Toplantının konuşmacısı, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Nurhan Yıldırım oldu. Yıldırım, kuraklığa dayanıklı meyve türleri kapsamında özellikle kestane ve hünnap meyvelerini; bölge ekolojisi, üretim koşulları ve pazar potansiyelleri açısından avantaj ve dezavantajlarıyla değerlendirdi.
“Gündemlerimizi Bilimsel Bir Yaklaşımla Ele Alıyoruz”
Toplantının açılış konuşmasını yapan Fikir Isparta Topluluğu Başkanı ve İş İnsanı Yunus Karabulut, Isparta’nın farklı alanlardaki sorunlarını bilimsel veriler ışığında ele aldıklarını belirterek şunları söyledi:
“Bölgemiz ciddi bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Su kaynaklarımız azalıyor, yer altı suları hızla tükeniyor. Gelecek nesillerimizi düşünerek ekolojik dengeyi koruyacak çalışmalara hız vermek zorundayız.”
“Amacımız Bilgilendirmek ve Gündem Oluşturmak”
Isparta’nın tarımsal üretim ve özellikle meyvecilikte Türkiye’nin önemli merkezlerinden biri olduğuna dikkat çeken Karabulut, sulama sorununun en önemli başlıklardan biri olduğunu vurguladı. Kuraklığa daha dayanıklı ve daha az su tüketen ürünler üzerine fikir çalışmaları yaptıklarını belirten Karabulut:
“Bugünkü toplantımızda, hocamızın uzmanlık alanı olması nedeniyle kestane ve hünnap meyvelerini üretim ve ticari potansiyel açısından ele aldık. Sayın hocamıza değerli sunumu için teşekkür ediyorum.” dedi.
“Hiçbir Şey Bugünden Yarına Değişmez”
Meyve üretiminin aynı zamanda bir kültür olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Adnan Nurhan Yıldırım, üretim alışkanlıklarının uzun yıllar içinde oluştuğunu ve değişimin de zamana ihtiyaç duyduğunu ifade etti:
“Hiçbir şey bugünden yarına ‘hadi değiştirelim’ demekle değişmez. Ancak yeni doğal şartlara uygun alternatif ürünlerle, uzun vadede dönüşüm mümkündür.”
Amaç Kıyas Değil, Alternatif Üretim
Yıldırım, önerilen meyve türlerinin elma ve kiraz gibi mevcut üretim ürünleriyle kıyaslanmaması gerektiğini vurgulayarak, esas hedefin kuraklığa toleranslı alternatifler geliştirmek olduğunu söyledi. Kullanılamayan tarım alanlarında zamanla yeni bir üretim kültürü ve pazarın oluşabileceğine dikkat çekti.
Kestane: Kuraklığa ve Soğuğa Dayanıklı, Ekonomik Bir Tür
Sunumunda ilk olarak kestaneye değinen Prof. Dr. Yıldırım, dünya genelinde Amerikan, Avrupa, Japon ve Çin kestanesi türlerinin bulunduğunu, yetiştiricilikte ise en çok Avrupa grubu kestanelerin tercih edildiğini belirtti.
Isparta’da Tarihî Kestane Varlığı
Isparta’da kestanenin tarihsel bir geçmişi olduğunu aktaran Yıldırım, Dere Mahallesi çevresindeki kestane ağaçlarının 1800’lü yıllarda dikildiğini ve bu türün 250–300 yıl ömre sahip olduğunu ifade etti. Kestanenin 15–20 yılda ekonomik verime ulaştığını belirtti.
İklim ve Ekoloji Açısından Uyumlu
Mayıs ayında çiçeklenmesi sayesinde don riskinden etkilenmiyor
Gövdesi -30 / -35 derece soğuğa dayanıklı
Yıllık 600 mm yağışla çok az sulama ihtiyacı
Ekim ayında hasat edilebiliyor
Sanayi Kullanımı ve Hastalık Riski
Kestanenin meyvesinin yanı sıra tanen içeriğiyle sanayi açısından da önemli olduğunu belirten Yıldırım, özellikle mürekkep hastalığına karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Bu kapsamda Maraval ve Marigoule çeşitlerinin hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı olduğunu ifade etti.
Hünnap: Az Su Tüketen, Uzun Ömürlü ve Sağlık Dostu
Sunumun ikinci bölümünde hünnap meyvesini ele alan Prof. Dr. Yıldırım, hünnapın Çin ve Hindistan kökenli, C vitamini açısından zengin ve sağlık faydaları yüksek bir meyve olduğunu belirtti.
Derin kök yapısı sayesinde sulamaya ihtiyaç duymuyor
Isparta iklimine uygun
Ağaç başına 30–35 kg, iyi koşullarda 50–55 kg verim
Ömrü 300 yıla kadar ulaşabiliyor
Ancak hünnapın sanayi kullanımının sınırlı olduğunu ve yalnızca gıda sektöründe değerlendirildiğini vurguladı.
Pazar Avantajı Kestanede
Sunumun sonunda iki meyveyi pazar potansiyeli açısından değerlendiren Prof. Dr. Yıldırım, hünnapın sağlık açısından önemli bir meyve olmasına rağmen sanayi kullanımı ve pazarlama olanakları bakımından kestanenin daha avantajlı olduğunu ifade etti.