<div >Çarıkçı'dan sert tepki: Ben paralel anlayışa asla teşekkür etmem<br /> <br /> Geçtiğimiz günlerde medyada SDÜ Rektörü Hasan İbicioğlu'nun, daha önce yapmış olduğu Dekanlık için kendisine teşekkür ettiği SDÜ Rektör adayı Prof. Dr. İlker Çarıkçı ile konu hakkında bir ropörtaj gerçekleştirdik. Kendisine gönderilen teşekkür yazısının ve arkasından bu yazının haberleştirilmesinin Türkiye genel siyasetinde de sıkça rastlanılan paralel algı operasyonlarının yerel bir örneği olduğunu söyleyen Prof. Çarıkçı "Rektör Beyin kendisinin de gayet iyi bildiği gibi, hem kendim hem de birlikte hareket ettiğimiz arkadaşlar zihniyet olarak hiç bir zaman Rektör beyin parçası olduğu paralel yapının bir dekanı ve ekibi olarak hareket etmedik. 17-25 Aralık ihanet operasyonları ile paralel yapının gerçek yüzü ortaya çıkmadan çok önceleri biz zaten ekip olarak kendisi ile yollarımızı ayırmıştık" şeklinde konuştu.<br /> <br /> Paralel yapılanma kadar kötü yönetimin de önemli bir sorun olduğunu ifade eden Prof. Çarıkçı "Süleyman Demirel Üniversitesi idari, personel ve mali açıdan tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Ben ve arkadaşlarım Üniversitemizdeki yanlışlıklara her kademede dur demeye çalıştık. Fakat uyarılarımız hep kulak ardı edildi. Paralel yapılanma yanında bu yanlışlar yapılmaya devam edildiği için de yollarımız çoktan ayrılmış durumda" dedi. <br /> <br /> Bildiğimiz Paralel Algı Operasyonlarından Birisi<br /> <br /> <strong><em>Biz:</em></strong> Geçtiğimiz hafta çıkan haber ile ilgili neler söylemek istersiniz? Rektör İbicioğlu neden size teşekkür etti?<br /> <br /> Cevap: Açık bir şekilde söylemek gerekirse hiçbirimize yabancı olmayan, tanıdık bir algı operasyonu ile karşı karşıyayız. Nedense bana teşekkür etmek Sayın Rektörün aklına neredeyse 2 yıl sonra gelmiş. Her şeyden önce ciddiyetten uzak. İşin aslı kamuoyumuzun bildiği ve devlet kayıtlarında yer aldığı şekliyle paralel yapı adı verilen yapının gerçekleri çarpıtma ve olduğundan farklı gösterme çabası olarak görülmeli. Rektör Hocanın kendisinin de gayet iyi bildiği gibi, hem kendim hem de birlikte hareket ettiğimiz arkadaşlar zihniyet ve yaklaşım olarak hiç bir zaman Rektör hocanın parçası olduğu paralel yapının Dekanı ve ekibi olmadık. 17-25 Aralık perasyonları ile paralel yapının gerçek yüzü ortaya çıkmadan çok önce biz zaten ekip olarak kendisi ile yollarımızı ayırmıştık. Bakın, 17-25 Aralık kalkışması 2013 kışında oldu, haberde yazıldığı gibi ben 2013 yazında dekanlıktan kendi isteğimle istifa etmişim. Yani paralel yapı tüm Türkiye'de su yüzüne çıkmadan önce biz onlarla yollarımızı ayırmışız. Fakat güya kendilerince "biz paralel isek siz de bir zamanlar bizimle çalıştığınıza göre siz de paralelsiniz" diyerek kafaları bulandırabileceklerini düşünüyorlar. Komik bir şekilde gerçekleri ters yüz edebileceklerini zannediyorlar. Olay bundan ibaret.<br /> <br /> <strong><em><span style="line-height: 20.7999992370605px; ">Biz:</span></em></strong> Rektöre danışmanlık yapıyor musunuz gerçekten?<br /> <br /> Cevap: Danışmanlık kurumu Üniversitede aslında işletilmeyen bir kurum. Yani sadece kağıt üstünde. Bir kaç paralel unsur dışında tüm danışmanlıklar göstermelik. Adı danışman olarak geçen fakat fiilen kendisine danışılmayan hocalarımız var. Danışmanlıktan istifa etmek diye bir kurum yok. Ben zaten fiilen danışman falan değilim. Acı olan şu ki, Sayın Rektör'ün gerçekte fiili danışmanı olsaydım, yani benim sözlerimi dikkate alsaydı, kendisi zaten şu an içinde bulunduğu her açıdan sıkıntılı durumda olmazdı. Çok önceden yollarımızı ayırmadan evvel, gerek kadrolaşma konusunda gerekse hukuki ve mali konularda yapılan yanlışlar için kendisini defalarca uyarmıştım. Ayrıca sadece ben değil bugün birlikte hareket ettiğimiz pek çok arkadaşım gidilen yolun yanlış olduğunu, yapılan uygulamaların haksız olduğunu çeşitli ortamlarda defalarca kendisine iletti. Fakat maalesef etkili olmadı, olamadık. O yüzden biz buradayız, Sayın Rektör ve ekibi de orada. <br /> <br /> <strong><em><span style="line-height: 20.7999992370605px; ">Biz:</span> </em></strong>Öyleyse size göre gerçekte yapılmaya çalışılan nedir?<br /> <br /> Cevap: Kanımca seçimlere çok az bir süre kalmış olduğu için Rektör Hoca ve ekibi en güçlü gördükleri aday hakkında bir şekilde olumsuz imaj oluşturmaya çalışıyorlar. Ben olayı böyle görüyorum. Aksi takdirde, hakikaten komedi filmi gibi bir durum ortaya çıkıyor. 2013 yılı yazında bıraktığım bir görevden dolayı, aradan 2 sene geçtikten sonra, fakat ne hikmetse seçimlere 3 hafta kala, bana teşekkür etme gereğini duyuyorlar. Tekrar söyleyeyim bu bir paralel algı operasyonudur ve cevabım çok açıktır: Ben paralel anlayışa yaptıklarından dolayı asla teşekkür etmem. <br /> <br /> <strong><span style="line-height: 20.7999992370605px; "><em>Biz:</em> </span></strong>Süleyman Demirel Üniversitesi'nde paralel yapılanma olduğunu kabul ediyorsunuz yani?<br /> <br /> Cevap: Bakın, bizler milyonluk nüfusa sahip metropol bir şehirde yaşamıyoruz. Ispartamız çok büyük bir yer değil. Ayrıca büyük şehirlerde bile kimin kim olduğu, hangi adımı attığı ilgili herkesçe malumdur. O açıdan bakarsanız, SDÜ'de ne olup bittiğini, idarenin ne tür yanlışlar içerisinde olduğunu az çok ilgisi olan herkes gayet açık bir şeklde bilmektedir. Bugün bırakınız üniversiteyi, şehirden kiminle konuşsanız SDÜ'deki sıkıntıları size bir çırpıda sayıverir. Herkes gayet iyi bilmektedir ki bu yönetim dönemi içerisinde, yapılan tüm ikazlara rağmen hukuk hiçe sayılarak Üniversite adım adım paralel yapıya teslim edilmiştir. Bunun gizlisi saklısı, acabası yoktur. Diğer taraftan İlker Çarıkçı'nın kim olduğu, geçmişi, siyasi duruşu, aile yapısı da, Ispartalıyım diyen hemen herkesin bilgisi dahilindedir. Hiç bilmeyen birisi de merak etse yarım saat içerisinde şeceremi çıkarıverir. Ben Isparta'ya akademisyenliği döneminde gelmiş birisi değilim. Kökümüz, ailemiz, kimliğimiz herkesin malumu. Ayrıca tüm bunlardan önemli gördüğüm bir noktayı söylemek istiyorum. Üniversite'de paralel anlayış, organizasyon ve kadrolaşmaya başından beri ilkeli bir şekilde nasıl muhalefet ettiğimiz de, gösterilen kötü yönetime nasıl karşı çıktığımız da akademik camia tarafından gayet net bir şekilde bilinmektedir. Bu konuda benim ve arkadaşlarımın kalbi gerçekten müsterihtir. Kısaca söylemek gerekirse Süleyman Demirel Üniversitesi idari, personel ve mali açıdan tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Ben ve arkadaşlarım Üniversitemizdeki yanlışlıklara her kademede dur demeye çalıştık. Fakat uyarılarımız kulak ardı edildi. Paralel yapılanma yanında bu yanlışlar yapılmaya devam edildiği için de yollarımız çoktan ayrılmış durumda. <br /> <br /> Paralel Yapı Kadar Üniversitenin Kötü Yönetilmesi de Büyük Sorun <br /> <br /> <strong><em><span style="line-height: 20.7999992370605px; ">Biz:</span> </em></strong>Öyleyse Rektör Hasan İbicioğlu paralel yapı ile hareket ediyor olmasa da onunla yola devam etmeyecektiniz, bunu söyleyebilir miyiz?<br /> <br /> Cevap: Eğri oturalım, doğru konuşalım diye bir tabir vardır. Doğru konuşmak gerekirse üniversite en kötü yönetim dönemini yaşamaktadır. Evet üniversitenin paralel yapı ve anlayışa teslim edilmesi büyük bir sorundur. Fakat biz bununla beraber Rektör Hocaya sadece paralel yapı ile irtibatından dolayı değil, göstermiş olduğu kötü yönetimden dolayı da karşı çıkıyoruz. Tekrar ediyorum, SDÜ kurulduğundan beri gelmiş geçmiş en kötü yönetim dönemi maalesef Sayın İbicioğlu dönemidir. Bugün SDÜ'de hangi konuya el atsanız sıkıntı yaşanmaktadır. Gerek akademik ve gerekse idari kadrolar olan bitenden, yapılan uygulamalardan mutsuz ve tedirgindir. Mobbing iddiaları ayyuka çıkmış durumdadır. Görevlendirme kararlarının hukuksuzluğuna yönelik iddialar ciddidir ve cevaplanmayı beklemektedir. Kısacası en başta üniversitenin asli unsuru olan insanlar mutsuz ve tedirgindir.<br /> <br /> Diğer taraftan mali açıdan sıkıntılar artık yargıya taşınmış ve ulusal basına kadar yansımıştır. Böyle bir durumda, en baştaki bir idarecinin en son söyleyeceği şey "mağduriyet" olmalıdır. Fakat mevcut yönetim anlaşılmaz bir şekilde sorumluluğu kabul etmemekte ve mağdur rolüne soyunmaktadır. SDÜ hukuksuzluk, keyfilik, mobbing, mali sıkıntılar gibi konularla anılmayı hak etmiyor. Açıkçası üniversitenin sahip olduğu ve benim de bir parçası olmaktan gurur duyduğum mevcut potansiyeline yazık edilmektedir. En üzüntü verici olan budur. </div>