Belgesel

Nazmiye Demirel

Abone Ol

MASRAFA GİRMEYELİM DEDİ EŞYA DEĞİŞTİRTMEDİ Köşk’te kaldıkları sırada özelikle günlük kullanılan eşyaların hayli yıpranmış olması nedeniyle kendisine "Kumaş beğenin yüzlerini değiştirelim" dendiğinde, "Hayır, bunların tarihi değeri var, hem masrafa da girmeyelim" dedi ve sadece üzerlerine kılıf geçirilmesini istedi. 7 yıl boyunca da üzerine kılıf geçirilmiş bu eşyaları kullandı.

KÖŞK’TE NAZMİYE HANIM PROTOKOLÜ Hulusi Turgut, Demirel’in döneminde Köşk’e damgasını vuran "Nazmiye hanım protokolü"nü de şöyle anlattı: "Süleyman Bey Cumhurbaşkanı iken Köşk’te iki tür uğurlama yapılırdı. Birincisi, Cumhurbaşkanı 1 No’lu nizamiyeden çıkarken bir manga askerin selam durduğu, Cumhurbaşkanının da makam aracından elindeki şapkasıyla selamladığı resmi uğurlama. İkincisi de, Cumhurbaşkanı konuttan ayrılırken Nazmiye hanımın talimatıyla bir görevlinin aracının arkasından ‘yolun açık olsun’ diye bir sürahi su döktüğü Nazmiye hanım uğurlaması.''

GEZİLERE YASTIĞINI DA GÖTÜRÜYORDU Hulusi Turgut, "o kadar evcil bir insandı ki" diye anlattığı Nazmiye hanımla ilgili şu ayrıntıyı aktardı: "Evin dışındaki ortamları yadırgardı. DSİ Genel Müdürlüğü’nden beri de eşi Güneydoğu başta olmak üzere baraj ve sulama faaliyetleri için sık sık seyahatlere giderdi. O gezilere gittiklerinde valizinde hep bir yastık bulunurdu. Nazmiye hanım evinde de kullandığı yastığını yanında taşırdı.''

PAPA’DAN DEMEÇ ALMAK DAHA KOLAY Gazeteci Ayça Atikoğlu’nun kaleminden Nazmiye Demirel: "Demirel’in yanında ettiği birkaç cümle dışında, 1969’dan beri, basına söyleşi vermemesine rağmen, ona kırgın bir medyadan söz edilemez.. Ankara’daki hava aynen şöyle: ‘Nazmiye Hanım mı? Söyleşi kabul etmez ama mutfağında her zaman yiyip içebilirsin!..’ Olayın imkansızlığı şu şekilde anlatılabilir: 2005 yılında, Pazar sohbetleriyle ünlenen gazeteden bir gazeteci Süleyman Beye şöyle der: ‘Gazeteciliğimi iki röportajla noktalamak isterim ; biri Papa, diğeri de Nazmiye Hanım..’ Demirel, ‘Yarısını oldu bil..’ deyince, gazeteci heyecanlanır: ‘Yani Nazmiye Hanım’la konuşabilecek miyim?..’ ‘Yoo, sana Papa’yı ayarlayacağım!..’ der Süleyman Bey."

SABAHIN 5’İNDE GELEN DEMİREL’İ EVE ALMADI Yaşar Topçu, Cavit Çağlar, Mehmet Batallı, Mehmet Ali Yılmaz gibi isimler Demirel’i akşamları alıp dışarı çıkarırlar. Yenilip içilen bu akşam gezmelerinden birinde ipin ucu kaçmış, Demirel eve gelip kapıyı çaldığında saat sabahın dördü olmuştur. Nazmiye Hanım da "neredeysen orada kalsaydın" deyip kapıyı açmayınca, Demirel o geceyi Çağlar’ın evinde geçirmek zorunda kalmıştır. Şehir efsanesi olarak hala konuşulan bu olayın kahramanlarından Çağlar, Hürriyet’e gerçek öyküyü şöyle anlattı: "1991 seçimleriydi, beni kırmayarak Bursa’daki toplantımıza katılan Beyefendi akşam uçakla İstanbul’daki bir başka parti toplantımıza gitti. Ben de Bursa’daki programın ardından İstanbul’a gidip kendisiyle buluştum. İl Başkanımız Orhan Keçeli bizi Caddebostan Maksim’e götürdü. Metin Akpınar-Zeki Alasya-Seda Sayan kabare yapıyorlardı. Biz gece dörde kadar orada kaldık. Sabaha karşı beşte Beyefendi’nin Tuzla’daki evine gittik. Kapıyı çaldık açan yok, beş dakika kadar sonra hanımefendi açtı, Beyefendi, ‘Nazmiye ben geldim’ dedi, ‘Hoş geldin, ama ne telefon ne bir şey, haber vermeden bu saate kadar neredeydin’ dedi. Beyefendi, ‘Bak Cavit, oğlu Mustafa da burada’ deyince de, ‘Birbirinizi mi aklıyorsunuz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?’ dedi bize. "Sizi affettim bu sefer’ deyip bizi içeri aldı. ‘Biz Bursa’ya döneceğiz’ dememize rağmen bırakmadı, ‘dinlenin sonra gidersiniz’ diyerek bana ve oğluma da yatacak yer hazırladı.

CHEVROLET OTOMOBİLİNİ ABD’DEN GETİRDİ Nazmiye Demirel, eşiyle birlikte gittiği ABD’de otomobil kullanmayı öğrendi. 1955 yılında Türkiye’ye dönüşlerinde de beraberinde Chevrolet marka bir otomobil getirdi. Türkiye’ye gemiyle gelen otomobilin öyküsünü, Demirel ailesine en yakın isimlerden gazeteci-yazar Hulusi Turgut şöyle anlattı: "1950’li yıllarda, bırakın ehliyet sahibi bir kadın, otomobil görmek bile çok enderdi. Nazmiye Hanım, Ankara’da ehliyet alıp otomobil kullanan ilk kadınlardan biriydi. Amerika’dan gelmiş Chevrolet marka şık bir otomobil, sürücüsü de bir bayan, tabii çok ilgi çekiyordu. Süleyman Beyin de ehliyeti vardı ama kullandığı ilk otomobilde manevra sırasında kaza yapınca bir daha kullanmadı. İlk bürokratlığı, hatta DSİ Genel Müdürlüğü döneminde bile eşine şoförlük yaptı. Sonra da mecbur kalmadıkça devletin arabasını kullanmadı." Nazmiye hanım da bir röportajında, yakın çevresinin "en büyük keyfidir" diye anlattığı otomobil kullanma öyküsünü şöyle anlatmıştı: "1955’den beri araba kullanırım. Prensip olarak, kocama verilen makam arasında bir yere gitmezdim. Alışverişlerim, ziyaretlerim için ben de bir arabaya ihtiyaç duydum. Kendi arabamı kendim kullanırım..."

"SİYASETÇİSİNİZ" DER BİZİ ÇOK TENKİT EDERDİ Demirel döneminin Devlet Bakanı Cavit Çağlar, "benim ikinci annem kadar yakındık" dediği Nazmiye hanımı şöyle anlattı: "Dobra, mert kadındı. Çok net, muhakeme kabiliyeti yüksek, herşeyi çekinmeden söyleyebilen, haklının savunucu bir insandı. Bizi de çok tenkit ederdi. Kendimizi savunmaya kalktığımızda da, ‘siz siyasetçisiniz, benim gördüklerimi göremiyorsunuz, herkes bana gelip gidiyor, dertlerini anlatıyor, size konuşamıyorlar’ derdi. Süleyman Bey de Nazmiye hanımın söylediklerine kulak verirdi." Geçmişte Demirel ailesinin en yakınında yer alan gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak da, "Demirel’i her zaman omuzlamış bir insandı. Onda Semra Özal örneği yoktu. Daha gölgede kalan, ancak ikili ilişkilerde muhakkak Demirel’in üzerinde de etkisi olan bir insan" dedi. Dobra kişiliğiyle tanınan Nazmiye Demirel’in bir uçak yolculuğu sırasında yanındaki koltukta gazetecilere demeç veren eşinin eline vurup, "yine çok atıyorsun" demesi de büyük ses getirmişti.

DİBİ YANIK PİLAVI MEŞHURDU Çağlar anlatıyor: "En büyük zevki kendi yaptığı yemekleri bize yedirmekti. Yemekleri de evdeki görevlilere değil kendisi servis ederdi. Özenerek yaptım der zorla yedirirdi. En güzel de yaptığı da yanık pilavdı. Pilavın dibini özellikle yakar, sonra tencereyi ters çevirince dibi yanık çıkardı, tadına doyum olmazdı.''

DAMADI NİKAH MASASINDA BEKLEDİ Demirel çifti akrabadır. Nazmiye Demirel bu akrabalığı şöyle anlatır: "Babamla kayınpederim kardeş çocukları olurlar. Kayınvalidemle babam da akrabadır. Evlenmeleri de hep aralarında olmuş. Kız kardeşim, Süleyman Bey’in dayısının gelinidir. Hepimiz geniş bir aileyiz." Hulusi Turgut da Demirel çiftinin evlilik öyküsünü şöyle anlattı: "Nazmiye hanım kız sanat enstitüsü mezunudur. Süleyman Bey liseyi bitirip İTÜ’yü kazanınca, iki aile gençlerin başını bir nişanla bağlarlar. Süleyman Beyin annesi, ‘Süleyman'ımı İstanbul’un kızları kapmasın’ der. Kendisine sormuştum, ‘Siz İstanbul’a gittikten sonra hiç mektuplaştınız mı’ diye. ‘Hayır’ dedi. O dönemin şartlarında demek ki hoş bir şey değilmiş. Nihayet, 12 Aralık 1948’de evleniyorlar. O sırada Süleyman Bey henüz diplomasız bir mühendis olarak Burdur’un Bucak ilçesinde hükümet konağı inşaatında çalışmaktadır. Diplomasızdır çünkü hararet makinaları dersini bütün sınıf boykot ettiği için bir dönem kaybetmişler. Düğünde de ilginç bir olay yaşanıyor. Düğün başlamış ama ortada damat yok. Babası bir köylüyü Bucak’a gönderiyor, ‘git damadı al gel’ diye. Sonra Süleyman Bey gelip düğüne katılıyor." Süleyman Demirel, eşi Nazmiye Demirel ile birlikte annesi Ümmühan Demirel'i ziyaret etti .

JİVKOV’UN KIZIYLA "GÖZCE" ANLAŞTI Eski Cumhurbaşkanlarından Fahir Korutürk’ün eşi Emel Korutürk onu şöyle anlatır: "Nazmiye Hanımı çok zeki ve esprili bulurum. Bulgaristan Devlet Başkanı Jivkov gelmişti. Kızı refakat ediyordu. Uzun boylu, soğuk, mesafeli bir kız. Yabancı dil de bilmiyor. Yemek bitti. Bir ara baktım, Nazmiye Hanım, Jivkov’un kızı ile bir köşede gülüşüp duruyor. Nasıl olur? ‘Hanımefendi nece anlaştınız’ diye sordum, ‘gözceee’ dedi."

EŞİNİ İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDE HİÇ YALNIZ BIRAKMADI Nazmiye Demirel, Türk siyasi hayatının önemli isimlerinden biri olan 9'uncu cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i iyi günde ve kötü günde hiç yalnız bırakmadı.

12 Eylül 1980 sabahı Demirel, Hamzakoy'a giderken yanında yine Nazmiye Hanım vardı. Eşinin 29 günlük zorunlu ikameti süresince en büyük destekçisi oldu.

Demirel, Zincirbozan'a sürgün gönderildiğinde, gözlerinden akan iki damla yaş çektiği sıkıntıları belki de ilk kez dışarıya vuruyordu..

DYP'nin kuruluşunu Nazmiye Hanım an be an izledi. İsmet Sezgin, Necmettin Cevheri ve Yılmaz Ergenekon gibi kurmaylar sürekli Nazmiye Hanım'ı da bilgilendirip moral verdiler. O hep Demirel'in gizli kadın kurmayı oldu.

Yasaklı yıllar bittikten sonra Süleyman Demirel devletin zirvesinde o da yanındaydı.

1993 yılında Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilmesiyle 'First Lady' olan Nazmiye Demirel, 2005 yılından bu yana Alzheimer hastalığıyla mücadele ediyordu.

12 Eylül darbesinin ardından dönemin Başbakan'ı Süleyman Demirel ve eşi Nazmiye Demirel ile CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit gözaltına alınarak Hamzakoy Askeri Kampı'na götürülmüştü.

12 Eylül 1980 tarihinde Başbakan Süleyman Demirel, eşi Nazmiye Demirel ve Nahit Menteşe, Hamzakoy'a götürülmek üzere getirildiği Etimesgut Havalimanı'nda paltosunu sinirle fırlatırken.

Bülent Ecevit ve eşi ile Süleyman Demirel ve eşi, 12 Eylül sabahından bu yana gözaltında bulundukları Gelibolu Hamazakoy'daki dinlenme tesislerinden alınarak, İstanbul üzerinden özel askeri uçakla Ankara Etimesgut Havaalanı'na getirildiler.

Bülent Ecevit ve eşi ile Süleyman Demirel ve eşi, 12 Eylül sabahından bu yana gözaltında bulundukları Gelibolu Hamazakoy'daki dinlenme tesislerinden alınarak, İstanbul üzerinden özel askeri uçakla Ankara Etimesgut Havaalanı'na getirildiler.

Süleyman Demirel, Nazmiye Demirel ve Gerald Ford (ABD Devlet Başkanı)

Süleyman Demirel, Nazmiye Demirel'e partisinin rozetini takarken.

Boğaz Köprüsü'nün maketini incelerken (15 Haziran 1970)

Başbakan Süleyman Demirel'e İtalya Başbakanı tarafından ''Büyük Şövalye'' ünvanı verilirken bir kare...

Süleyman Demirel, müteaddit defalar satışını önlediği köşkün önünde eşi Nazmiye Demirel ve Muammer Karaca ile Birlikte görülüyor.

Nurdan Torun ile birlikte

'Osmanlı Sarayı Hazineleri Versailles'de Topkapı' sergisinin açılışı Süleyman Demirel ve Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın katıldığı törenle açıldı

Haydar Aliyev, Süleyman Demirel ve eşi

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve eşi Nazmiye Demirel, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer devir teslim töreninde basın mensuplarına poz verdiler

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve eşi Nazmiye Demirel, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer, devir teslim töreninde basın mensuplarına poz verdiler