ’a yönelik keşif uçuşları zaten sürüyor. Ama kapsamlı bir harekatın zemini olarak katkı bekleniyorsa tutumumuzu söyledik: No Fly Zone olmalı ve güvenli bölgeler ilan edilmeli. Mültecileri Suriye içinde koruyabilmek için güvenli bölge olmalı. Hariçten gazel okuyan Batı ülkeleri önce Türkiye ’dekinin yüzde 10 ’u kadar mülteci alsın, ondan sonra konuşsun. Kimi kastettiğimi anlarsınız.

(ABD ’nin Suriye muhalefetini Türkiye ile birlikte eğitme açıklaması) Bugün Suriye ’nin bir kesimi için bizden açıkça askeri destek isteniyor. Aynı kesimler geçmişte bu ılımlı muhalefete destek vermekle bizi suçluyorlardı. Şimdi Suriye halkını IŞİD ’e karşı da rejime karşı da koruyacak bir güvenlik gücüne ihtiyaç var. Sadece Türkiye, Amerika değil, bütün uluslararası toplum bunun gereklerini yapmalı.

IŞİD ’le mücadele için 3 yol var; ya uluslararası toplum kara gücü de dahil gidecek, hep beraber. Bu istenmiyorsa hava gücü ile bombalanacak. Bununla da olmaz, bunu biliyorlar. Ya da hava gücü desteğiyle muhalifler sahada hakimiyeti ele geçirecek. Rejim ve IŞİD dışında Suriye halkını temsil eden ve hiçbir yabancı savaşçı barındırmayan bir üçüncü güç... Dördüncü bir yol yok. Suriye Ulusal Koalisyonu ve muhalefeti zaten bu özelliğe sahip. Türkiye hep bunu öneriyordu. Şimdi kaybedilen üç yılın bedeli 300 bin can, topraklarından uzaklaşan 4 milyon insan ve içeride saldırı altında kalan 6 milyon insan... Tek tek bizim dediğimiz yere geliniyor.  Eğit-donat faaliyeti gecikmiş birşey.

Suriye ’de sadece siyasi veya askeri değil, entegre bir stratejiye ihtiyaç var. Entegre bir strateji varsa, biz de o oyunun içindeysek her türlü katkıyı veririz, yoksa gelin beraber oluşturalım. Suriye için 4 yol görünüyor:

1- Oturup beklemek. Dünya da bir şey yapmasın, biz de... Bu daha büyük felaketleri getirir.

2- Dünya bir şey yapacak, biz izleyeceğiz. Asla seyirci olmayız.

3- Dünya bir plan yapsın Türkiye ’ye rol verilsin. Bu da olmaz, çünkü başkalarının çizdiği bir rolü üstlenmeyiz.

4- Türkiye kendi görüşlerini masaya koyar, diğer taraflar da koyar, birlikte entegre bir strateji üzerinde anlaşılır. İşte şu anda yürüyen müzakerelerin esası budur. Bizce de olması gereken budur.

Durum bu haliyle sürerse daha vahim sonuçlar doğar. Biz Suriye içindeki bir çatışmaya tek başına girmeyiz ama birisi bizi tehdit ederse, Süleyman Şah veya başka şeyler üzerinden, ulusal güvenliğimiz ile ilgili her türlü tedbiri almakta hiç tereddüt etmeyiz. Öte yandan sivil halka sahip çıkmaya devam ederiz.

Tezkere kararını aldığımız toplantıda çözümle ilgili Bakanlar Kurulu kararı da çıkardık. Bu HDP ’ye ‘bu tezkerenin amacı Kürtleri karşımıza almak değil ’ mesajıydı. Selahattin Demirtaş randevu bekliyordu, kasten tezkereden 2 saat önce verdim. Ve ona “Tezkereye hayır derseniz, yarın Kobani ’ye yardım isteyemezsiniz” dedim. Aynı gün Salih Müslim ’i getiriyoruz. İnsani yardımın her türlüsünü gönderdik. Bunları biliyorsun, sonra memlekete bayramı zehir ediyorsun! Bunda iyi niyet var mı? Öldürülenlerin bir kısmı sırf sakallı, IŞİD ’ci diye öldürüldü. Bunun ne farkı var o katliamlardan?