Bugün Türk Milleti için askeri ve siyasi bakımından büyük önem taşıyan 30 Ağustos Zaferi’nin 103.yılını kutluyoruz. Osmanlı imparatorluğu çok çetin geçen 1.Dünya savaşından, dahil olduğu grupla birlikte yenik ve yorgun olarak çıkmıştı. Ordumuz dağılmış. Harp gücümüz hemen hemen tükenmişti. 1.Dünya savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu zamanında yapılan pazarlıkların uygulanmasına, harp sonrası hemen başlanmış, ülkemizin önemli bölgeleri silahlı işgallere uğramıştı.
Tarih boyunca bağımsız yaşamaya alışmış Türk Milleti öz vatanında kendisine yapılan bu çirkin saldırıya, süratle karşı koymak zorunda bırakılmıştı. Anadolu’nun kurtuluşu için direnişi üzüntü imkansızlıklar ve fakat başarılarla dolu olarak 3 yıldan fazla sürdü.30 Ağustos Zaferinden önce 1.ve 2. İnönü Muhabereleri ile Sakarya Meydan Savaşı kazanılmıştı. Ancak nihai zafer henüz elde edilmemişti.
Bunun için bir muhabereye hazırlanmak gerekiyordu. Düşman Afyon- Kütahya hattında geçilmesi zor bir müdafaa kademesi hazırlamıştı.
Türk ordusunun taarruza geçebilmesi bir çok imkanların sağlanması ile mümkündü. Ordunun taarruz hareketi için çok sayıda askerin silah altına alınması gerekiyordu. Milli kuvvetlerin elindeki sınırlar içinde işe yarar çapta tek fabrika bacası tütmüyordu. İhtiyacı karşılayacak demir ve karayolu yoktu.
Oysa bir sandık cephanenin cepheye nakli bile yüzlerce kilometrenin katedilmesi gerekiyordu. Ordunun beslenme ve giyinme imkanları sınırlı idi. Hastalık çoktu. Buna mukabil ilaç yoktu ve bütün bu koşullar altında düşmanı vatanın “ Harimi İsmet” inde boğmak gerekiyordu. Bu şartlar altında başkomutanlık savaşı 26 Ağustos sabahı ani bir taarruzla başladı. 30 Ağustos’a kadar 5gün korkunç bir mücadele içinde geçti. Zafer başta Türk askerinin eşsiz savaş gücünün sonradan da yapılan planların mükemmelliğinin ve başkomutandan en uçtaki erlere kadar bütün savaşçıların iyi işbirliğinin eseridir.
Bu yönü ile başkomutanlık zaferi harp sanatının da ölmez örneklerinden birini teşkil eder. 31 Agustos
sabahı düşman savaş meydanını muzaffer ordumuzun silahlarını terk etmişti. Bundan sonra Atatürk’ün meşhur emri duyuluyordu. “ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR İLERİ!”
GERÇEKTEN TÜRK ORDUSUNUN 14 GÜNDE 150.000 KİŞİDEN FAZLA BİR KUVVETİ YOK ETMESİ VE 550 KM’LİK MESAFEYİ 9 GÜNDE YARIŞIRCASINA ALMASI UNUTULMAZ BİR BAŞARIDIR. 30 AĞUSTOS ZAFERİ BİR YANDAN MİLLET OLMANIN VE ANCAK ONA DAYANMANIN BİR ZAFER OLDUĞU KADAR MİLLETE DAYANAN VE BÜTÜN GÜCÜNÜ ONUN VARLĞINDAN ALAN MİLLİ KUVVETLERİN MEMLEKETİ DÜŞMANDAN TEMİZLEMENİN ANLAMINI DA TAŞIR.
ZAFERİN ULUSLARARASI POLİTİK ETKİLERİ BÜYÜK OLMUŞ.( LOZAN BARIŞI) BUNU İZLEMİŞTİ. KEZA BÜYÜK ZAFERDEN SONRA TÜRK TARİHİNİN ARALIKSIZ BARIŞLA GEÇEN EN UZUN DÖNEMİ BAŞLAMIŞTIR. O SEBEPLE BUGÜN SADECE BİR BÜYÜK ZAFERİN DEĞİL, EN UZUN BARIŞIN DA 103. YILDÖNÜMÜNÜ KUTLAMAKTAYIZ. BUGUNÜ TÜRK MİLLETİNE BAĞIŞLAYAN ŞEHİT VE GAZİLER ÖNÜNDE EĞİLMEK HEPİMİZİN GÖREVİDİR.
HASAN ÖZBEK