Türkiye’de her 100 kişiden birinin çölyak hastası olduğunu hatırlatan Şahinler, bu bireylerin buğday, arpa, çavdar ve hatta üretim sürecinde bu tahıllarla temas ettiği için yulaf gibi ürünlerden dahi uzak durmaları gerektiğini vurguladı. “Çölyak bir tercihten değil, mecburiyetten doğan diyetle yönetilebilen ciddi bir sağlık sorunudur,” diyen Şahinler, glütensiz beslenmenin yalnızca evde değil, dışarıda da ciddi bir sorun haline geldiğini söyledi.
Restoranda Yemek Yemek Bile Bir Mücadele
Çölyak hastalarının sosyal yaşamda ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya kaldığını dile getiren Şahinler, glütensiz ürünlerin yaygın olmamasının ve güvenilir gıdaya erişimin zorlaşmasının hastaları yıprattığını belirtti. “Restoranlarda yediğimiz yemeğin gerçekten glütensiz olup olmadığını çoğu zaman bilemiyoruz. Paketli ürün alsak dahi içerik ve üretim koşullarını kontrol etmek zorundayız,” ifadelerini kullandı.
Tarım Bakanlığı’nın glütensiz ürünler için belirlediği 20 mg/kg sınırının önemli olduğunu vurgulayan Şahinler, “Bu etiketi taşıyan ürünler bizim için daha güvenli. Ancak üretimden servise kadar glütene temas etmemesi gerekir ki bu da ciddi hijyen ve dikkat gerektiriyor” dedi.
"Bir Lokmadan Bir Şey Olmaz" Anlayışı Hâlâ Sorun
Çölyak hastalarının yalnızca kendilerinin değil, çevresindeki bireylerin de bilinçli olması gerektiğini dile getiren Dernek Başkanı Şahinler, toplumsal farkındalık eksikliğine dikkat çekti. “Hâlâ birçok kişi, ‘bir lokmadan bir şey olmaz’ diyebiliyor. Ama bu ‘bir lokma’, çölyak hastasının bağırsağında kalıcı hasara yol açabiliyor,” diyerek uyarıda bulundu.
Destekler Artıyor Ama Yeterli Değil
Bazı belediyelerin glütensiz gıda destekleri sunduğunu ve farkındalık çalışmalarının son yıllarda arttığını söyleyen Şahinler, “Yol aldık ama yeterli değil. Glütensiz ürünlerin ulaşılabilirliği, uygun fiyatlı olması ve toplumsal duyarlılık hâlâ çözülmesi gereken başlıca sorunlar arasında” dedi.
Batı Akdeniz Çölyak Derneği’nin, hastaların yaşam kalitesini artırmak için hem kamu kurumlarıyla hem de özel sektörle iş birliği arayışında olduğunu belirten Şahinler, “Çölyak bir sağlık sorunu olduğu kadar bir yaşam biçimi. Bu yaşam biçimine saygı gösterilmesini ve destek olunmasını istiyoruz” diye konuştu.