"Uğraş bununla da bitmiyordu... Oradan 1-2 saatlik aradan yararlanıp kulüp binasına koşuyor, kapıya dayanan bankacılarla görüşüyordum. Tümü paniğe kapılmış bir halde ‘Para’ diye kulübün kapısını aşındırıyorlardı. Onların karşısına oturup, ‘Bu borç Fenerbahçe Spor Kulübü’nün borcu değil bizim borcumuz. Bu borç Nihat Özdemir’in borcu. Bu borcu ödeyeceğiz hiç şüpheniz olmasın. Muhatabınız Fenerbahçe değil, biziz’ dedim. Onlara bu güvenceyi verdiğimizde başta Hüsnü Özyeğin almak üzere ama hepsine teşekkür ediyorum, para musluklarını kulübe ardına kadar açtılar. Derhal dönüp bir o günlere bakıyorum, üstelik bugüne yani o akşama. O yazının yazıldığı o yazıya imza atan gazetecilerle Fenerbahçe Başkanı bağlı yanlamasına program yapıyor. Şu Anda ben soruyorum..." "Tüm bunları yaşamış, tüm bu mücadelelerin içinden geçmiş Aziz Yıldırım için, arkadaşları için, Fenerbahçe için savaşmış Nihat Özdemir mi Fenerbahçe’yi şikeyle suçlayacak? Suçlayabilir miyim, bunu yapabilir miyim? Hangi vicdan bunu yapar? TFF Başkanı olarak ben kimseyi suçlamam ve hangi vicdan bana bunu yakıştırır? Gelin bakın TFF kayıtlarına. Orada ‘2010-11 sezonunun şampiyonu Fenerbahçe’ diye yazıyor. Bundan daha ötesi var mı? Bunu tartışmaya ben açmıyorum, bunu tartışmaya Fenerbahçe Başkanı açıyor. TFF kayıtlarından benim bir şüphem değil. Şüphesi olanlar bu tartışmayı ateşliyor ve alevlendiriyor. Ben TFF Başkanı’yım. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan Vekilliği’nden buraya geldim. Ve Fenerbahçe kültürü ve etiği bana tarafsız olmayı, her takıma eşit mesafede yaklaşmayı öğretti. Bu Fenerbahçeli duruşundan bütün Fenerbahçeliler kibir duymalı.”
Bu haber sizlere www.haber32.com.tr farkıyla sunulmuştur