Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, sadece Yargıtaydaki daire ve üye sayısını artırmanın ağır iş yükünün çözümünde kalıcı bir önlem olmayacağını belirterek, ''Yargıtaya temyiz incelemesine gelen dosya sayısı sınırlandırılmadıkça yeni kurulan daireler de kısa bir süre sonra artan dosya sayısı karşısında çaresiz kalacaktır'' dedi.
    
Avrupa Konseyince yürütülen Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi kapsamında Yargıtayda ''Yüksek Mahkemelerde Mahkeme Yönetimi ve İş Yükünün Azaltılması'' konulu konferans düzenlendi.
  
   Konferansın açılışına Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştayın bazı üyeleri katıldı.
    
Açılışta konuşan Yargıtay Başkanı Gerçeker, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecine yüksek yargı kurumlarının da etkin biçimde katkı sağlaması amacıyla Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun ortaklığında Avrupa Konseyi'yle birlikte proje yürütüldüğünü söyledi.
    
Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi kapsamında bugüne kadar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin çeşitli maddeleriyle ilgili 5 yuvarlak masa toplantısı yapıldığını ifade eden Gerçeker, Avrupa Konseyi uzmanlarının da katıldığı bu toplantılarda sözleşme maddelerinin enine boyuna irdelendiğini kaydetti.
    
Gerçeker, proje kapsamında ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne, Avrupa Konseyi birimlerine ve Avrupa Birliği Adalet Divanı'na çalışma ziyaretleri yapıldığını belirterek, bu ziyaretlerde deneyimlerin paylaşıldığını, görüş alışverişinde bulunduğunu ifade etti.
  
   Yargının sorunlarının artarak devam ettiğini, Yargıtayın iş yükünün son yıllarda katlanarak arttığını belirten Gerçeker, 2000 yılında 706 bin 601 olan Yargıtaydaki toplam dosya sayısının 2005'te 1 milyon 88 bin 961'e, geçen yıl ise 1 milyon 831 bin 419 gibi inanılması güç bir rakama ulaştığını söyledi.
    
Hasan Gerçeker, ''Bu rakamları batılı, çağdaş ülkelerle kıyasladığımızda Yargıtayımızın ne denli ağır iş yüküyle karşı karşıya bulunduğu, bu sorunun hızlı ve güvenli adaletin sağlanmasında ne kadar büyük bir engel olduğu anlaşılacaktır'' diye konuştu.
    
Gerçeker, hızlı artış gösteren nüfus, hakim ve savcı ile personel sayısının yetersizliği, görev ve iş bölümü uyuşmazlıkları, yargılama usulünü düzenleyen yasaların karmaşıklığı gibi sorunların da davaların uzamasına, adil yargılanma ilkesinin olumsuz etkilenmesine neden olduğunu belirtti.
    
     -''BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ BİR AN ÖNCE FAALİYETE GEÇİRİLMELİ''-
    

     Hasan Gerçeker, ''Hukuk ve yargı sisteminde reform yapılabilmesinin yolu öncelikle sorunun hangi noktalarda yoğunlaştığının çok iyi saptanmasından geçer'' dedi.
   
  Yargı reformu kapsamında yapılan yasal düzenlemelerle Yargıtayın 32 olan daire sayısının 38'e, 250 olan üye sayısının 387'ye çıkarıldığını hatırlatan Gerçeker, şunları kaydetti:
   
  ''Sadece Yargıtaydaki daire ve üye sayısını artırmak ağır iş yükünün çözümünde kalıcı bir önlem olmayacaktır. Yargıtaya temyiz incelemesine gelen dosya sayısı sınırlandırılmadıkça yeni kurulan daireler de kısa bir süre sonra artan dosya sayısı karşısında çaresiz kalacaktır. Bu sorunun kalıcı şekilde çözüme kavuşabilmesi, hukuk ve maddi olay denetimi yapacak olan bölge adliye mahkemelerinin bir an önce faaliyete geçirilmesiyle mümkün olacaktır. Yargılama sürecinin hızlandırılması ve sürecin yargı bağımsızlığına uygun biçimde yürütülebilmesi için tamamen yargıya bağlı adli kolluk gücünün ve adli tebligat memurluğunun oluşturulması büyük yarar sağlayacaktır. Uyuşmazlıkları önleyici nitelikteki tedbirlerin etkin hale getirilmesi ve alternatif çözüm yollarının bir an önce gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği ilkeler doğrultusunda kurulan cumhuriyetimizin özgürlükçü demokrasinin, demokratik hak ve özgürlüklerin toplumun tüm bireyleri için gelişip güçlenmesi ancak hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkelerinin bağımsız yargı temelinde, bütün kurum ve kurallarıyla hayata geçirilmesiyle mümkün olabilir.''
    
Avrupa Konseyi Ankara Proje Ofisi Başkanı Adrian Butler da Avrupa Konseyi öncülüğünde yürütülen projeyle ilgili bilgi verdi.
    
Projenin 1 yıl önce başlatıldığını, 30 ay sürdürülmesinin planlandığını belirten Butler, projenin gelecek yılın temmuz ayında sona ermesinin planlandığını kaydetti.
    
Adrian Butler, Türk hükümetinin yüksek yargıda bir dizi reformu içeren kapsamlı bir proje yürüttüğünü ifade ederek, amaçlarının Türkiye'deki ve Avrupa Konseyi'ndeki yargı yetkilileri arasında diyalog oluşturmak olduğunu belirtti.
    
Butler, projenin ikinci aşaması olan bu konferanslar kapsamında Hollanda, İsviçre ve Avusturya'dan 3 deneyimli yargıcın Türkiye'ye geldiğini söyledi.