"Başörtülü psikolog olmamalı." diyen Üstün Dökmen üç yıl evvel de "Nasıl ki sarhoş pilot olamazsa, başörtülü rehberlik öğretmeni de olamaz." diyerek müthiş zeka ürünü bir denklem kurmuştu. Faşizmin bir çok çeşidi vardır. Zenci-beyaz, fakir-zengin, güzel-çirkin ayrımı ne kadar iğrençse bir meslek için başörtülüleri ehil görmeyip lafı eveleyip geveleyerek "empati, sempati" diye bahaneler uydurmak da o kadar tiksinç bir davranıştır. 

Üstün Dökmen'e taş çıkartacak kadar zırvalayan biri daha var. O da Fatih Altaylı. 28 Şubat döneminde başörtülülere en iğrenç ifadelerle saldırmıştı. Şimdi her sahnesinde daha çıplak olarak dikkat çekmek isteyen, LGBTİ bayrağıyla boy gösteren popçu Gülşen'le başörtülülerin direnişini eş değer görüyor. "Baskılara karşı başörtüsünü çıkarmayan kadınlarla Gülşen arasında bir fark yok" diyor.

Öncelikle "Baskı ortamında olsaydı Gülşen, o kıyafetleri nasıl giyebilirdi?" diye soruyorum. Sonra da "çıplaklık" özgürlük mü yoksa diğer insanlara saygısızlık hatta taciz kapsamında mı değerlendirilmelidir diye düşünülmesini istiyorum.

Başörtüsüyle okumasına ve çalışmasına izin verilmeyen bir kadının Allah'ın ayeti, emri için mücadele etmesiyle nefsine köle olup çıplaklık için mücadele eden kadın nasıl aynı kefeye konulabilir? Aklını yitirmemiş her insan oturup düşürek konuşsa, başörtüsü nefretini, ön yargısını bir kenara bırakabilse, ailesinin, çocuklarının yahut torunlarının ne Gülşen gibi sahnede soyunmasına ne de LGBTİ'den biri olmasına müsaade etmeyeceğini biliyorum.  Zira bu ahlaksızlık, bozgunculuk, ailenin ve toplumun yok olması, insanlığın sonu demektir. Lafı çok da uzatmadan Allah'ın ayetleriyle bitirmek istiyorum:

Lut’u da (kavmine gönderdik.) Hani (Lut) kavmine: “Sizden önce âlemlerden hiç kimsenin yapmadığı bir fuhşiyatı mı yapıyorsunuz?” demişti. "Şüphesiz ki sizler, kadınları bırakıp erkeklere şehvetle yaklaşıyorsunuz. Siz, aşırı giden taşkın bir toplumsunuz.” (7/A'râf 81-82)

"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine dış örtülerini alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir."(Ahzab, 33/59).