Güzellik, bana duygusal ilhamlar veren yazılar, şiirler yazdırabilen ortamlardır. Kötümser duygulardan çok uzaklara götüren, bir zaman dilimini en iyi kullanabilmeme vesile olan, etrafıma çevreme faydalı olabileceğim duygularımı pekiştiren zamanları da güzel bulurum. Ruhumuzu dinlendiren, acı, üzüntü gibi şartlardan uzaklaşmamızı sağlayan, birkaç saat tek bir noktada buluşulan zamanlar, güzel değil midir?

            Gözler, güzellikleri görmek içindir tabii ki görebilene. Bir odada bulunan üç kişiye dışarıda ne gördükleri sorulmuş. Birincisi sadece pencerenin camını, perdenin kirlerini görmüş. Odadan dışarısını bile düşünememiş. İkincisi, dışarıda yerdeki çamurları görmüş. Üçüncüsü ise gökyüzündeki güneşin pırıltılarını, iç açıcılığını, dışarıdaki hayatın çok güzel olduğunu görmüş. Bu demek oluyor ki insanlar bakış açılarına, dil, din, kültür birikimlerine göre güzellikleri görebilirler.

            Güzellik insanlara göre değişen bir mefhumdur. Birimize göre güzel gelen bir tablo ya da bir güzellik kraliçesi diğerimizin güzellik anlayışına terstir, onları beğenmeyebilir. Belki de onun için güzel, dereceye bile giremeyen bir başkasıdır. Siz belki rengârenk açmış bir çiçeği güzel bulursunuz diğer bir kişi açmayan yeşil yapraklı bir bitkiyi güzel bulur. Bir roman okursunuz onda kendinizden bir şeyler bulursunuz, okudukça zevk alırsınız, nasıl bittiğini anlayamazsınız. Sizin güzel bulduğunuz, tavsiye ettiğiniz kitabı arkadaşınıza verirsiniz. Zannedersiniz ki aynı duyguları paylaşacaksınız gelip de size “ harika kitap” diyeceğini düşünürsünüz. Oysa o umursamaz bir eda ile size “ eh işte fena değilmiş” der. Demek ki güzellik duyguları kişisel olur.

             Asıl güzellikler ruh güzelliğidir, fiziki güzellikler gelip geçer. Güzel ve güzellik üzerine düşünceler, insanlar yaşadığı sürece ortaya konulacaktır. Ancak tarifleri kesin, net ve sınırları belli olmayacaktır. Şu nokta kesindir ki biz insanlar güzellik aşığıyızdır. Bütün güzellik duygularının yoksun olmamasını dileyerek bir şairimizin sözleriyle yazımızı bitirelim: “Severim her güzeli senden eserdir diyerek”.