Açıklamada, KTEPH’in akciğer damarlarında pıhtıların kalıcı tıkanıklık oluşturmasıyla gelişen, yaşam süresini ve kalitesini ciddi şekilde etkileyen fakat tedavi edilebilir bir hastalık olduğu vurgulandı. Her yıl Kasım ayının ikinci haftasında düzenlenen farkındalık gününün, hem hekimler hem de toplum için erken tanı bilincini artırmayı hedeflediği belirtildi.
KTEPH’in çoğunlukla geçirilmiş akciğer embolisi sonrası ortaya çıktığını belirten SDÜ yetkilileri, kalıcı damar tıkanıklığının nefes darlığı, yorgunluk, çarpıntı, bacaklarda şişlik ve egzersiz kapasitesinde azalma gibi belirtilere yol açtığını ifade etti.
Tanı çoğu zaman gecikiyor
Birçok hastanın nefes darlığını yaşlanma ya da kondisyon eksikliğiyle ilişkilendirdiği, bu nedenle tanının yıllarca geciktiği aktarıldı. Pulmoner emboli geçiren hastaların yaklaşık yüzde 3’ünde KTEPH gelişebileceği hatırlatılarak, tedaviye rağmen nefes darlığı düzelmeyen kişilerin ekokardiyografi ile değerlendirilmesi önerildi.
KTEPH tedavi edilebiliyor
SDÜ’nün açıklamasında, hastalığın kontrol altına alınabilir ve hatta tamamen iyileştirilebilir olduğu vurgulandı. Tedavi seçenekleri şöyle sıralandı:
· Pulmoner Endarterektomi (PEA): Tam iyileştirici cerrahi yöntem.
· Balon Pulmoner Anjiyoplasti (BPA): Cerrahiye uygun olmayan hastalarda damar tıkanıklığını genişleten etkili bir yöntem.
· İlaç tedavileri: Damar basıncını düşürerek şikâyetleri azaltıyor.
· Ömür boyu antikoagülan tedavi: Tüm hastalar için zorunlu.
Bu tedaviler sayesinde KTEPH’in artık “yaşamla bağdaşmayan” değil, kontrol altına alınabilen hatta tamamen iyileştirilebilen bir hastalık olduğuna dikkat çekildi.
“Nefes darlığı kader değildir”
SDÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, özellikle uzun süren nefes darlığı veya açıklanamayan pulmoner hipertansiyon bulgusu olan hastalarda KTEPH ihtimalinin mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.