Volkan Bozkır

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı Avrupa Temsilciliğinde Türkiye'nin yeni AB stratejisini anlatan ve soruları cevaplandıran Bozkır, ifade ve basın özgürlüğünün, hükümetin baskısı altında bulunduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Türkiye'de bir dönem birçok sektörde faaliyet gösteren medya sahiplerinin ihale alabilmek, rakiplerini safdışı bırakabilmek ve hatta hükümetleri dizayn etmek ve değiştirebilmek için sahip oldukları basın organlarını kullanmaktan kaçınmadıklarını anlatan Bozkır, "Şimdi ise medyada farklı düşüncelerin temsil edildiği daha dengeli bir tablo olduğunu düşünüyorum ama yine imaj sorunu var. Bazı medya sahipleri ekonomik menfaatleri için gazetecilerin yazdıklarından korkuya kapılabiliyorlar. Sorun hükümetin (bu medya sahiplerine) ne söylediğinden kaynaklanmıyor" dedi.

Bozkır, "Eğer başka ekonomik çıkarları bulunmayan bir medya sahibiyseniz, varsa bu tür baskılara direnebilirsiniz ama farklı ekonomik menfaaatleri bulunan medya sahibi 'neden (bu gazetecinin yazdıkları sebebiyle) çıkarlarımı tehlikeye atayım' diyebilir, gazeteci başka gazeteye gidiyor. Bu, baskı olarak değerlendirilmemeli" şeklinde konuştu.

Volkan Bozkır, Türkiye'de yüzlerce televizyon ve binlerce radyo kanalı bulunurken, çok sayıda gazete yayınlanırken ve 35 milyon internet kullanıcısı mevcutken, basına baskı varsa bile istenen sonucun elde edilemeyeceğini dile getirdi.

Bozkır, interneti kapatmanın mümkün olmadığını vurgulayarak "Twitter'ın kapatılmasının hata olduğunu söyledim ve hala bakanım. Birçokları (bunları söylemem nedeniyle sıkıntı olabileceğini) düşündü. gerçeği söylemek, gerçeği söyleyecek kadar cesur olmakta yanlış bir şey yok çünkü Twitter'ı kapattığınızda gerçekte hemen hiçkimse Twitter'dan uzaklaşmadı, başka yöntemlerle girdi" dedi.

Türkiye'de çok sayıda gazetecinin hapsedildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirten Bozkır, bu yönde hazırlanan listelerde yer alan birçok ismin çok farklı suçlardan tutuklandıklarını ya da mahkum olduklarını anlattı.