c

Mardin Atatürk Kültür Merkezi ’nde TÜSİAD tarafından düzenlenen ‘Çözüm Süreci ’nin İktisadi Boyutuna Katkı: Alternatif Turizm ’ başlıklı konferansın açılışında konuşan Akdoğan, şunları söyledi:

"Ortadoğu ve güney sınırı her geçen gün şiddeti artan bir yangın yeri gibi. Suriye alev alev yanıyor, her gün yüzlerce masum sivil Esad zulmünden veya eli kanlı terör örgütlerinin katliamlarından can verdi. Kurtulanlar çareyi Türkiye ’ye sığınmakta buldu. Son olarak yeni üreyen, türeyen terör örgütlerinin saldırılarıyla dünya tarihinde eşine az rastlanır trajedilere şahitlik ediyoruz. İstikrarsızlık adası haline gelen bölgemizde Türkiye bir istikrar abidesi olarak yükseliyor, mazlumların sığınağı oluyor ve çözüm süreciyle bölgeye önemli bir siyasi mesaj veriyor. Bölgedeki iç çatışmaların, mezhep savaşlarının, etnik ve ideolojik çatışmaların, toplumsal gruplar arasında yaşanan ayrışma ve sosyal travmaların örnek alabileceği tek model Türkiye'dir, Türkiye'nin çözüm süreciyle bölgeye sunduğu reçetedir. Bu yüzden Sayın Başbakanımız, 'Bölgenin tek bir başarı hikayesi var, o da çözüm sürecidir' demiştir.

Mazluma hiç bugüne kadar kimliğini, etnik kökenini, mezhebini sormadık. Zalime de sormadık. Zalime de sırf zalim olduğu için karşı çıktık. Müslüman görünümde olsa da, aynı mezhepten aynı etnik kökenden olsak da karşı çıktık. Mazluma da, zalime de kimliğini sormadan ahlaki bir tavır ve duruş sergilemek gerekir. Suriyeli Kürtler tarihsel olarak Esad rejiminin değil, Türkiye'nin tarihi dostu ve doğal müttefikidir. Kim kiminle işbirliği yaparsa yapsın, akrabalık, komşuluk ilişkisi sebebiyle oradaki Kürtler başka bir rejimin ve ülkenin olmaktan ziyade Türkiye'nin tarihi dostu ve doğal müttefikidir. Bu süreçlerde sırtınızı kime dayadığınız da önemli. Zorda kaldığınızda o sırtınızı dayadığınız insanlar size yardıma gelmiyor. O tarihi dostlarınız ve doğal müttefiklerinizden yardım istiyorsunuz. O zaman bugün geçmişe bir sünger çekerek, durum ve pozisyonları yeniden belirlemek gerekiyor. Ondan sonra insanları suçlayacaksınız.

Suriye ’deki katliamlardan dolayı 6 milyon insan göç etmek zorunda kaldı, 1.5 milyon insan Türkiye ’ye sığındı. Katliamdan, açlıktan, zulümden kaçan insanlar Türkiye ’ye yöneldi. Türkiye mazlumların adeta sığınağı oldu. Son günlerde yaşanan çatışmalardan dolayı yeni bir göç dalgası yaşandı, onbinlerce insan bu kapsamda Türkiye ’ye geldi. Sadece bir iki günde 150 bin insanı kabul edebilmek, ağırlayabilmek büyük bir başarı. Bu büyük bir devlet ve büyük bir millet olmanın göstergesi. Kapılarını, gönlünü, kucağını açan, o insanlarla her şeyini paylaşan başka bir ülke yok. Büyük devletler sadece bakıyor, konuşuyor. Türkiye ’ye ev ödevi veriyor. Peki siz ne yaptığınız? Türkiye 1.5 milyon insanı burada ağırlıyor. Siz taşın altına elinizi koydunuz mu?”