Ayasofya'nın halihazırda ayrıca müze ayrıca de camii olarak faaliyet gösterdiği belirli mektupta, laf konusu yapının ibadethane rolünün genişletilmesinin şu asıl dek Ayasofya’ya herhangi bir zarar vermediği, içinde bulunan sanat eserlerinin her yerde gizlenmesine sebep olmadığı kaydedilerek, şu ifadeler kullanıldı: "Endişemiz, süregelen ve halihazırda yalnızca ‘söylem münakaşası’ şeklinde seyreden tartışmaların Ayasofya’nın tarihi ve arkeolojik bulgularının hasar görmesi ve sanat eserlerinin gizlenmesi ile sonuçlanacak benzer şekilde baştan savma ve yanlış müdahalelere maruz kalması. Ayasofya yerel ve yöresel siyasete makine edilemeyecek kadar hoş bir anıt ve önemli bir tarihi doküman. Birbiri ardına gelen Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti yönetimleri bu anıtı zamanın yok edici etkilerinden korumuş ve değerini sadece kendileri için değil, bizler de dahil edinmek üzere tüm gelecek nesiller için muhafaza etmeyi başarmıştır. Mevcut Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu korumacı ve sorumluk sahibi idare geleneğini sürdürmesi bizim, Bizans ve Osmanlı tarihi, kültürü ve sanatları üzerine çalışan bilim insanları için hayati öneme sahip."
Panagiotis A. Agapitos, Max-Planck Enstitüsü, Frankfurt Engin Akyürek, Koç Üniversitesi Benjamin Anderson, Cornell Üniversitesi Tülay Büyüyen, Sabancı Üniversitesi Charles Barber, Princeton Üniversitesi Averil Cameron, Oxford Üniversitesi Ayşe Henry, Bilkent Üniversitesi Gül Kale, Carleton Üniversitesi Ayşin Yoltar, Brooklyn Müzesi Nükhet Varlık, Rutgers Üniversitesi Baki Tezcan, Kaliforniya Üniversitesi Tuğba Tanyeri-Erdemir, Pittsburgh Üniversitesi A. Tunç Neşeli, Columbia Üniversitesi B. Harun Ufak, Pennsylvania Üniversitesi Yavuz Köse, Viyana Üniversitesi Felek Konuk, Duisburg-Essen Üniversitesi Ceyda Karamürsel, Londra Üniversitesi SOAS Sinem Casale, Minnesota Üniversitesi Suna Çağaptay, Cambridge Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi Bu haber sizlere www.haber32.com.tr farkıyla sunulmuştur