Geliştirdiği  yeni buluş ve  tedavi yöntemleri yayımlayarak tıp literatüründe yerini alan; aslen Eğirdir’li olup,  yaşamını İstanbul’da sürdüren hemşehrimiz Op.Dr. Ali Ahmet Şirin ile gırtlak kanseri üzerine konuştuk. Hastalığı daha iyi tanımak,erken tanı ve  tedavide doğru yolu izlemek adına kendisine  sorular yönelttik. Attığı her adımda hasta memnuniyeti ve güvenini  ilke edinen ve sağlığını kendisine  emanet eden  hastalara  yıllardır  şifa veren hemşehrimiz Dr.Şirin’e, verdiği bilgiler için tekrar  teşekkürlerimizle birlikte,  siz değerli okurlarımız için yararlı olacağı düşüncesiyle  paylaşıyoruz  söyleşimizi.  Kanser illetinden uzak, sağlıklı günler dileğiyle…  


1.Sizi tanıyabilir miyiz ?

 1960 yılında Isparta’da doğdum. 7 yaşına kadar Isparta’da bulunduktan sonra ailemin İstanbul’a göç etmesi ile eğitim ve yaşantıma İstanbul’da devam ettim. İstanbul  Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum ve hekimlik mesleğine 1987 yılında başladım. Haseki Devlet Hastanesi şimdiki adıyla Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi’nden 1995 yılında uzmanlığımı aldıktan sonra çeşitli kamu hastanelerinde çalıştım ve daha sonra da  on yıl  Bakırköy Eğitim Araştırma Hastanesi KBB kliniğinde, Eğitim kadrosunda hizmet verip, 2013 yılında bu kurumdan emekli oldum. Halen  çalışmalarımı  Nişantaşı’nda  bulunan  özel muayenehanemde sürdürmekteyim. Bu süreçler içinde bir yandan mesleğimi sürdürür iken diğer yandan da bilimsel çalışmalarıma da ağrılık verdim. KBB alanındaki gelişmeleri takip edebilmek amacıyla yaklaşık bir buçuk yıl başta Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinde bulunarak, çalışmalar yaptım. Meslek olarak nerdeyse tüm Türk KBB Meslek Dernekleri ‘nin üyesiyim veya kurulma aşamasında bulundum. Yurt dışında da yine alanımla ilgili derneklerin de üyesiyim. Sosyal olarak memleketime ait İstanbul’da faaliyet gösteren sivil toplum derneklerinin başkanlığını veya yönetim kurulu üyeliklerini yürütmekteyim. Pek çok sosyal sorumluluk projelerinde bizzat veya dolaylı çalışmalarım  da mevcut. Hem tıp alanında, hem sosyal boyutta insanımıza değer verebilecek pek çok çalışmanın içinde bulunmaktayım.

2.Gırtlak nedir tanımlar mısınız ?

Kısaca tanımlarsam soluk borusu ile yutak arasında bulunan organımızdır. En önemli fonksiyonu konuşma üreten organımız olmasıdır. Aldığımız havayı akciğerlerden dışarı verme sırasında gırtlakta bulunan ses telleri titreştirilerek sesin oluşması sağlanır. Ses ise dil dudaklar ve yanakların hareketi ve dişler sayesinde şekillenir ve kelimelere dönüşür.

3-Gırtlak Kanseri nedir ?

Gırtlağın kötü huylu tümörleri denilince gırtlak kanserleri akla gelir. Gırtlak kanserleri bütün vücut kanserlerinin % 2'sini teşkil eder. Daha ziyade 45-50 yaşları arasında görülür. 20 yaşın altında görülmesi çok nadirdir. Erkeklerde sık görülür. Yaklaşık on erkeğe karşı bir kadında görülür. Hazırlayıcı sebepler arasında ilk sırayı tütün alır. Müzmin iltihaplar, aşırı ses tahrişi, tahriş edici gazlar ve alkolizm diğer sebepler arasında yer alırlar.

 4. Hastalar hangi yakınmalarda şüphelenmelidirler ?

Ses kısıklığı, nefes güçlüğü, yutkunurken takılma hissi ve kulağa doğru vuran ağrı. Bunların dışında gırtlakta rahatsızlık hissi, balgam çıkarmada artma, seste ton değişiklikleri, bazen boğazda gıcık ve öksürük ilk belirtiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha geç belirtiler olarak nefes darlığı, yutma güçlüğü, iştahsızlık, aşırı zayıflama, öksürük, kanlı balgam, boyun lenf bezlerinin büyümesi, şiddetli ağrılar gibi bulgulardan bir veya birkaçı birden görülebilmektedir. Kısaca Erken teşhis edilen gırtlak kanserinde tedavi oldukça başarılı olduğu düşünülürse İki haftayı geçmiş her ses kısıklığı durumlarında veya biraz önce bildirdiğim belirtiler mevcutsa kişi hele sigara içiyor ve yaşı 45'in üzerindeyse, mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.

5-Tanı nasıl konulmakta ?

Öncelikle kişide belirtiler söz konusu ise bir muhakkak bir kulak burun boğaz uzmanına muayene olmalıdır. Bizler öncelikle kişinin ayrıntılı KBB muayenesini gerçekleştiririz. Ses ve gırtlak yapısını görmek için KBB alanında kullanılan endoskoplardan faydalanarak muayeneyi tamamlarız. Şayet Gırtlakta şüpheli bir kitle tespit etmişsek veya düşünüyorsak bu parçadan örnek alıp patolojik incelemesini yapmak için kısa süren bir operasyona tabii tutarız. Alınan bu küçük parçalarda kanser tespit edilmişse tümörün gırtlaktaki yeri, büyüklüğü türüne göre daha büyük bir cerrahi veya diğer tedavi seçeneklerini değerlendiririz.

 6- Gırtlak kanseri nasıl tedavi edilmektedir ?

Gırtlak kanserinde genel olarak cerrahi tedavi ve şua tedavisi en önemli iki tedavi usulüdür. Tabi bu tedaviler seçilirken tümörün gırtlaktaki yeri, büyüklüğü türüne göre karar verilerekten cerrahi sınırlar veya diğer tedavi seçeneklerini değerlendirilmektedir. Gırtlağın cerrahi olarak çıkarıldığı durumlarda hasta ses tellerini de kaybetmektedir. Bu ameliyatların sonuçları oldukça başarılıdır. Sonuç itibariyle diğer bölge kanserlerinden çok daha başarılı sonuçlar elde edilir. Tabi belirti varsa geç kalmadan sorun çözümlenmelidir. En büyük can sıkıcı durumsa konuşma fonksiyonunun ortadan kalkmasıdır.

7. Peki bu hastalar bu ameliyatlardan sonra nasıl konuşurlar ?

 Konuşma fonksiyonu ortadan kalkması ile hasta için asıl kabus bundan sonra başlamaktadır. Konuşma fonksiyonu bizlerin hem iletişimde hem de kendimizi ifade etmekte kullandığımız en büyük nimetlerden biridir. Tabi bizler bu hastalarda konuşma fonksiyonu sağlamak için bir takım ses rehabilitasyonları yapmaktayız. Bunun içinde bu uygulamaları gerçekleştirmek için hastanın tedavilerinin tamamlanması beklenmelidir. Bu bekleme süreci şua veya uygulanan cerrahilere göre bazen bir yılı bulabilmektedir. Bir hastamın deyişi ile ‘’ konuşamamak yarı ölüm demekmiş ‘’ ifadesi bu fonksiyonumuzun ne kadar önemli olduğunu bildiren bir ifadedir. Dünyada ilk defa gırtlağı alınan hastanın sesini kaybetmesi ve bu yüzden intihar etmesi ile bu tür hastaları konuşturabilme çabaları ve araştırmaları tıpta ilgi konusu olmuş bu konuda pek çok araştırmacı çalışmalar yapmış ve yapmaktadır. Konuşma fonksiyonu için pek çok yöntem denenmekle beraber, Günümüzde bu tür hastalar için ses protezleri en yaygın konuşma aracıdır.

8-Ses protezi nedir ?

Ses protezi diye adlandırdığımız silikon menşei olan cihazlardır. Basit cerrahi yöntemle yerleştirilir. Bu yolla hasta konuşma fonksiyonu kazanır. Tabi bu işlemde hastaların hepsinin konuşacağı anlamına gelmemektedir. Bu hastaların % 20-30 inde sonuç başarısız olmaktadır. Bu hastalarda hastanın nasıl ve ne kadar başarılı olacağını tespit için ses protezi takma ameliyatı öncesinde insifulasyon testi adı verilen bir test yapmakta idik. Testin sonucunda alınan olumlu sonuç sonucu ses protezi yerleştirme işlemi uygulanmaktaydı. Bu testin yeterince duyarlı olmaması nedeni ile hastaların %20 si nde konuşma fonksiyonunu sağlanamıyordu. Bu şu anlama gelir, siz hastayı umutlandırıyorsunuz bu işlemi gerçekleştiriyorsunuz ama başarı sağlayamıyorsunuz. Bu durum Hastanın konuşmada büyük beklentisi ve umutlarının bitmesi anlamına geliyor. Bu kanser hastaları konuşamamanın verdiği durumlar neticesinde psikolojik rahatsızlıkla ve depresyona girebiliyor. Bu durumun ne kadar önemli olduğumu anca hasta ve aile yakınları bilir. Bu nedenle tüm bu olumsuzlukları önleyebilmek için çalışmalara aslında yıllar öncesi başlamıştık. Türkiye’de 1993’ lü yıllarda bu tür çalışmalarım başladı hatta ülkemizde ilk ses protezi uygulaması yapan kişilerden biriyim. Yıllar boyunca binlerce uygulamadan edindiğimiz gözlem ve bulgular ile bu konuda ciddi bilgi ve tecrübelerim oluştu. Çok daha duyarlı bir test yöntemi geliştirdim. Bu ''Endoiliminatör'' adı ile geliştirdiğim yöntem, %100 duyarlı ve yanılma payı olmayan bir buluş oldu. Pek çok gırtlak kanseri hastasında denedik. Başarısını tıbbi çalışma ile kanıtladık. Neticede çalışmalarım Amerika’da yayımlanan ve Dünyada ilk sırada yer alan ‘’Laryngoscope’’ tıp (KBB) dergisi bilimsel kurullarınca kabul gördü. Ülkemizden böyle bir çalışmayı dünyaya duyurmak ve buluş kazandırmak bizler içinde büyük gurur oldu. Kısaca özetlersek ameliyat öncesi uyguladığımız buluşumuz olan yeni test yöntemi ile bu hastalarımıza % 100 durumu hakkında bilgi verebiliyoruz. Hasta gereksiz bir ameliyata yani başarısız sonuçları olabilecek bir işleme tabi tutulmuyor. Hem hasta açısından hem de gereksiz yapılabilecek bir cerrahinin sonuçları açısından bu önemli. Hekim açısından gereksiz zaman kaybı gibi durumlarda önlenmiş oluyor. Hasta açısından konuşmada beklentisine en başında net cevap verebiliyorsunuz. İşin başında diğer yöntemlere yönlendirebiliyorsunuz.


9. Başkaca yeni çalışmalarınız var mı ?

Tabi başkaca yeni çalışmalarım da mevcut. Yine  bu hastalar üzerinde gerekli olduğunu düşündüğümüz yeni bir buluşun çalışmasını tamamladık ve  yayım aşamasına geldi. Diğer bir çalışmamız da burun estetiği konusunda yeni bir cerrahi yöntem geliştirme çalışması, ki bu da tamamlandı. Bu çalışmada son aşamaya geldi. En önemlisi kulak çınlaması (tinnitus) konusunda yaptığımız çalışmalar, bu konuda ciddi bir çalışma içindeyiz. Sonuçları itibariyle Kulak çınlamaları konusunda tıp çevrelerinde büyük ses getireceğine inandığım bu çalışmamızda biraz zaman alacak. 2016 yılı sonlarına doğru bu çalışmamada yayımlanabilir hale gelecektir.


Op. Dr. A. Ahmet Şirin KBB & Burun estetiği Abdi İpekçi cad. No.57 Resurans han. 1. Blok kat. 4 NİŞANTAŞI /İSTANBUL 0212 2324983 0543 3103232 www.ahmetsirin.com www.tvkbb.comTıpta geliştirdiği  yeni buluş ve yöntemleri yayımlayarak tıp literatüründe yerini alan, aslen Eğirdir’li olup  yaşamını İstanbul’da sürdüren hemşehrimiz Op.Dr. Ali Ahmet Şirin ile gırtlak kanseri üzerine konuştuk. Hastalığı daha iyi tanımak,erken tanı ve  tedavide doğru yolu izlemek adına kendisine  sorular yönelttik. Attığı her adımda hasta memnuniyeti ve güvenini  ilke edinen ve sağlığını kendisine  emanet eden  hastalara  yıllardır  şifa veren hemşehrimiz Dr.Şirin’e, verdiği bilgiler için  teşekkürlerimizle birlikte,  siz değerli okurlarımız için yararlı olacağı düşüncesiyle  paylaşıyoruz  söyleşimizi.  Kanser illetinden uzak, sağlıklı günler dileğiyle…  



1.Sizi tanıyabilir miyiz ?

 1960 yılında Isparta’da doğdum. 7 yaşına kadar Isparta’da bulunduktan sonra ailemin İstanbul’a göç etmesi ile eğitim ve yaşantıma İstanbul’da devam ettim. İstanbul  Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum ve hekimlik mesleğine 1987 yılında başladım. Haseki Devlet Hastanesi şimdiki adıyla Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi’nden 1995 yılında uzmanlığımı aldıktan sonra çeşitli kamu hastanelerinde çalıştım ve daha sonra da  on yıl  Bakırköy Eğitim Araştırma Hastanesi KBB kliniğinde, Eğitim kadrosunda hizmet verip, 2013 yılında bu kurumdan emekli oldum. Halen  çalışmalarımı  Nişantaşı’nda  bulunan  özel muayenehanemde sürdürmekteyim. Bu süreçler içinde bir yandan mesleğimi sürdürür iken diğer yandan da bilimsel çalışmalarıma da ağrılık verdim. KBB alanındaki gelişmeleri takip edebilmek amacıyla yaklaşık bir buçuk yıl başta Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinde bulunarak, çalışmalar yaptım. Meslek olarak nerdeyse tüm Türk KBB Meslek Dernekleri ‘nin üyesiyim veya kurulma aşamasında bulundum. Yurt dışında da yine alanımla ilgili derneklerin de üyesiyim. Sosyal olarak memleketime ait İstanbul’da faaliyet gösteren sivil toplum derneklerinin başkanlığını veya yönetim kurulu üyeliklerini yürütmekteyim. Pek çok sosyal sorumluluk projelerinde bizzat veya dolaylı çalışmalarım  da mevcut. Hem tıp alanında, hem sosyal boyutta insanımıza değer verebilecek pek çok çalışmanın içinde bulunmaktayım.

2.Gırtlak nedir tanımlar mısınız ?

Kısaca tanımlarsam soluk borusu ile yutak arasında bulunan organımızdır. En önemli fonksiyonu konuşma üreten organımız olmasıdır. Aldığımız havayı akciğerlerden dışarı verme sırasında gırtlakta bulunan ses telleri titreştirilerek sesin oluşması sağlanır. Ses ise dil dudaklar ve yanakların hareketi ve dişler sayesinde şekillenir ve kelimelere dönüşür.

3-Gırtlak Kanseri nedir ?

Gırtlağın kötü huylu tümörleri denilince gırtlak kanserleri akla gelir. Gırtlak kanserleri bütün vücut kanserlerinin % 2'sini teşkil eder. Daha ziyade 45-50 yaşları arasında görülür. 20 yaşın altında görülmesi çok nadirdir. Erkeklerde sık görülür. Yaklaşık on erkeğe karşı bir kadında görülür. Hazırlayıcı sebepler arasında ilk sırayı tütün alır. Müzmin iltihaplar, aşırı ses tahrişi, tahriş edici gazlar ve alkolizm diğer sebepler arasında yer alırlar.

 4. Hastalar hangi yakınmalarda şüphelenmelidirler ?

Ses kısıklığı, nefes güçlüğü, yutkunurken takılma hissi ve kulağa doğru vuran ağrı. Bunların dışında gırtlakta rahatsızlık hissi, balgam çıkarmada artma, seste ton değişiklikleri, bazen boğazda gıcık ve öksürük ilk belirtiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha geç belirtiler olarak nefes darlığı, yutma güçlüğü, iştahsızlık, aşırı zayıflama, öksürük, kanlı balgam, boyun lenf bezlerinin büyümesi, şiddetli ağrılar gibi bulgulardan bir veya birkaçı birden görülebilmektedir. Kısaca Erken teşhis edilen gırtlak kanserinde tedavi oldukça başarılı olduğu düşünülürse İki haftayı geçmiş her ses kısıklığı durumlarında veya biraz önce bildirdiğim belirtiler mevcutsa kişi hele sigara içiyor ve yaşı 45'in üzerindeyse, mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.

5-Tanı nasıl konulmakta ?

Öncelikle kişide belirtiler söz konusu ise bir muhakkak bir kulak burun boğaz uzmanına muayene olmalıdır. Bizler öncelikle kişinin ayrıntılı KBB muayenesini gerçekleştiririz. Ses ve gırtlak yapısını görmek için KBB alanında kullanılan endoskoplardan faydalanarak muayeneyi tamamlarız. Şayet Gırtlakta şüpheli bir kitle tespit etmişsek veya düşünüyorsak bu parçadan örnek alıp patolojik incelemesini yapmak için kısa süren bir operasyona tabii tutarız. Alınan bu küçük parçalarda kanser tespit edilmişse tümörün gırtlaktaki yeri, büyüklüğü türüne göre daha büyük bir cerrahi veya diğer tedavi seçeneklerini değerlendiririz.

 6- Gırtlak kanseri nasıl tedavi edilmektedir ?

Gırtlak kanserinde genel olarak cerrahi tedavi ve şua tedavisi en önemli iki tedavi usulüdür. Tabi bu tedaviler seçilirken tümörün gırtlaktaki yeri, büyüklüğü türüne göre karar verilerekten cerrahi sınırlar veya diğer tedavi seçeneklerini değerlendirilmektedir. Gırtlağın cerrahi olarak çıkarıldığı durumlarda hasta ses tellerini de kaybetmektedir. Bu ameliyatların sonuçları oldukça başarılıdır. Sonuç itibariyle diğer bölge kanserlerinden çok daha başarılı sonuçlar elde edilir. Tabi belirti varsa geç kalmadan sorun çözümlenmelidir. En büyük can sıkıcı durumsa konuşma fonksiyonunun ortadan kalkmasıdır.

7. Peki bu hastalar bu ameliyatlardan sonra nasıl konuşurlar ?

 Konuşma fonksiyonu ortadan kalkması ile hasta için asıl kabus bundan sonra başlamaktadır. Konuşma fonksiyonu bizlerin hem iletişimde hem de kendimizi ifade etmekte kullandığımız en büyük nimetlerden biridir. Tabi bizler bu hastalarda konuşma fonksiyonu sağlamak için bir takım ses rehabilitasyonları yapmaktayız. Bunun içinde bu uygulamaları gerçekleştirmek için hastanın tedavilerinin tamamlanması beklenmelidir. Bu bekleme süreci şua veya uygulanan cerrahilere göre bazen bir yılı bulabilmektedir. Bir hastamın deyişi ile ‘’ konuşamamak yarı ölüm demekmiş ‘’ ifadesi bu fonksiyonumuzun ne kadar önemli olduğunu bildiren bir ifadedir. Dünyada ilk defa gırtlağı alınan hastanın sesini kaybetmesi ve bu yüzden intihar etmesi ile bu tür hastaları konuşturabilme çabaları ve araştırmaları tıpta ilgi konusu olmuş bu konuda pek çok araştırmacı çalışmalar yapmış ve yapmaktadır. Konuşma fonksiyonu için pek çok yöntem denenmekle beraber, Günümüzde bu tür hastalar için ses protezleri en yaygın konuşma aracıdır.

8-Ses protezi nedir ?

Ses protezi diye adlandırdığımız silikon menşei olan cihazlardır. Basit cerrahi yöntemle yerleştirilir. Bu yolla hasta konuşma fonksiyonu kazanır. Tabi bu işlemde hastaların hepsinin konuşacağı anlamına gelmemektedir. Bu hastaların % 20-30 inde sonuç başarısız olmaktadır. Bu hastalarda hastanın nasıl ve ne kadar başarılı olacağını tespit için ses protezi takma ameliyatı öncesinde insifulasyon testi adı verilen bir test yapmakta idik. Testin sonucunda alınan olumlu sonuç sonucu ses protezi yerleştirme işlemi uygulanmaktaydı. Bu testin yeterince duyarlı olmaması nedeni ile hastaların %20 si nde konuşma fonksiyonunu sağlanamıyordu. Bu şu anlama gelir, siz hastayı umutlandırıyorsunuz bu işlemi gerçekleştiriyorsunuz ama başarı sağlayamıyorsunuz. Bu durum Hastanın konuşmada büyük beklentisi ve umutlarının bitmesi anlamına geliyor. Bu kanser hastaları konuşamamanın verdiği durumlar neticesinde psikolojik rahatsızlıkla ve depresyona girebiliyor. Bu durumun ne kadar önemli olduğumu anca hasta ve aile yakınları bilir. Bu nedenle tüm bu olumsuzlukları önleyebilmek için çalışmalara aslında yıllar öncesi başlamıştık. Türkiye’de 1993’ lü yıllarda bu tür çalışmalarım başladı hatta ülkemizde ilk ses protezi uygulaması yapan kişilerden biriyim. Yıllar boyunca binlerce uygulamadan edindiğimiz gözlem ve bulgular ile bu konuda ciddi bilgi ve tecrübelerim oluştu. Çok daha duyarlı bir test yöntemi geliştirdim. Bu ''Endoiliminatör'' adı ile geliştirdiğim yöntem, %100 duyarlı ve yanılma payı olmayan bir buluş oldu. Pek çok gırtlak kanseri hastasında denedik. Başarısını tıbbi çalışma ile kanıtladık. Neticede çalışmalarım Amerika’da yayımlanan ve Dünyada ilk sırada yer alan ‘’Laryngoscope’’ tıp (KBB) dergisi bilimsel kurullarınca kabul gördü. Ülkemizden böyle bir çalışmayı dünyaya duyurmak ve buluş kazandırmak bizler içinde büyük gurur oldu. Kısaca özetlersek ameliyat öncesi uyguladığımız buluşumuz olan yeni test yöntemi ile bu hastalarımıza % 100 durumu hakkında bilgi verebiliyoruz. Hasta gereksiz bir ameliyata yani başarısız sonuçları olabilecek bir işleme tabi tutulmuyor. Hem hasta açısından hem de gereksiz yapılabilecek bir cerrahinin sonuçları açısından bu önemli. Hekim açısından gereksiz zaman kaybı gibi durumlarda önlenmiş oluyor. Hasta açısından konuşmada beklentisine en başında net cevap verebiliyorsunuz. İşin başında diğer yöntemlere yönlendirebiliyorsunuz.


9. Başkaca yeni çalışmalarınız var mı ?

Tabi başkaca yeni çalışmalarım da mevcut. Yine  bu hastalar üzerinde gerekli olduğunu düşündüğümüz yeni bir buluşun çalışmasını tamamladık ve  yayım aşamasına geldi. Diğer bir çalışmamız da burun estetiği konusunda yeni bir cerrahi yöntem geliştirme çalışması, ki bu da tamamlandı. Bu çalışmada son aşamaya geldi. En önemlisi kulak çınlaması (tinnitus) konusunda yaptığımız çalışmalar, bu konuda ciddi bir çalışma içindeyiz. Sonuçları itibariyle Kulak çınlamaları konusunda tıp çevrelerinde büyük ses getireceğine inandığım bu çalışmamızda biraz zaman alacak. 2016 yılı sonlarına doğru bu çalışmamada yayımlanabilir hale gelecektir.


Op. Dr. A. Ahmet Şirin KBB & Burun estetiği Abdi İpekçi cad. No.57 Resurans han. 1. Blok kat. 4 NİŞANTAŞI /İSTANBUL 0212 2324983 0543 3103232 www.ahmetsirin.com www.tvkbb.com