TÜRKİYE

Tobb'un 66. Genel Kurulu

Abone Ol

TOBB'un 66. seçimsiz genel kurulu TOBB-ETÜ'de yapılıyor. Genel kurulun açılışında bir konuşma yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 2001 yılındaki büyük ekonomik krizde pek çok insanın işini ve servetini kaybettiğini, hepsinden önemlisi ise umudunu kaybettiğini söyledi.
Türkiye'nin yeniden ayağa kalkmasının yıllar alması beklenirken, bu karamsar tablo içinde bile umutlarını hiç kaybetmediklerini, tam aksine umut aşıladıklarını dile getirdi.
2002 yılındaki genel kurulda Türkiye için koydukları hedefleri hatırlatan Hisarcıklıoğlu, özel sektör olarak 2010 yılı sonu itibariyle 3 alanda daha rekorlara imza attıklarını söyledi. İmalat sanayi üretimi, makine yatırımları ve kayıtlı istihdamda tarihi zirveye ulaştıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, sadece son bir yıl içinde özel sektörün tam 1 milyon 57 bin kişiye kayıtlı istihdam sağladığını bildirdi.
Bu başarının mimarı olan tüccar ve sanayicilerle ve özel sektörle, yani bu salonu dolduranlarla gurur duyduğunu TOBB Başkanı, ''Sadece kazanmadınız, bu millete de kazandırdınız. İyi ki kazanıyorsunuz, iyi ki yatırım yapıyorsunuz, iyi ki istihdam ediyorsunuz, iyi ki sizler varsınız'' dedi.
Ancak zamanın, rehavete kapılma zamanı olmadığını belirten Hisarcıklıoğlu, içeride cari açığın daha tehlikeli hale geldiğine dikkat çekti. Dışarıdaysa Avrupa'daki finansal krizin büyüdüğünü, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da kargaşanın artarak devam ettiğini, içinde bulunulan coğrafyada değişim sancılarının çekildiğini, Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin riskler ve belirsizliklerle dolu olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin tam bu coğrafyanın ortasında olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, söz konusu bölgenin zor ve çetin bir bölge olduğunu ve dünya politikalarının odağında bulunduğunu bildirdi.

-''12 HAZİRAN'I YENİ BİR BAŞLANGIÇ YAPMALIYIZ''-

Bu yüzden Türkiye'nin bu coğrafyada hem iktisadi, hem de siyasi açıdan güçlü olma mecburiyeti bulunduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, 12 Haziran'da yapılacak genel seçimlere değinerek şunları kaydetti:
''Bu süreci, istikrar ve reform ortamının yeniden ivme kazanması için bir fırsata dönüştürmeliyiz. Eksik bıraktıklarımızı, yapamadıklarımızı, tamamlamalıyız. Yeni başarılara imza atmak için, 12 Haziran'ı yeni bir başlangıç yapmalıyız. Şimdi önümüze yeni hedefler koyduk. 2023 vizyonumuz siyasetin de, toplumun da ortak hedefi haline geldi. 3 büyük siyasi partimizin de ekonomik büyümede özel sektörün önemine vurgu yapmaları, destek vermeleri, bizlere umut veriyor. Sadece bir seçim dönemi için değil, 2023'e yönelik vizyon belirlemeleri hepimizin motivasyonunu arttırıyor. Özel sektör olarak bizler son 10 yılda olduğu gibi, daha fazla çalışacağımıza, daha fazla üreteceğimize, daha fazla yatırım ve istihdam sağlayacağımıza söz veriyoruz. Geçtiğimiz 10 yılda nasıl başardıysak, emin olun ki önümüzdeki 10 yılda daha iyisini başarırız. Biz kendimize güveniyoruz.''
Konuşmasında siyasetçilere de seslenen Hisarcıklıoğlu, ''Siyasetçilerimizden de istikrar ve reform için daha fazla bir araya gelmelerini, siyasette diyalog ve uzlaşmayı sağlamalarını bekliyoruz'' dedi.
Bugünün yeniden büyük hedefler etrafında kenetlenme zamanı olduğuna işaret eden TOBB Başkanı, herkesin ortak paydasının memleket sevdası, ortak amacının da ülkenin kalkınması ve milletin bekası olduğunu kaydetti.

-HZ. ALİ'DEN CEMİL MERİÇ'E KADAR ÖRNEKLER VERDİ-

Mehmet Akif'in ''Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez'' mısralarına atıfta bulunan Hisarcıklıoğlu, insan yaratılırken Yüce Allah'ın farklılıkları bir zenginlik olarak bahşettiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti:
''İnsan ve hayata dair tek bir doğru yoktur. Allah'ın kelamı dışında her şey tartışılır. Hiç kimse kendi fikrinin en doğru olduğunu iddia edemez. Çünkü hiç kimse her şeyi bilemez. Hazreti Ali der ki; bilmediklerim ayaklarımın altına konulsaydı, başım göğe ererdi. Herkes hangi düşünceye kulak vermişse öbürüne sağır kesilmesin. Bu ülkede sosyal barışın anahtarı, aklı ve vicdanı kiraya vermemekten geçiyor. Buradan toplumumuzun çoğunluğunu oluşturan önyargısız zihinlere ve vicdanlara sesleniyorum. Cemil Meriç'in vurguladığı gibi, idraklerimize giydirilmiş deli gömleklerini çıkaralım. Nefsimize değil, vicdanımıza kulak verelim. Komşumuzu öteki diye görmeyelim. Türkiye'nin geriye gitmesine, kavga, karmaşa ve belirsizlik ortamına sürüklenmesine izin vermeyelim. Reformların önünün kesilmesine müsaade etmeyelim.
Ülkemizde; kavganın değil huzurun, çatışmanın değil diyaloğun, kutuplaşmanın değil istişarenin hâkim olmasını sağlayalım. Demokrasi ve kalkınmayı sekteye uğratacak her girişimin de karşısında duralım. Türkiye'yi güçlü ekonomisiyle, kaliteli demokrasisiyle, yükselen yıldız haline getirelim.''

-''YENİ ANAYASA KATILIMCI YAKLAŞIMLA HAZIRLANMALI''-

Türkiye'nin ekonomide olduğu gibi, demokraside de dünya standardına ulaşması gerektiğini, bunu sağlamanın yolunun ise siyaseti tabana yaymak olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, millet ile vekilleri arasındaki bağın güçlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
Türk demokrasisinin kalitesinin artırılması isteniyorsa, siyasi partiler ve seçim kanunlarının, seçenle seçilen arasındaki bağı güçlendirecek şekilde değiştirmesi gerektiğine vurgu yapan Rifat Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ortak sorunlarımıza, birlikte çözümler bulacak, daha demokratik, şeffaf ve katılımcı bir siyaset anlayışını öne çıkartmalıyız. Yeni anayasa tartışmaları, böyle bir zemini oluşturmak için uygun bir başlangıçtır. Anayasamız yenilenmelidir. Zira yeni ve daha sağlam bir toplumsal mutabakata ihtiyacımız var. Sadece siyaseten değil, ekonomik ve toplumsal olarak da yeni ve çağdaş bir anayasaya ihtiyacımız var. Anayasanın yenilenme süreci en az içeriği kadar önemlidir. Yeni Meclisimiz, yeni anayasayı katılımcı bir yaklaşımla hazırlamalıdır. Türkiye kendisini oluşturan tüm unsurları ile kaynaşmalı, farklılıklar içinde bütünleşmeli ve yeni anayasasını konuşarak, tartışarak ve uzlaşarak yapmalıdır. Bu da yeni bir kavga alanı olmamalıdır. Yeni Anayasada toplumumuzun olmazsa olmazı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yapımız korunmalıdır.''

-''DAHA ADİL PAYLAŞIMI SAĞLAMALIYIZ''-

Seçimden sonra oluşacak yeni meclise milletvekillerine tarihi görevler düştüğünü, eğitimden yargıya, vergi sisteminden kamu yönetimine kadar birçok alanda yapısal değişimi sağlayacak reformların hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, ''Öncelikle ekonomik büyümenin daha adil paylaşımını sağlamalıyız. İşsizlikle, yoksullukla ve kayıt dışılıkla mücadelemizi güçlendirmeliyiz'' dedi.
Türkiye'nin zenginliğini tüm kesimlere yaydıkları zaman huzurlu bir toplum olmayı başarabileceklerine işaret eden Hisarcıklıoğlu, bunun da insana yapılacak yatırımla mümkün olacağını söyledi. Hisarcıklıoğlu, insanı yücelttikleri ölçüde ülkenin değerini artırabileceklerini belirterek, ''İnsanı yücelt ki devlet yücelsin anlayışını hakim kılmalıyız. Tüm vatandaşlarımıza fırsat eşitliği sağlayacak bir eğitim yapısını kurmalıyız'' diye konuştu.
Bir başka önemli hedefinin de Türkiye içindeki gelir farklılıklarını azaltmak olduğunu anlatan TOBB Başkanı, bölgesel kalkınma ajanslarının kurulmasının, yerel büyüme fırsatlarının kullanılması açısından devrim niteliğinde bir adım olduğunu bildirdi. Ancak karar alma süreçlerinde özel sektörün ikinci planda bırakılması amaca uygun olmadığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, bu alanda özel sektörün gerçek anlamda dahil olmadığı bir yapının başarılı olması mümkün görülmediğini söyledi.
Konuşmasında ekonomideki adaletsizliklere de değinen Hisarcıklıoğlu, bu konudaki bir başka adaletsizliğin ise perakende sektöründe yaşanan kuralsızlık olduğunu dile getirdi. TOBB Başkanı, dönüşümün önüne geçilemeyeceğini, ancak perakende sektöründe düzenleyici bir yasanın olmamasının, esnafı nefes alamaz, KOBİ'leri de fasoncu hale getirdiğinin kabul edilmesi gerektiğini bildirdi.
''Serbest piyasadan kasıtın, kurtlarla kuzuların aynı ortamı paylaşması demekse bu, eşit olmayan, adaletsiz bir düzendir. Soruyorum size; güçlü olanların, güçsüzleri serbestçe tasfiye ettiği bir piyasayı mı, yoksa rekabetin adil olduğu, kurallı bir piyasayı mı tercih edersiniz?'' diye soran Hisarcıklıoğlu, adil rekabetin olmadığı bu ortamın, girişimciliğin önünü tıkadığını, yerli markaları yok, tüketicileri mağdur ettiğini anlattı. TOBB Başkanı, bu nedenlerle perakende yasasının bir an önce çıkarılmasını beklediklerini kaydederek, piyasadaki gelişigüzel ve çoğunlukla tüketiciyi yanıltan, indirim kampanyalarının da bir düzene kavuşturulmasını istedi.
Kayıtdışılık konusuna da değinen Hisarcıklıoğlu, ''Biz, kayıtdışılık yüzünden hesabını veremeyen, hesap veremediği için de hesap soramayan, defolu bir toplum olmak istemiyoruz'' dedi.

-NİL'İN, KIZILIRMAK'IN, DİCLE'NİN ÇOCUĞU BİZİM KARDEŞİMİZ''-

Konuşmasının son bölümünde Ortadoğu'daki gelişmelere de değinen Hisarcıklıoğlu, Ortadoğu halklarının, değişim taleplerini daha yüksek sesle dile getirmeye başladıklarını hatırlatarak, ülke yönetimlerinden karşılık bulmayan bu taleplerin, söz konusu coğrafyayı yeni bir çatışma ve belirsizlik ortamına sürüklediğini söyledi. Ticaretin en büyük barış kaynağı olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
''Ticaret yapan, savaşı konuşmaz, birbirine kötü bakmaz. Bugüne kadar bu coğrafyanın güvenlik unsuru olan Türkiye, bundan sonra refahın ve ticaretin yayılmasının da kaynağı olacaktır. Girişimcilerimizin bu coğrafyada daha fazla ticaret ve yatırım yapması, çevre ülkelerdeki girişimci orta sınıfın gelişmesini sağlayacaktır.
Girişimci orta sınıf geliştikçe, Türkiye'de olduğu gibi bu coğrafyada da demokrasi ve istikrar kuvvetlenecektir. Biz buna büyük önem veriyoruz, zira Nil'in çocuğu da, Kızılırmak'ın çocuğu da, Dicle'nin çocuğu da bizim kardeşimizdir. Bakü'nün, Bosna'nın, Kudüs'ün meselesi de, bizim meselemizdir. Ya hep beraber kaybedeceğiz, ya da hep beraber kazanacak, gelişecek ve zenginleşeceğiz.''
Hisarcıklıoğlu'nun konuşması sık sık delegeler tarafından alkışlarla kesildi.
Bu arada TOBB Genel Kurul salonunun önceki yıllardakinden farklı olarak süslenmediği ve oldukça sade bırakıldığı gözlendi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun konuşmaları sırasında gazetecilerin türbinler katındaki basın merkezine aynı katı kullanarak geçmelerine izin verilmezken, delege ve misafirlerin birkaç x-ray cihazından geçtikten sonra salona alınmaları dikkat çekti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında sırasında ise gazeteciler, basın merkezine aynı katı kullanarak geçebildiler.