Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Daha önce asgari ücretle yüz birim elektrik ve doğalgaz alabilirken şimdi 200 birim elektrik ve doğalgaz alabiliyoruz. Bu giderlerimizi daha da azalttığımız anlamına geliyor" dedi.

Yıldız, İncesu Organize Sanayi Bölgesi'nde boya üretimi yapan bir fabrika ziyaretinde çalışanlara hitaben yaptığı konuşmada, 7 Haziran seçimlerinde Türkiye'nin istikrarının devamı yönünde bir karar verileceğini söyledi.

Bu süreçte vatandaşın bir kısmının zekasıyla, bir kısmının da ümitleriyle oynanan konuşmalar yapıldığını ifade eden Yıldız, devlet yönetiminin ciddiyet isteyen bir iş olduğunu vurguladı.

12 yıl önce ülkeyi hangi şartlarda devraldıklarının unutulduğunu ve bir kenara bırakıldığını belirten Yıldız, şöyle konuştu:

"2002 yılında en büyük krizlerinden birisini yaşamış Türkiye'yi devraldık. Enkaz edebiyatı yapmayalım derken bunların istismar edildiğini gördük. 2001'de çay bardağında olduğu gibi bir damla daha bir damla daha derken cumhurbaşkanının kitap fırlatma konusuyla birlikte taştı ve Türkiye'de kriz çıktı. Şimdi 10 tane de kitap atsanız herhangi bir kriz çıkmaz. Bu siyasi istikrarla çok alakalı. Öyle bir an yaşadı ki Türkiye, kendi değeri kadar kaybetti. Değeri kadar küçüldü. Biz 2002'de geldiğimizde Fransa'yı, Hollanda'yı devralmadık. En büyük krizini yaşamış bir Türkiye'yi devraldık. Bakanlar kurulunda 'memur maaşlarını bir aylık ödemezsek ne olur, çok mu sıkıntı yaşarız?' diye konuşmalar yapılmıştı."

Yıldız, Türkiye'de gayri safi yurt içi hasılanın üç katına çıktığını, ülkenin bütünüyle zenginlediğini ve var olan imkanları halka dağıttıklarını, bir kısım vaatlerde olduğu gibi "yoku" paylaşmaya çalışmadıklarını anlattı.

- Asgari ücrete 200 birim elektrik ve doğalgaz alınabiliyor

Bütün kaynakları Türkiye'nin menfaatine sunduklarını ve giderleri azaltmaya çalıştıklarını kaydeden Yıldız, şöyle devam etti:

"Elektrik her evde kullanılıyor, 35 milyona yakın abonemiz var. Daha önce asgari ücretle yüz birim elektrik ve doğalgaz alabilirken şimdi 200 birim elektrik ve doğalgaz alabiliyoruz. Bu giderlerimizi daha da azalttığımız anlamına geliyor. Bunlar yeterli değil. Ama ülke imkanları kadar bunları yapıyoruz. 'Asgari ücreti 5 bin liraya çıkardım' demeyle asgari ücret 5 bin liraya çıkmış olmuyor. O işin popülizm tarafı. Asgari ücreti işveren sendikaları, işçi sendikaları bütün temsilcilerle birlikte konuşur. Asgari ücreti hükümet belirlemiyor, o komisyon belirliyor. Bir denge var ondan dolayı. Ben yaptım demeyle yapılmış olmuyor. Bizim 12 yıl öncesine göre imkanları artırdığımızı muhalefet partileri de başkaları da inkar etmiyor. 'Daha fazla artamaz mıydı' diyorlar. O da ancak ülke imkanlarıyla ve yönetimle birlikte oluyor. Sırtında yumurta küfesi olmayanların söyledikleriyle her yaptığının, söylediğinin bedelini ödemek zorunda olan hükümet arasındaki rekabettir seçim döneminde yaşananlar. Türkiye'de siyasi istikrarın getirdiği avantajı normalde hiçbirşey getiremiyor. Siyasi istikrar çok önemli."

Türkiye'yi büyütmeye devam edeceklerini ve bunun önündeki en büyük engel olan PKK sorununu da çözüm süreciyle aşacaklarını dile getiren Yıldız, Türkiye'nin 35 yıldır "PKK kamburunu" görüştüğünü söyledi.

Onlarca hükümet gelip geçmesine rağmen bu meselenin bir türlü çözüme kavuşturulamadığına dikkati çeken Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz çözüm süreciyle bunun sonuna geldiğimizi düşünüyoruz. Eğer çözüm sürecinden kim kaçıyorsa o zarar görecek. Annelerin ağlamadığı, üzüntü çekmediği, sıkıntılanmadığı bir Türkiye oluşturmak istiyoruz. Bu kambur kalkmadan Türkiye'nin normalleşmesi söz konusu değil. PKK'dan dolayı Türkiye'nin kaybettiği hesaplanabilir 300 milyar dolar, paraya çevrilemeyen 1 trilyon dolardan bahsediyoruz. Türkiye'nin doğusuyla batısıyla, Türküyle Kürdüyle hepsiyle birlikte normalleşmesinin tek yolu çözüm sürecinin sonuna gelmemizdir. Ama seçim döneminde en fazla popülizmi yapan partinin her ne kadar CHP'nin 1,5 liralık mazot vaadi olsa da HDP'nin popülizminin daha büyük olduğuna inanıyoruz. (Selahattin Demirtaş) O gerçeği söylemiyor. PKK'ya bakan yüzünü tamamen unuttuk. Çok şirin bir tipmiş, sanatçıymış gibi gösteriliyor. İki gün önce dağdaydı. 'Ben sivil itaatsizlik başlatacağım' diyordu. Bu cümleleri kabul etmemiz mümkün değil. Meclis mi kuracaksın, isyan mı çıkaracaksın? kusura bakmasınlar biz bu ülkeyi idare eden insanlar olarak, vatanını, milletini, dinini, diyanetini, bayrağını seven yöneticiler olarak buna müsaade etmeyiz. Şımarıklığın alemi yok. Türkiye bütün vatandaşlarıyla bir bütün. Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Hatay'a varıncaya kadar bir bütün. Bize oy veren vermeyen hepsi kardeşimiz. Biz bize oy verene de vermeyene de yüzde 100'ün tamamına hizmet götürüyoruz. Tüm vatandaşlarımızın hangi partiye oy verirse versin sandığa gitmesini istiyoruz."

Yıldız, buradaki konuşmasının ardından İncesu Organize Sanayi Bölgesinde taş yününden izolasyon malzemesi üreten bir fabrika ile seramik üreten başka bir fabrikayı da ziyaret ederek işçilerle bir süre sohbet etti.