Türkiye’de Mızrap Çocuk Vakası

Askerden kaçmak isteyen bir kişi, eğer bu mükellefiyetten şu ya da bu şekilde kurtulacak olursa, Mızrap adındaki oğlunu kurban etmeye karar vermiş, gerçekten de askerlikten kurtulur kurtulmaz oğlunun boğazını ekmek bıçağıyla kesmiştir. Olay ortaya çıktığında savcılık işe el atmış ve dava sonucunda bu kişi layık olduğu cezaya mahkum olmuştur. 

1962 yılında Erzincan’ın Tercan İlçesi’ne bağlı Kargın köyünde akıllara durgunluk veren bir olay yaşanır. Olay’ın faili 26 yaşındaki Müslim Koca günlerce gazetelere manşet olur. O olayı okuyan, duyan herkes derinden sarsılır.

Bir erkek çocuk babası olan Müslim askerliğini gardiyan olarak Isparta’da yaparken iftiraya uğrar. Para çaldığı iddia edilir. Dini bir iç dünyaya sahip Müslim, bu iftiradan kurtulduğu takdirde ikinci doğacak oğlunu Allah’a kurban edeceğine dair kendi kendine söz verir. Bir süre sonra gerçek ortaya çıkar ve Müslim aklanır.

Müslim Koca köyüne geri döndüğünde karısının hamile olduğunu görür. 11 Şubat 1962’de karısı doğum yapar ve bir erkek bebek dünyaya getirir. Çocuğa “Mızrap” adını verir. Çocuğun erkek olmasını Allah’ın kendisinden kurban istediğine yorar.

Ailenin her geçen gün yoksullukları artar, büyük oğlu hastalanır, köyde kuraklık çıkar. Müslim tüm bu felâketlerin daha önce söz verdiği adağını yerine getirmediği için ortaya çıktığına inanır. Birara “adağını” yerine getirmek için 40 günlük oğlunu kurban etmeye niyetlense de bebeği çok cılız bulduğundan vazgeçer. Kendi deyimiyle bebeğin “biraz daha beslenmesi, toparlanması” gerekmektedir.

24 Nisan 1962 sabahı “o günün” geldiğine karar verir. 2 buçuk aylık oğlu Mızrap’ı yıkaması için karısı Gülbahar’a teslim eder. Bu arada kendisi de abdest alıp namaz kılar. Sonrasında bebeği alarak evinin biraz ilerisinde boş bir çimenlik alana gider.

Aklında hep Hz. İbrahim’in de oğlunu Allah’a kurban etmesi vardır. Dolayısıyla yaptığı şeyin hayırlı birşey olduğundan şüphesi yoktur. Allah koskoca İbrahim Peygamber’den bunu talep ettiyse kendisinden haydi haydi talep etmiştir. Hem Hz. İbrahim’e Allah müdahale etmiş ve oğlunun yerine kesmesi için bir koç göndermemiş midir?

Bu düşünceler içerisinde önce bebeği yere yatırır. Besmele çeker. Cebinden çıkardığı bıçağı bebeğin boğazına dayar. Dua ederek bebeğin boğazını keser. Bir süre bebeğin ufacık bedeninin can çekişmesini izler. Boyun kemiğine kadar parçalanan yavrucak hemen oracıkta ölür. 2 buçuk aylık bebek Allah’a adak olarak kendi öz babası tarafından kurban edilmiştir!

Olay duyulduktan sonra Müslim Koca jandarmaca tutuklanır. Yaptığı şeyden hiç pişmanlık duymadığını, sadece Hz. İbrahim’in yolundan gittiğini söyler. Yaptığı şey Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’e yapmak istediği şeydir. Ne fazla ne eksiktir. Allah’a karşı vazifesini yapmıştır!

Müslim Koca doktorlar tarafından muayene edilir. Akli dengesinin kesinlikle yerinde olduğu kanaati oluşunca yargılanır ve idam cezasına çarptırılır. Daha sonra ifade değiştiren katil babanın cezası müebbete çevrilir. Duruşmaları yapılırken salondaki bazı izleyiciler baygınlık geçirmiştir.

Bu olay 17 yıl sonra 1979’da Atıf Yılmaz tarafından film yapılır. “Adak” filminin başrolünü Tarık Akan ve Necla Nazır paylaşmıştır.

NOT: Ne esef vericidir ki, o zamanın 
yargıtayı, söz konusu cinayetin “dinsel inançlar” etkisiyle işlenmiş olduğunu, dolayısıyla bu inançların “cezayı hafifletici sebep” (“esbab-ı muhaffefe”) olması gerektiğini bildirerek mahkeme kararını bozmuştur. Olay adalet tarihimizde “Mızrap Çocuk” olayı olarak yer almıştır.

Trafik Sigortası Primlerinde Yeni Dönem Başladı Trafik Sigortası Primlerinde Yeni Dönem Başladı

Kaynak:Gazeteilksayfa.com